Edirnelilerin  düğün bayramı sayılan  Kırkpınar ç ok şükür kazasız başarı ile  belasız son buldu.

    Yoğun sıcağa rağmen başta Edirne belediyesi olmak üzeren Edirne halkı  bu spor etkinliğinin başarılı olmasına  büyük katkı yaptı, yüzünün akıyla  çıkıldı.

 Öyle sanıyorum ki Edirne’den ayrılan konuklar güreş severler birbirinden güzel güreşler izleyip   mutlu bir şekilde ayrıldı.

   Bu konuda mutluluk duymalıyız. Gelecek Kırkpınar’a ya nasip.

           ÇADIRLARA ÇÖZÜM BUİLUNMALI

 Bu yıl  yapılan Kırkpınar’da eksik görünen hususların vakit geçirilmeden gündeme getirilmesi çözüm yollarının aranması  gerekir.
 Bunlardan biri her yıl görmeye alıştığımız, Selimiye yanında kurulan Kırkpınar’ı izlemek için geneln vatandaşların  çadırları için çözüm bulunmalı.

     Edirne belediyesi bunlar için  uygun bir yer ayırmalı oraya seyyar tuvaletler kurarak  bu güreş sever insanların  konaklamalarına katkı yapmalı.

     Çıldırların Selimiye yanındaki görüntüleri, daha sonra çevredeki kirlilik hiç de hoş değildi.

    Bunu belediyemizin dikkatine sunarız.

-------------------------------------------------------------------------------------------

ÖDÜL AMACIYLA GELEN PARLAMENTERLER

 Bu yıl Kırkpınar ödül törenine bugüne kadar belki Edirne’ye hiç gelmeyen yurdun çeşitli illerinden milletvekilleri gelip pehlivanlara ödül verdi.

      Bu etkinliğe katkısı olmayan belki de Edirne’ye ilk kez gelen  sadece Kırkpınar’daki  ödül nedeniyle kentimize  teşrif eden  bu zatların ödül vermelerini birçok izleyici gibi ben de yadırgadım.

    Sen bu etkinliğin en  çok ilgi gören kişisi olan İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na  küçük boyların ödüllerini dağıtımı için görev veriyorsun.

   Bu muhteremlere kendi bölgesi güreşçileri olduğu için daha büyük boylarda madalya vermelerini sağlıyorsun. İşte bu olmadı.   

             Kırkpınar bu kişilerin boy gösterme alanı olmamalıydı.

     Aslında İmamoğlu’na daha büyük boylarda güreşçilere ödül verme imkanı sağlanmalıydı.

   Bu değerlendirmeyi kim yaptı bilmiyorum.

    Doğrusu ödül töreni  uygulaması  izleyicilerden  tepki  gördü.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------

YAYINCI KURUM İMAMOLUNU DİKKATE ALMADI

         Bu yıl Kırkpınar etkinliklerinin en çok ilgi gören konuğu İstanbul Belediye Başkanı İmamoğlu olmasına rağmen  Kırkpınar’ın yayıncı kuruluşu bu özel misafiri halka  görüntüleme  yerine başka hiç dikkat çekmeyecek   sahneleri ekrana taşıdı. İmamoğlu’na halkın büyük sevgisini  kısa  ve uzaktan görüntülerle  geçiştirdi.

     Belediye organizasyonunda yapılan bu etkinlikte yayıncı kuruma bu hususta gereken uyarının yapılması gerekirdi,  ne yazık ki bu yapılmadı.

    Kırkpınar sadece  güreş alanı ile sınırlı olan  görüntüleri kapsayan  yayınla yetinilmemeli . Onu güzelleştiren farklı etkenler de  bu spor organizasyonuna ayrı bir renk katardı. Yayıncı beyler bunu yeterince dikkate almadı.

      BAŞ PEHLİVANIN HAMAM SEFASI GELENEĞİ YOK OLDU

          Daha önceki yıllarda Kırkpınar baş pehlivanı  ödül töreni sonrası  yaya olarak halkın tezahüratı ile Edirne’ye gelip Çukur Hamam(Mezitbey) hamamında   banyo yapması sağlanırdı.

