Dünyanın oyunu olarak nitelendirilen ve tüm Dünya ülkelerine hastalık derecesinde yayılan ‘’Dünya Futbol Şampiyonası’’ bir haftadan beri zevkli ve heyecanlı karşılaşmalar ile sürüyor.
    Dünyada büyük bir ilgi gören bu spor mücadelesi, genellikle Avrupa ülkelerinin takımları ile Güney Amerika Futbol takımları arasında centilmence ve sportmence bir mücadele şeklinde geçiyor. Bir haftadan beri devam eden ve bir ay sürecek olan,benim de şahsen büyük bir zevk ve heyecanla izlediğim, futbol savaşı olarak isimlendirebileceğim nefes kesici  karşılaşmalar,tüm takımların birbirine eşit güçte olmaları nedeniyle Türk futbolseverleri tarafından da  büyük bir heyecanla takip ediliyor. 
    TÜM TAKIMLAR FİZİK GÜÇ VE
    KONDÜSYONA DAYALI BİR
    OYUN SERGİLİYORLAR
    Diğer taraftan bugüne kadar izlediğimiz karşılaşmalarda tüm takımlarda ortak bir özellik ortaya çıkıyor; bu takımlardan sadece Brezilya Milli takımı hariç,
diğer takımlar tamamen fizik ve kondüsyon gücüne dayalı olarak futbol oynuyorlar.
    Daha önce bizim Futbol Milli Takımımız da, Teknik Direktör Mircea Lucescu yönetiminde oluşturulan genç bir kadro ile, gelecek Avrupa Şampiyonası için çeşitli Avrupa ve Afrika ülkelerinin milli takımları ile hazırlık karşılaşmaları oynadı. İran, Fas ve Rusya milli takımları ile oynanan üç hazırlık karşılaşmasındaki gözlemlerimiz bizim milli takımımız, ne fizik, ne kondüsyon nede oyun sertliği, oyun sürati açısından Avrupa ve Güney Amerika ülkelerinin takımlarının düzeyinde değil. Bu hiç de hoş olmayan durum, Türk Futbolu yönetiminde baştan aşağı bir değişikliğin gerektiğine önemli bir işaret olarak kabul edilmeli ve ona göre hareket edilmeli. Bu da başta Futbol Federasyonu olmak üzere, hakem komitesine kadar dayanacak köklü bir değişikliğin yapılmasının şart olduğunu gösteriyor. Bu değişikliklerin de gelecek Avrupa Futbol Şampiyonası başlamadan çok önce, yani Dünya Futbol Şampiyonasının bitiminden hemen sonra, başlatılması gerekiyor.
    DEĞİŞİM FUTBOL
    FEDERASYONUNDAN
    BAŞLAMALI
    Bilindiği gibi dünyadaki tüm ülkeler Futbol Federasyonu Başkanlarını, futbolun içinden gelmiş kimselerden, yani eski futbolculardan seçiyorlar. Buna örnek olarak ise Almanya, Fransa, İsviçre, İngiltere vb. gösterilebilir.
    Türk Futbolunda yapılacak ikinci önemli reform ise Hakemlik müessesesinde olmalı. Bunun için de Hakem Komitesinin başına getirilecek kimsenin bu işte ehil, yani futbol bilgisi ve kültürü geniş ve daha önce çok başarılı bir hakemlik devresini geçirmiş olması aranmalı.
    Futbol devriminde ise,  daha sonraki aşamada ülkemizde futbol okullarının açılmasına büyük önem verilmeli, çocuklarımız daha küçük yaştan itibaren bu okullarda futbol eğitimi almalıdır.
    Bu konudaki son sözümüz ise şöyle olacak. Dünyada büyük bir işkolu haline gelmiş  ve işsiz gençlere yeni bir iş alanı açmış olması bakımından, artık bizde de Futbola değişik yani ekonomik açıdan bakmanın zamanının geldiğine inanıyoruz. Öte yandan futbol konusunda yapılan istatistiki çalışmalar Türk futbolunda önemli bir gerileme olduğunu, bir zamanlar dünya futbolunda 18-20 ci sıralarda yer alan Türk Futbolunun, son yıllarda 30-34. Cü sıralarda gösterilmesi bunu  ayan beyan ortaya çıkarıyor. Bu durum da bir futbolsever olarak benim  içimi acıtıyor. Bu acıyı benim gibi tüm Türk futbolseverlerinin duyduğundan eminim.  
    

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.