Edirne’de 7 Kitap Fuarı açıldı. 9 gün süreyle okuyucular kitaplarla tanışacak.

Kitap okumak ve onlardan ders çıkarmak  çok  önemli,bu arada  önemli gördüğünüz  yerleri altını çözerek okumak  bilinçli okuma  yöntemidir Atatürk’ün Anıt kabri yanında yer alan, Atamızın okuduğu kitaplarının bulunduğu yerde Ulu Önderin okuduğu yüzlerce  kitabı o güç koşullarda okurken önemli bulduğu satırları çizdiği biliniyor.

Bazı  kitap  meraklıları laf olsun diye kitap alır bu kitaplar varsa kitaplıklarında yoksa bir kenarda  tozlu raflar arasında  kalır.Maalesef böyle dostlar alışverişte görsün diye  kitap alanlar var.

Bunu kitap fuarı açılışında da gördüm.Törene katılanlardan bazılarına hangi kitabı alacaksın diye sorduğumda sadece törene katılmak orada görünmek için geldiğini söylemesi özellikle sosyal demokrat bir tabana yakışmaz. Bu arada fuarın ikinci günü  kitap reyonlarının önünün gençlerle  dolması bana gelecek için ümit verdi.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

KİTAP OKUMA ZEVKİ BİR BAŞKA      

Kitap okumanın zevkini biz Köy Enstitüsü öğretmenlerimiz sayesinde tattık. Bu zevkimiz mezara kadar devam edecek.  O zaman Halk Eğitim Merkezi  yanında bulunan eski kütüphanede kitap okumak için sıraya girerdik. Oturacak yer imkanı olmadığı zaman ayakta kitap okurduk. O zaman istenilen yayınlara erişmek de çok zordu. Buna karşın okumu  alışkanlığımız  eksilmedi devam etti.

 Bugün modern kütüphanelerde kitap okuma imkanı  çok elverişli. Buna karşın kitap okuyanların sayısı maalesef istenilen düzeyde değil.

 Kitap fuarının açılış töreninde kitaba ilgi duyan kişilere baktığımızda yine bilinen kimselerdi.

40 binden fazla üniversite öğrencisinin olduğu bir ilde o açılışta  daha çok gencin olmasını arzulardım.

Kitap alan bir genç kızımıza “öğrenciler neden kitap almıyor” diye sorduğumda ilginç bir yanıt aldım “ ağabey bana söyler misiniz?  Kitaplarda yazan gerçeklerle günümüzde yaşadığımız gerçekler arasında bir bağ var mı?

Herkesin gelişen olaylar karşısında  kafası karışık. Kitaplar olayları farklı yorumluyor, yaşadığımız gerçekler ise onun tamamen zıddı. Bu durumda kitap okusak ne olur. Çevremizde olan olaylar da insanların kafasını karıştırıyor: medya insanları yönlendiriyor. Bir de okulun zorlukları var. Sence bu ortamda kitap okumanın ne yararı olur?” Buna rağmen geleceğimizi düşünerek yine kitap okumak zorundayız.

 Bu kardeşimizin söylediklerinde gerçek payı yok mu?

 Bir zamanların doğru olarak yazılan kitaplar şimdi günümüz gerçekleri ile karşılaştırıldığında  o kitaplarda yazılanlar  önemini yitirmedi mi?

 Böyle kaos ortamında insanlar neye ve kimlere inanacağını bilemiyor. Sosyal medya da  bu yönde etkili oldu.

O nedenle toplumda  kitap okuma alışkanlığı her geçen gün azalıyor. Her şeye rağmen kitapla yüz yüze gelmenin,kitabın sayfalarını karıştırmanın kağıdın kokusunu hissedip gözlerimizi  satırlarda gezdirmenin ayrı bir zevki var.

