2 NİSAN OTİZM FARKINDALIK GÜNÜ

         Bu yazımı çok değerli okurlarıma sunarken, bunu otistik bir çocuğa sahip olan ailelere değil de, doğan her çocuğun biraz da kendi çocuğu olduğunu düşünebilecek, onların geleceğini kendi çocuklarının geleceği gibi algılayacak insanlarımıza hitaben de yazdığımı, bu yazımda özellikle belirtmek istiyorum.

         Doğum oranları geçtiğimiz yıllara göre, artmakta olan otistik çocuklarımız örneğin eskiden %0.1 oranında iken, bugün doğmakta olan otistik çocuk sayısı uzmanların yaptıkları araştırmalara göre, her 150 doğum olayında bir olarak belirlenmeye başladı. Bu da yüksek bir artış oranı olarak kabul ediliyor.

         Bu nedenle  bugün başlayacak olan 2- Nisan -2018 Otistik Çocuk Haftası nedeniyle, bu hastalık hakkında ailelerimizi, vatandaşlarımızı bilgilendirerek kendilerinde bir farkındalık yaratmayı amaçladık

         OTİZM NEDİR ?

         Lügattaki kelime anlamı, içine kapanık, kendi halinde olarak tarif edilebilecek, ancak sadece hastayı değil, tüm ailesini etkileyebilecek yaşam biçimini değiştiren bir davranış, hareket bozukluğu hastalığıdır.

         2- Nisan günü tüm dünyada otizm hakkında farkındalık yaratmak ve otizm ile ilgili sorunlara çözüm yolu bulmak amacı ile, 2008 yılında  Birleşmiş Milletler tarafından ‘’Dünya Otizm Farkındalık Günü’’ olarak ilan edildi. 2-Nisan’da başlayan  ‘’Otizm Farkındalık Ayı’’ çerçevesinde tüm dünyada olduğu gibi yurdumuzda ve şehrimizde  de  otizmle ilgili araştırmaların teşvik edilmesi ve insanların bilinçlendirilmesinin artırılarak, erken tanı ve tedavisinin yaygınlaştırılması hedefleniyor.

         Çocuklardaki otistik bozukluğun genel anlamda belli olan belirtilerinin olmasına karşın, bazı durumlarda anne ve babalar tarafından geç fark edildiği gözleniyor. Otistik bozukluk çocuklarda üç yaşına kadar bazı belirtiler vererek, yavaş bir seyir göstererek, kendini belli etmeye başlar. Bebek ilk doğduğu andan itibaren çevresi ile iletişime ve etkileşime girmek ister. Bu Göz ile nesneleri ve insanları takip ederek, agulama ile sesler çıkararak, karşısındakine gülümsemede bulunarak, göz göze gelerek olabilir. Otistik bozukluk başlangıcı, ilk üç yaş döneminden sonra görülebileceği gibi, doğumdan itibaren başlayan bazı belirtiler ile birlikte görülebiliyor.

         Bu rahatsızlık ne kadar erken davanılarak kavranabilirse  yapılacak müdahaleler sonunda, bu çocukların kendine bakabilme yeterliliği ile sosyal ve iletişimsel kabiliyet kazanmaları  mümkün olabilir. Otizme henüz bir çare bulunamamıştır.

         Otişkin çocukların çok azı büyüdükten sonra bağımsız yaşayabilmekte, bunlardan bir kısmı ise bunda başarılı olabilmektedir.

         Otizm’in değişik isimlerde anılan çeşitli şekilleri var. Ancak, doktorlar tedavisinin olmadığı fikrinde birleşiyorlar. Çocukların ileriki yaşlarında birilerine bağımlı olmadan yaşamaktan kurtaracak, tek çözüm yolunun ise sadece eğitim olduğu biliniyor. Ancak bu konuda halen yeterli eğitici ve kurumun olduğu ise söylenemez. Ayrıca devletin bu konuda daha etkin bir rol oynaması beklenirken, bir anne ve  bir baba olarak o çocukların bizim de çocuklarımız olduğu bilinci ile hareket ederek, bu tür çocuklara ve ailelerine elimizden gelen her türlü yardımı yapmalıyız.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.