     Daha önceki yıllarda bu gelenek yapılıyordu. Her ne hikmetse bu Kırkpınar  ananesi  ortadan kaldırıldı.

     Ödül töreni sonrası  böyle bir programın yapılmasına gerek duyulmuyor . Başpehlivan Kırkpınar alanından yaya olarak hamama gelirken    Başpehlivanın  geçeceği yolun çevresinde biriken  Edirne halk baş pehlivanı izliyor  ve kendisine sevgi gösterisinde bulunuyordu.

     Pehlivanların  Hamama gelmesi bir gelenek  haline gelmişti.

 Bu uygulama  neden kaldırıldı bilemeyiz.

     Yalnız Edirneli vatandaşlar pehlivanın güreşler sonrası başpehlivanın  hamama gelmesinin yeniden programa alınması talebi var.

   Buradan ilgililere iletiyoruz.

AMAÇ BAĞCIYI DÖVMEK DEĞİL ÜZÜM YEMEK

          Bazıları,  benim köşe yazılarımın sadece güncel sorunları irdeleme gündeme getirme  düzeyinde kaldığından yakınıyorlar.

      Buna saygı duyarım. Bu arkadaşlarımız  kendi görüşleri doğrultusunda haklı olabilirler. Benim gazetecilik anlayışım objektif olarak hiç kimseyi hedef almadan kişileri değil sorunları  gündeme taşımak.

   Onun bunu tesiri korkusu altında kalmadan  sorunu objektif olarak  satırlara yansıtmak.

    Mahalli basın olarak böyle önemli  bir görevimiz varsa, amacımız doğruluğu kanıtlanmamış  sansasyon habercilik yerine  bölgenin sorunlarının çözümüne katkı yapmaksa  benim yöntemimin doğru olduğu kanısındayım.

     Bugüne kadar yazdıklarımın bugün de   ne denli geçerli olduğunu  eski yazdıklarıma bakarak  doğru teşhis yaptığımı görüyorum.

    Bugün bir şeyi savunup yarın bunun tamamen aksi gelişmeler olduğunda tamamen yanıldığını görmek onu geçiştirmek, “ Dan dündür bugün bugün” anlayışı ile hareket etmek benim tarzım değil.

    Sağ olsun gazetemin yöneticileri  de bana bu imkanı sağlıyor.

   Bundan sonra da bölgemin ve halkımın yararına olan konulara neşter vurma görevimi sürdüreceğim.

    Kısaca gazetemin adında olduğu gibi basın mensubu olarak  gerçek “Vatandaşlık” görevimi sürdüreceğim.Amacım bağcıyı dövmek yerine üzüm yemek anlayışıyla gücüm yettiğince bu anlayışımı sürdüreceğim.

ÖZLÜ SÖZ

Biz ilhamlarımızı  gökten gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyorz.

 M.K ATATÜRK

-------------------------------------------------------------------------------------

İLK METELİĞİ  2. MAHMUT BASTIRDI

Tarihimizde ilk metelik, 1883 yılında Osmanlı Sultanı 2. Mahmut’un tahta çıkışının yirmi beşinci yıldönümü onuruna çıkarıldı.

Ayarı düşük olan bu kara beşliklere  “ Metelik” denilmeye başlandı.

Çeşitli zamanlarda bastırılan 10 ve  5 paralık “ yeni metilikler” bozuk para  sakıntısını karşılayamaz  duruma gelince 1910 yılında 40,20,10, ve beş  paralık  olmak üzere  nikel metelikler basıldı.

----------------------------

FIKRA

AÇIKGÖZ ASKER

Bir gün Bismark, savaşta yararlılık gösteren  bir askere madalya takarken;

“ Asker, yüz altın mı istersin yoksa madalyayı mı?”

Asker “ madalyanın kıymeti nedir” diye sorar.

Bismark: “ maddi kıymeti aşağı yukarı  üç altın eder” diye yanıtlar.

Bunun üzerine asker: “ öyleyse 97  altınla madalyayı istiyorum” der

************************************************

ATASÖZÜ

Çocuklar şekerle oyuncakla,  büyükler ise yeminle aldatılır.

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.