Yaşanan sağlık sorununda en çok mağdur olan 65 yaş ve üzeri halkımız oluyor.
Sabah kalktıklarında kahvaltı dahi yapmadan havanın durumuna bakmaksızın temiz hava alıp stres atmak için kendini sokağa atan yaşlılar genellikle yürüyüş yapıp eş dostla görüşerek üç saatlik sokak iznin tamamlayıp yine evlerinin dört duvar arasına kapanıyor.
Yaşlıların sokağa çıkma saatlerinin uzatılması beklentisindeler. Her akşam televizyonlarda böyle bir haberin gelmesini dört gözle bekliyor.
Böyle bir habere ulaşmayınca stres ve sıkıntıları her geçen gün artıyor.
Yaşlı insanlarımız bir yıldır her gün eve kapanıp adeta inzivada kalmaları yaşlıları yaşamlarının son yıllarını çekilmez duruma getiriyor.
Doğa güzelliklerini evin penceresinden veya balkonda seyretmek onlara işkence gibi geliyor.
Her gün cami minaresinden anons edildiği gibi “m,safir kabul etmeyin kurallara uyun anonslarını dinleyip televizyonların insanları karamsarlığa iten haberleri ile yetinmek, yaşlı insanlarımızın geride kalan ömürlerini de işkence haline getiriyor.
Monoton ,tekdüze yaşam hastalıkların da artmasına neden oluyor.
Ev içinde kısa tur atmak, eş dostla ancak telefon ile görüşebilmek sağlıklı olmaları için yeterli olmuyor.
İnsanlarımız artık dost ve akrabaları ile yüz yüze görüşmeyi kucaklaşmaya hasret hakle geldi.
Televizyonların mafya görüntüsü veren programları ve aynı insanların görüntüsünü kapsayan ipe sapa gelmez konuların konuşulduğu açık oturumların da insanları televizyon izlemekten soğutuyor.
Bakıyoruz sürekli Kemal Sunal filmleri ve belgesellerin yer aldığı TV kanalları izleyip biraz olsun moral bulmak isteyen yaşlılarımız var.
Gerçekten evlerde kapanan bu yaşantı halk arasında söylenen “kabak tadı verdi “ diye bir benzetme vardır ya, bu sokağa çıkma kısıtlaması da o duruma geldi.
Bu arada gençlerin de en hareketli olacağı zamanları bu illet nedeniyle yok oluyor.
Bir de yeni bir mikrobun gündemde olduğu söylentileri halkı canından bezdiriyor.
Temennimiz odur ki bu sokağa çıkma kısıtlaması biraz olsun azalır .Evde kaldıkları sürede sokakta yürümeyi dahi unutur duruma gelen insanlarımız azda olsa huzura kavuşur.Eğer böyle devam ederse yaşam çekilmez hale gelecek