Aralık Ayı gerçekten de benim için bir hüzün ve kahır ayıdır.

9 Aralıkta Babamı,17 Aralık benim için unutulmazlar arasında yer alan Mehmet Karagöz Ağabeyim ve genç yaşta kaybettiğimiz Edirnespor'lu Doğan Seyfi kardeşimizin acısını ve üzüntüsünü yaşarım her yıl.

İşte bu gün 17 Aralık 2001 de kaybettiğimiz Seyfi kardeşimiz ile 17 Aralık 2002 yılında kaybettiğimiz Mehmet Karagöz Ağabeyimizi anmak için her yıl olduğu gibi köşe yazılarımı sizler ile paylaşıyorum.

MEHMET KARAGÖZÜ UNUTMADIK..

Edirne Gazeteciler Derneği’nin Kurucu Başkanı Mehmet Karagöz, ölüm yıldönümünde her yıl Buçuktepe’deki kabri başında ailesi ve yakınları tarafından dualarla anılır.Geçen yıl ve bu yıl rahatsızlığım nedeniyle katılamadığım anma programında sevgili ağabeyimizi bir kez daha rahmetle ve minnetle anıyorum.17 Aralık 2002 yılında geçirdiği rahatsızlık sonucu yaşamını yitiren Karagöz’ün benim için önemi çok büyüktür.Şükrüpaşa İlk Okulu Müdürlüğüne atandığım 1982 yılından emekli olana kadar Okul Aile birliği Başkanı olarak hep yanımda olmuş ve yardımını,desteğini esirgememiştir.

Bu nedenle kendisini unutamam.

Bunun yanında Edirne basınında görev yapmaya başladığım yıllarda da ilgi ve alakasını görmüşümdür.

Her yıl Buçuktepe Mezarlığında düzenlenen ve benimde katılma konusunda hassasiyet gösterdiğim ama bu yıl sağlık sorunlarım nedeniyle katılamayacağım anma törenlerinde Değerli ağabeyimiz Mehmet Karagöz’ü unutmadığımızı ifade ederek dualar ederiz.

Mehmet Karagöz’ün sağlığında fakir seven, doğruluk ve dürüstlükten yana bir insan olduğunu ve erken vefatının sadece basın camiasında değil tüm sevenlerinde de büyük şok yarattığını biliyoruz.

Üyesi olduğum Edirne Gazeteciler Derneğimizin kurucu başkanı ve uzun yıllar başkanlık görevini yapan Mehmet Karagöz ile en yakın dostlukla yaşamış kişilerden birisi olmaktan mutluluk ve onur duyduğumu ifade etmek isterim.

Şükrüpaşa İlkokulu Müdürlüğüm süresinde Okul Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı olarak hep yanımda olmuş,destek vermiş bir ağabeyim olan

Mehmet Karagöz’ün kızı Okulumunda Velisi olan Şennur Karagöz de,her yıl yaptığı açıklamalar ile üzüntüsünü ifade ederken şunları söyler; “Acımız ilk günkü gibi.Hiçbir zaman unutulacak gibi değil. Unutulacak bir insan değildi. Herkesin kalbindeydi.Ve halen herkesin kalbinde. Edirne’ye böyle bir insanın daha gelebileceğini düşünmüyorum.

İyi niyeti, babalığı, dedeliği mükemmel bir insandı.

Onun çocuğu olduğum için de gurur duyuyorum.

Edirne’nin tekrar başı sağ olsun diyorum”dedi.

Değerli Ağabeyimizi ölümünün 19.Yılında bir kez daha rahmetle anıyor yakınlarına ve Gazeteci Camiasına sabırlar ve baş sağlığı diliyorum.

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

DOĞAN SEYFİYİ ANARKEN..

Burnumun direği sızlıyor aklıma geldiğinde.

Ölüm yıldönümü yaklaştığında mutlaka duygularımı ifade edip sizlerle paylaşmak istediğim için her yıl köşe yazısı yayınlarım.

Bu yıl yeni bir yazı yerine 6 yıl önce kaleme aldığım köşe yazımı paylaşarak onu anmak istedim.

21 yaşında hayatının baharında ve Türk Futbolu için büyük umut vadeden ve o zamanın en başarılı santraforu olarak gösterilen Hakan Şükür'ün Veliatı olarak anılan bu güzel insanın aramızdan ayrılışının 15.yılı.

17 Aralık 2001 tarihinde Nazilli yakınlarında yaşanan elim bir trafik kazasında kaybetmiştik onu.

Futbol için yaratılmıştı adeta.

Vücut ve kas yapısı farklıydı sanki onun.

