Yaşım itibariyle Türkiye Cumhuriyeti Devletine, Türk halkına karşı gerçekleştirilen darbeleri yaşamış biri olarak 15 Temmuz Darbe girişiminde gösterilen direniş mücadelesini hala unutamıyorum.
Gerek 27 Mayıs 1960,gerekse de 12 Eylül 1980 İhtilali Darbecilerin hiçbir direniş ile karşılaşmadan, Ordunun hâkimiyetine boyun eğilmesi nedeniyle gerçekleşen ve sancıları hala yaşanan anti Demokratik ve gayri yasal girişimlerdi.
Birçok günahsız insan işkencelere maruz kalmış, ceza evlerinde hücrelerde en kötü şartlarda yaşamaya mahkûm edilmişti.
15 Temmuz’da gerçekleştirilen başarısız darbe girişimi Türk halkının güçlü direnişi sayesinde bastırılmış ve Türkiye demokrasisi büyük bir tehlike atlatmıştır.
15 Temmuz darbe girişimi, Türkiye’de daha önce yaşanan darbelerden farklı özelliklere sahip bir olaydı.
Türk Milleti 15 Temmuz gecesi tarihte eşine az rastlanır büyük bir yara aldı.
Ama inancını kaybetmeyen bir iradeyi ortaya koyarak dünyanın en büyük şer güçlerinin bir araya gelip yazmak istediği zafere engel oldu.
Batının ve ABD nin de destek verdiği açıkça görülebilen kalkışma Türk Milletinin canı pahasına ortaya koyduğu mücadele ile püskürtüldü.
Aslında amaçlarının Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı devirip, devleti işlemez hale getirmek, ardından milletini birbirine kırdırmak ve Türkiye’yi parçalamak olduğu ortadaydı.
Türkiye, darbe görünümlü işgal ve iç savaş senaryosu ile yüz yüze kalmıştı.
Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı’nın parçalanması gibi bir yok oluşa mahkûm edilmek istendi.
Tanklar kışlalardan çıkmış, ordu içindeki vatan hainleri sokaklara salınmış, köprüler tutulmuş, ülkenin Cumhurbaşkanı için suikastçılar gönderilmiş, binlerce kişilik infaz listeleri hazırlanmış, on binlerce insan için toplama kampları belirlenmiş, Milletin Meclisi bombalanmış, sivil insanlar tanklarla ezilmiş, sokakta insanlar kurşun yağmuruna tutulmuş ve adeta bir katliam başlatılmıştı.
Şükürler olsun ki; zalimler arzuladıkları ve hayal ettikleri emellerine ulaşamadılar.
O gece Edirne’de yaşananlara bakacak olursak; 15 Temmuz gecesi, askeri darbeye katılmak üzere Edirne’nin Karaağaç Mahallesi’nde birliklerden personel zırhlı taşıyıcı ve tanklar çıkış yaptı.
Edirne Emniyet Müdürlüğü ekipleri, araçlarını Karaağaç Mahallesi’ni kent merkezine bağlayan Meriç köprüsü üzerine çekti ve askeri araçların geçişine izin vermedi. Daha sonra aynı nehir güzergâhı üzerindeki Süvari Köprüsü’ne giden darbeci askerler, kamyon ve araçlarla kapatılan köprüden geçemeyince, kent merkezine ulaşamadı.
Aynı birlikler sabah 05.00 sıralarında girişimlerini tekrarladı.
Ancak kent merkezine ulaşamadan geri dönmek zorunda kaldı.
Edirne’nin Süloğlu İlçesi’nde de tanklar hazırlık yaptıktan sonra halkın sokaklarda olduğunu öğrenince geri dönmek zorunda kaldı.
Böylelikle 3 kez yaşanan darbe girişimi başarısız oldu.
Allah bir daha böyle günler ve olaylar yaşatmasın inşallah. Türkiye Cumhuriyet Devleti Dünya durdukça dimdik ayakta duracak, Büyük Kurtarıcı Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözünü asla unutmayacaktır; “Ulusal egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, mahvolur”.
