Atatürk ve Arkadaşları tarafından 6 asırlık Osmanlı Devletinin yıkılma aşamasına geldiği bir zamandaOsmanlı Devleti enkazından Çağdaş bir Cumhuriyet idaresinin doğduğu,
Bunun tüm dünya’ya Cumhuriyet idaresi olarak ilan edildiği bu mutlu günü hiçbir güç ve kimse unutturulamaz.
Dünyamızda Cumhuriyet idaresi halkın en çok söz sahibi olacağı ümmet yerine millet, bireye dönüştüğü bir çağdaş idare şeklidir. Halkın taba olmaktan birer birey olarak değerlendirildiği yönetimde söz sahibi olacağı bir idaredir Cumhuriyet idaresi .
Bu güzel ülkeyi bizlere armağan eden başta Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere ülkenin kurtuluşuna sağlayan emeği geçen herkese minnet borcumuz vardır.
Eğer bugün ülkemizde hür ve bağımsız başımız dik yaşayabiliyorsak, kişisel olarak haklarımız özgürlüğümüz varsa bunu cumhuriyeti kuranlara borçluyuz, bunu aklımızdan çıkarmayalım.
Ülkemizde daha önceki totaliter idare özlemini çekenler o zamanki insanların haklarının ne seviyede olduğunu, ne kadar insan yerine kullanıldıklarını bilmeleri gerekir.
Bu özlemi duyanların çevremizdeki ülkelerden ibret alması gerekmez mi?.
Onlar, ülkemizdeki bazı şeriat meraklılarının özledikleri idareye sahipler, hangi koşullarda yaşadıkları ortada, birbiriyle savaş halindeler.
Sormak gerek,kim bu ülkelerde olmak, orada yaşamak ister.?
Tüm bu saçma sapan beklentileri bir yana bırakıp ülkemize sahip çıkmamız ,Cumhuriyeti korumamız gerekir.
Ülkeyi Ortadoğu bataklığını sokmak isteyenlere fırsat verilmemeli. Cumhuriyet idaresi halkımızla et kemik gibi kaynaşmıştır. Cumhuriyete sahip çıkanlar bugüne kadar tüm güçlükleri aşarak bu güne gelmiştir.
Dünya’da kimler geldi kimler geçti. Hitler, Musolini ve benzerlerinin bugün adı dahi anılmıyor.
İsimleri kitaplardan çıkarıldı. O ülke halkları onların isimlerini dahi anmak istemiyor. Mustafa Kemal sevgisi ise her geçen yıl insanlarımızın kalbinde yaşamaya devam ediyor. Ona uzanan eller emeline ulaşamıyor,buna yeltenenler halktan gerekli cevabı alıyor. Bizler böyle bir liderin kıymetini bilmeliyiz.
Her ne kadar milli bayram kutlamalarında kısıtlama getirilse, bu ulusal bayram günümüz yok sayılmak istense de , halkımız özellikle gençlerimiz bu mutlu günü yine coşku ile kutlayacaktır.
Bu duygularla tüm halkımızın, okuyucularımızın Cumhuriyet Bayramını kutlar, nice bayramlara ulaşmalarını dilerim.
-------------------
EDİRNE’DE HAVA KİRLİLİĞİ DAHA DA ARTACAK
Edirne’de konut yapımı böyle yüksek katlarla devam ettiği Kuzey rüzgarlıları yönü kapatılması halinde kentin hava kirliliği daha da aratacağını bu işin uzmanları söylüyor.
Bilindiği gibi Edirne’nin en önemli rüzgar koridoru en çok rüzgarın estiği yön kuzey bölgesi poyrazdan oluyor.
Buçuktepe’de çok katlı apartmanların yapılmasıyla buradan gelecek ve kentin alçak kesimlerindeki kirli havayı temizleyecek esinti son buldu.
Kuzeydeki rüzgar koridorunun kentin havasını temizleyen poyrazın yüksek apartmanlar nedeniyle Edirne’ye yararı olmuyor.
Rakımın yüksek olması nedeniyle rüzgar kente teğet geçiyor.