Ekonomisi  bizden çok daha ileri düzeyde olan Japonya’da insanlar bizim gibi seyahatlerinde telefon tuşları ile oynamıyor sürekli   kitap okuyor. Bu okumanın yararlarını da görüyor.Sosyal  medya her ne kadar kitap okuma alışkanlığına sekte vursa da kitap okuma  zevkinden vazgeçmemeliyiz.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

İSMAİL SAYMAZ7IN SÖYLEŞİSİ İZLENMEYE  DEĞERDİ

 Kitap fuarının açılışından sonra ünlü gazeteci İsmail Saymaz orada biriken kitap severlerle bir söyleşi yaptı. Saymaz, buradaki konuşmasında kitabında da yer alan tarikatlar konusunu  gündeme getirdi.Tarikatların ülke yönetimi üzerindeki baskılarına ve bu yönde   büyük sermaye grubu oluşturduğuna değinerek 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Fettullah  ve yandaşlarının tasfiye edilmesine karşın onların yerini başka tarikatların aldığı uyarısında bulundu.

Saymazın anlatımına göre bugün tarikatlar ülkenin geleceği için tehlike olmayı sürdürüyor.: Tarikat mensuplarının  siyasi baskıları bugün de  ülkenin başına bela olmaya devam edecek gibi görülüyor. İsmail Şaymaz’ın böyle önemli günlerde  tarikat sorunu gibi önemli bir konuşu gündeme getirdiği için kutlamak gerekir. Bu herkesi göze alacağı bir konu değil.

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ

İLK GAZOZU  1890’DA İÇTİK

Türkiye’de ilk  gazoz Mısırlıoğlu gazozuydu. Gazoz ve madensuyu 1890 yılında yurdumuza dışarıdan getirilip  tanıtımı yapıldı.

Gazoza halkın gösterdiği büyük ilgiden yararlanan Niğdeli açıkgöz bir işadamı  olan  Aleksandr. Mısırlıoğlu, Fransa’ya giderek, gazoz yapım araçlarıyla Türkiye’de gazoz yapma  haklarını satın aldı. İlk gazoz yapımevi , Karaköy’de Aleksandr Mısırlıoğlu, Pandeli Mısırlıoğlu, Leon Şor ve  Lagor Bazlamacıoğlu adında dört ortak tarafından işletmeye açıldı. Böylece Türkiye’de ilk gazoz Mısırlıoğlu adıyla piyasaya sunuldu. Bunu 1908 yılında  Hürriyet ve  Hasanbey adında gazozlarla,1917 yılında  beyaz Rusların çıkardığı  Neptün markalı  gazozlar  izledi. Gazoz şişeyle olduğu gibi sifon adıyla bilinen  gezici el arabalarında  bardakla da satıldı.

FIKRA

TEKRAR DENEYİN

Dursun promosyonlu meşrubat alırlar. Meşrubatı açan  Temel hemen  kapağa bakar:

 İçinde tekrar deneyin

Temel ile

yazmaktadır.

 Kapağı kapatıp tekrar açar ve okur , yine tekrar deneyin yazısı ile karşılaşır. En sonunda sinirlenen temel:

“ Ula Dursun  ha bunlar bizi kandiriyi, iki satir  deneyrum hala bir şey çıkmadı”

KIZMA BE  MEYHANECİ

Bir meyhanece  gece yarısından sonra  işyerini kapatıp eve gitmiş. Az sonra  bir telefon, bir sarhoşu andıran bir ses:

-“ Abi  ne zaman meyhaneyi açacaksın?”

 Meyhaneci kızmış:

-“ Ulan  şimdi kapadık dükkanı  yarın akşam gel!”

 Biraz sonra yine telefon , yine aynı ses:

-“ Abi ne zaman dükkanı açacaksın?”

 Meyhanece kızarak basmış küfürlü!:

Sabah yaklaştığında  meyhaneciye aynı kişiden bir telefon daha:

-“ Abi ne zaman açacaksın?”

Meyhaneciyi uyku tutmamış neredeyse delirecek:

-“ Ulan bu saatte açsam  ne yapacaksın? “

-“ Abi kusura bakma  gece  meyhanenin içinde kalmışım da…

ÖZLÜ SÖZLER

Dünyada kedersiz hiçbir insan yoktur, varsa da o insan değildir.

SADİ

ÖZLÜ SÖZ

Cesaret bir tehlike karşısında  akıl ve zekanın kullanılmasıdır.

EFLATUN

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.