Tarihi,çağdaş kent Edirne’mizin bugün düşman işgalinden kurtuluşunun 98. yılını kutluyoruz. Uzun zaman düşman işgalinde kalan 3 kez istilaya uğrayan Edirne bugün bir dana aynı acı günleri bir daha yaşamamak üzere düşman yönetiminden kurtuldu.
O gün Edirne halkı gelen Türk askerlerini gözyaşları ile karşıladı bağrına bastı. 98 yıldan buyana Edirne’nin kurtuluş günleri büyük coşku içinde kutlanır, halkımız işgal günlerinden kurtulmanın coşkusunu sevincini yaşar.
Bizlere bu güzel yurdu kazandıranlara şükran borcumuz olduğunu unutmayalım
Son yıllarda diğer ulusal bayramlar gibi Edirne’nin kurtuluş günleri de eski canlılığı coşkusu ,halkın katılımı ile kutlanamıyor.
Öyle olmasına rağmen, bu mutlu günün yıldönümünün coşkusu sevgisi halkın kalbinse yer etmiştir.
Uzun yıllar düşman işgali altında inleyen ,aç susuz kalan yakınlarını şehit veren halkımızın kurtuluş coşkusunu artarak devam ettirdi
Serhat kenti Edirne Osmanlı döneminde çok önemli bir şehirdi. İmparatorluğa 92 yıl başkentlik yapan Edirne Osmanlı Devletinin son yıllarlında, imparatorluğun Balkanlarda toprak kaybetmesinden sonra ihmal edildi.Eski önemini kaybetti
93 Harbi de denilen Osmanlı Rus savaşında Rusların işgalcine uğrayan Edirne,daha sonra Balkan Savaşında Bulgarların ardından Yunanlıların işgali altında kaldı.
Bu dönemlerde istila edilen Edirne halkı çok kıyıma uğradı.
Balkan savaşında insanlar aç susuz kaldı.
Bulgarlar halkı Sarayiçi’ne kapattı. Burada halk uzun süre kaldı, ağaç kabuklarını yemek zorunda kaldı, birçoğu öldü, halkın malları yağma edildi.
Bizler düşmanların bu zulmünün acı hatıralarını ninelerimizden dedelerimizden dinledik.
O acıların hatıralarıyla bu güne geldik.
Onun için Edirne halkı kurtuluş günlerini her yıl coşku ile kutlar. Görkemli şekilde kutlanan eski bayram günlerinde hava koşulları ne kadar bozuk olsa da halkımız bayram alanını doldurup sonuna kadar geçit törenini ilgi ile izlerdi.
Burada yapılan konuşmalarda kurtuluşun önemi bir kez daha vurgulanır anılar tazelenirdi. Edirne’mizin 98. Kurtuluşa tüm halkımıza kutlu olsun.
------------------------
DEVA VE GELECEK VE İYİ PARTİLERİ MUHALEFETTE ÖNCÜ
Yeni kuruluş aşamasında olan İYİ Parti,DEVA ve Gelecek Parti liderleri iktidara karşı muhalefet dozunu arttırdılar. Fırsat buldukça her gün televizyon çıkarak iktidarı eleştiri yönelten parti sözcülerine üye olan vatandaşların katılımı da devam ediyor.
iYİ Partinin halkla bire bir politika yapması, partiye katılımların artmasından sonra bu partinin de muhalefette aktif yer almasının iktidar partisi ve ortağını telaşa düşürdüğü iddia ediliyor.
İki yeni parti Başkanı Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun da iktidar partisinde daha önceleri yer alması o partinin yapısını çok iyi bilmeleri nedeniyle muhalefetleri ve halkla yakın temasları halkın ilgisini çekiyor.
Bu partilerin halkın ayağına giderek bire bir siyasetlerini sürdürmeleri halinde merkez sağda önemli bir konuma geleceği tartışılıyor.
Bu ilgide halkın bugün parlamentoda olan iktidar ve ortağı ile ana muhalefet partisi arasında devam eden, halkın gündeminden uzak kisır tartışmaların halkı yeni bir umut olarak bu partilere yönlendirdiği söyleniyor.
Önümüzdeki aylarda partiler arasında siyasi kavganın artarak devam edeceği görüşü toplumda ağır basıyor
-------------------
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ.?
İLK MAHALLE MEKTEBİNİ FATİH KURDU
İlk mahalle Mektebimiz Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul’da Fatih camisi yanında yaptırıldı.Mahalle mektepleri beş ile altı yaşlarındaki kız ve oğlan çocuklarına okuma,yazmayla din bilgisi öğreten okullardı.
Padişahın yanı sıra devlet büyükleri zenginlerce yaptırılan mahalle okullarına da” sıbyan mektebi,taşmektep, muallimhane, darülilim” de denilirdi.
Çocuğun “ Mahalle mektebi’”ne Başlaması,özel bir gün sayılırdı.her aile gücüne göre bunu kutlardı.yoksul çocukları hocanın elini öperek,orta halli ailelerse, öğrenicilere birkaç kuruş,hocaya da yardımcılarına da mendile düğmelenmiş mecidiyeler vererek okula başlatmış olurlardı.
Zengin çocuklarının okula başlaması ise hoca ve yardımcıları ile birlikte bütün mahallenin katıldığı büyük bir tören ve gösteriyle yapılırdı.
Bu tören Anadolu’da kız almak, düğün yapmak gibi, bir yarı bayram niteliğinde çevreyi etkiler ve daha masraflı olurdu. Öğreniciler çeşitli biçimde giyinirlerdi.