O nedenle kentin alçak kesimlerinde, özellikle yeni yerleşim alanlarında biriken kirli hava ancak güneyden bir rüzgar geldiği zaman temizlenebiliyor.
Edirne’ye güney istikametten rüzgar çok az geldiği için kentin üzerinde biriken kirli hava günlerce kalıyor.
insanlar özellikle kış aylarında ve havanın sisli olduğu zamanlarda şehrin kirli havasını teneffüs etmek zorunda kalıyor. Konutlaşmanın bu düzeyde devamı halinde Edirne’nin alçak kesimlerinde hava kirliliği daha da artacağı kuşkusuz
------------------------------------------------------------------------------------------------------------
ŞEHİR DOĞUDAN GELER RÜZGARLARA DA KAPANIYOR
Kuzeyden gelen hava koridoruna kapanan Edirne’yi bir tehlike daha bekliyor.
1.Murat Devlet Hastaneni ve çevresindeki konutlar nedeniyle kentin doğu bölgesi de bu yönden gelecek rüzgarlara kapatılıyor.
Edirne en çok kuzey ve doğu bölgesinden rüzgar alıyor. Buradan (Gündoğusu- Poyraz)dan gelen rüzgarlar Edirne’nin kirli havasını temizliyor.
Kentin doğu bölgesinin de yüksek apartmanlarla kapanması durumunda kentin en önemli rüzgar koridoru kapanmış olacak. Bu tür konutlaşmanın doğu bölgesine de yaygınlaşması halinde Edirne en kirli kent haline dönüşebilir.
Özellikle kış aylarında hava kirliliği yeni yerleşim bölgelerinde dayanılmaz boyuta ulaşıyor.
Her ne kadar konutlarda doğalgaz yapılması önerilse de, son gelen zamlarla insanlar doğalgaz ile ısınmadan uzaklaşacak.
Belki de yeniden kömürlü sobalara dönülecek.
O durumda Edirne daha kirli bir kent haline gelecek. Yetkililerin hava kirliliğini önlemek için gerekli denetimlerini yapması hava kirliliğini nispeten önleyebilecek. Aksi halde halk yine kirli hava solumaya devam edecek.
-------------------------
ATATÜRK’ÜN CEVAP VEREMEDİĞİ SORU
Mustafa Kemal Atatürk , Mersin gezisindeyken şehirde gördüğü büyük binaları sormuş.
- “bu köşk kimin?”
- “kirkor'un”
- “ya şu koca bina kimin?”
-“yorgo'nun”
“- ya şu?”
“- solomon'un”
Bunun üzerine Atatürk sinirlenerek sormuş.
-“Onlar bu binaları yaparken siz neredeydiniz?”
Toplananların arasında bir yaşlı köylünün sesi duyulur;
Ak sakallı dede: Atatürk’e:
“Biz yemende Tuna boylarında Balkanlarda Arnavutluk Dağları’nda, Kafkas'larda, Çanakkale'de savaşıyorduk paşa'm !
Atatürk bu hatırasını anlatırken 'hayatta cevap veremediğim yegane insan bu aksakallı ihtiyar olmuştur.' demiştir.
------------------
REKLAMIN BÖYLESİ
Bir fabrikatör arkadaşına dert yanıyordu:
“Geçen hafta iyi bir gece bekçisine ihtiyacım var diye gazetelere ilan verdim ya..”
Arkadaşı
"Eee ne oldu?”
“Ne olacak ? ilanın çıktığı gün fabrikam soyuldu..”
-----------
ÖZLÜ SÖZ
“İnsanların ahlaklarını bozan zenginlik değil. zengin olma tutkusudur.”
De.BONALD
----------------
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
GÖKBİLİM , SELÇUKLULURLA BAŞLADI
Tarihimizde ilk gök araştırmacılığı Selçuklularla başladı. Ay ve Güneşin yörüngeleri üstündeki devinimlerini gösteren çizelgeler Selçuklular devrinde yapılıyor.
Bu araştırmalarda kullandıkları özel araçlarla mevsimlerin ve havanın durumunu bildiren takvimi buldular. Sonraki yüz yıllarda da Uluğ Bey, gökle ilgili araştırmalarını Zici Uluğ Bey çizelgesi adında bir kitapta topladı