Güzel bir özdeyiş vardır: “Mağlup, galip sayılır bu yolda.”
Buradaki anlamı hayatımızın çeşitli bölümlerine yakıştırabiliriz. Bugün ki konumuz Kırkpınar olduğu için, bu özdeyişi Kırkpınar’a uygulayacağız.
Belediye Başkanımız Sn. Recep Gürkan’ın açıkladığına göre; Edirne Belediyesi’nin 658. Kırkpınar’daki zararı 2.858.000 Tl’imiş.
Edirne gibi sanayisi zayıf bir şehrin belediyesi için bu para az bir para değildir. Edirne Belediyesi bu parayı şehrin başka ihtiyaçları için harcasaydı, mutlaka göze hoş gelecek şeyler olacaktı. Ancak Sn. Belediye Başkanı Edirne Halkından aldığı yetkiyle bu parayı 658. Tarihi Kırkpınar organizasyonunun daha etkin olabilmesi yolunda harcamıştır.
Bence iyi yapmıştır. Çünkü Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri, dünya ölçeğinde bir kültürel değerdir. 658 yıldır var olan Kırkpınar Yağlı Güreşleri, elbette en güzel haliyle Dünya Halklarına tanıtılmalıdır. İşte Edirne Belediyesi, özelliklede bu yıl bu tanıtım işlemini gayet güzel yapmıştır.
Önceki gün Emirgan Çay Bahçesinde sabah saatlerinde bir çay molası vermiştim. Ben çayımı yudumlarken kucağında 5-6 yaşlarında bir erkek çocuğu olan bir bayan geçti. Genç bayan kucağındaki çocuğa duvarda asılı resimleri gösterirken, parmağını Atatürk’ün olduğu fotoğrafa koydu ve çocuğuna sordu; “Söyle bakalım bu kimdir?” annesinin kucağındaki çocuk büyük bir heyecanla seslendi; “Atatüüürk!..”
Doğrusu gördüklerim beni de heyecanlandırmıştı. Çocuğa hitaben;“Aferin delikanlım. Atatürk’ü tanıdın. Onu hiç unutma ve onu çok sev.” dedikten sonra Faruk Nafiz Çamlıbel’in şiirinden şu dörtlüğü yüksek sesle okudum:
BABASINDAN ÖNCE ONUN ADINI
ÖĞRETİYOR OĞLUNA TÜRK KADINI
ONDAN ALDIK YAŞAMANIN TADINI
BAHTİYARIZ BAHTİYARSA ATATÜRK.
Ben bu dörtlüğü okurken, genç bayan bana dikkatlice baktıktan sonra az ileride duran kocasına seslendi “…gel buraya bak kim var burada” dedi.
Genç adam koşarak yanımıza geldi ve bayan beni işaret ederek; “ Bu beyefendi Kırkpınar Marşı’nın yazarı değil mi?” diye sordu. Genç adam hiç tereddütsüz “evet evet o” dedikten sonra “Biz sizi Almanya’da tv’den seyrettik. Canlı yayında sizin röportajınızı izledik. Er Meydanı’ndan Kırkpınar Marşı’nı öyle bir okudunuz ki hepimiz çok duygulandık, gözyaşlarını tutamayanlarımız oldu.” dedi.
Bu anlatılanlardan elbette Bende çok duygulandım ve gözlerimin nemlendiğini hissettim.
Sözü şuraya getirmek istiyorum; 658. Tarihi Kırkpınar’da tanıtım hizmetleri bana göre bu anlattığım kıssadan da hisse çıkararak, amacına ulaşmıştır.
Edirne’mizin ve Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşlerinin varlığı ve heyecanı, çağdaş tanıtım gereçleri ile dünyanın öteki uçlarına erişmiştir.
Bu nedenle diyorum ki; Edirne Halkı kendi parasından Edirne Belediyesi’nin yaptığı tanıtım harcamalarına harcanan paraya hiç üzülmesin.
Çünkü bu işin getirisi, götürüsünden kat kat fazla olmuştur.