Arkadan bacaklarına baktığınızda kasları dilim dilim ayrılarak yürürdü.

Hele topu ayağına alıp topla attığı deparları ile geçemeyeceği savunma oyuncusu yoktu.

1998 yılında Edirnespor Yöneticisi olduğum dönemde Transfer Komitesi Başkanlığı görevini de yürüttüğüm için onun transferinde ve pazarlığında bende vardım.

O zaman ki parayla yani altı sıfır atılmadan önce 250 milyon peşin 900 milyon liraya anlaşmıştık.

Bir ricası vardı.

Birlikte geldiği Anafartalar Spordan arkadaşını da almamızı istiyordu.

Alt yapıyı da kabul edince arkadaşı ile birlikte transferi gerçekleştirmiştik.

900 milyon ufak bir rakam olarak düşünülebilir ama o yıl Edirnespor’da en büyük transfer ücreti zaten iki buçuk milyardı.

1.Ligte top oynamış bizim çocuğumuz sarı Kadir bile o paraya transfer olmuştu.

Seyfi sempatik ve cana yakın bir çocuk olması nedeniyle çok çabuk adepte oldu ve herkesle kaynaştı.

Necdet Yılmaz onun hamisi ve ağabeyi gibi yanında oldu her zaman.

2.Ligde oynuyordu Edirnespor ve onunla ilgili çok hoş bir anı yaşamıştık İzmir’de.

Göztepe ile Alsancak’ta karşılaşıyoruz.

Maçın 20. dakikası filan bir uzun pası kovalayan Seyfi savunmadaki iki oyuncuyu da ekarte ederek ceza sahasına girdi ve kaleciyi ters köşeye yatırarak sert şutla Edirnespor’u 1-0 öne geçirdi.

Gol sevinci ile saha içinde koşmaya başlayan Seyfi bir anda Göztepe seyircisinin en fazla olduğu tribünün önünde diz çöktü ve seyirciyi selamlamaya başladı.

Şaşırmıştı anlaşılan.

Tribünlerden şişeler poşetler şilteler atılmaya ve bizlerinde bağırıp oradan uzaklaşmasını istememizden sonra kalktı ve orta sahada sevincini yaşamaya devam etmişti.

Maçın normal süresi dolmuş ve hakem auta çıkan bir topu korner olarak gösterince bir karambol golü yiyerek maçı 1-1 tamamlamak zorunda kalmıştık.

1999 da takım 3.lige düştüğünde Seyfi takımda sırıtan oyuncu görünümündeydi artık ve farklı futbol oynuyordu ve goller atıyordu.

Tam 21 gol atarak 3.lig gol kralı olmuştu o yıl.

3.Ligdeki Bandırma maçı da ayrı bir heyecandır benim için.

Yönetici ve kafile başkanı olarak ben gittiğim için Antrenör rahmetli Sefa Erfa Hocam ile kulübeye ben girmiştim

2 gol atmıştı ve 2-0 galip bitirmiştik maçı ama attığı goller hala bazılarının hafızasındadır.

Üç kişinin faul yaparak düşürmeye çalıştığı Seyfi silkelenip onları geçiyor ve iki golüde bu şekilde atıyordu Bandırma kalesine.

Edirnespor’dan ayrılışında ben yönetici değildim.

Duyduğumuz kadarıyla Denizli Başkanı Avrupa’dan dönüşte uğramış ve Başkan Nejat Öztaş ve iki yönetici ile pazarlık yapılarak 150 Milyar liraya satılmış.

Edirnespor’un Transferden aldığı en büyük paraydı o zamana kadar.

Seyfi Denizlide de oynadığı futbol ve insanlara yaklaşımı ile çok sevilen bir futbolcu olmuştu.

Kupa maçında Fenerbahçe’ye attığı golden sonra tüm kulüplerin dikkatini çekmeye başladı ve Beşiktaş’ın Transfer listesine dahi girmişti.

Ama kader gülüyordu bu hayaller kurulurken.

Ve Kuşadası’nda geçirdiği bir günlük tatilinden dönüşte Nazilli yakınlarında aracıyla yaptığı kaza sonrası aramızdan ayrılmıştı.

Kar kış o kadar fazlaydı ki,İstanbul’dan Yeni Karpuzlu köyüne gelişi bile özel araçlar ve Grayderler ile sağlanmış,memleketi olan İpsala’nın Yeni Karpuzlu Köyünde toprağa verilmişti.

İşte bu yiğit delikanlının bu gün aramızdan ayrılışının 20.yılını yaşarken yine hüzün ve kahır içindeyim.

Allah kabir rahatlığı versin, nur içinde yatsın inşallah.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.