Alpullu Şeker Farikasının özelleştirilmesinden sonra açılış törenine katılan bölge milletvekilleri konusunda ve fabrikayı  satın alan Nevzat Demir ile ilgili köşe yazım nedeniyle Nevzat Demir beni  telefonla aradı.

Şeker fabrikasını ihale ile hurda  halinde aldığını,  amacının bu tesisi ekonomiye kazandırmak olduğunu belirtti.   

Kendisinin böyle bir tesise ihtiyacı olmadığını ,gerekirse bu fabrikayı verebileceğini ima etti. Demir,  kendisinin bölgede yüz binlerce toprağının olmadığını , sadece yüz bin dönüm arazisinin olduğun söyledi. Bu topraklarda fabrikada işlenmek üzere  pancar ekimi yaptığını söyledi.

Bunu dışında verilen haberlerin doğru olmadığını ifade etti.

Bizim şu ve bu kişiyle ilgilenmek yerine  bu  fabrikanın satışına karşı düzenlenen toplantılara katılan bölge parlamenterlerinin daha sonra  çark ederek  fabrikanın açılış törenindeki tavırlarının neden kaynaklandığını öğrenmekti.

Eğer burada  üreticilerin yararına bir gelişme varsa  onu da kamuoyuna duyurmalarını isterdim.

Yoksa sanayici satışa çıkarılan ve yıllarca atıl durumda bekletilen bir tesisi alması normal.  Burada önemli olan bölge milletvekillerinin bu tavır değişimi.

----------------------

VEKİLLERDEN AÇIKLAMA BEKLİYORUZ

Nevzat Demir Bey sanayici olarak kendince haklı olan nedenleri açıkladı. Burada merak edilen muhalefet partilerinin temsilcilerinin daha önce Genel Başkanları da dahil olmak üzere özelleştirmeye karşı çıktıkları bir tesisin açılışına daha sonra  neden katıldılar? Bu arada bizim bilmediğimiz,  pancar üreticilerimizin yararına bir gelişme mi oldu?

Bunu bilmek hakkımız. Vekillerin daha önce yaptıkları doğru ise şimdi tavırlarındaki bu değişiklik neden, halkımız bunu merak ediyor.

Eğer toplum yararına bir gelişme varsa biz onu alkışlarız.

Bu arada tavırlarından çark etmelerinin arkasında başka nedenler varsa onu da sorgulamak hakkımız.

Halkın temsilcisi olan birilerinin  bu tür önemli konularda  tavır değiştirmelerinin sorgulanması gerekmez mi?

Sanırım bir süre daha Alpullu Şeker fabrikası gündemde olacak.

Eğer bölge üreticilerimiz yine pancar ekimine teşvik edilir fabrika sözleşmede olduğu gibi istenilen kapasitede çalışırsa  ona amenna.  Bir diyeceğimiz olamaz.

Fabrika başka amaçlar için kullanılması durumunda da  sorun tekrar gündeme gelebilir.

Bölge basınının bunu sorgulama hakkı vardır.

Biz de bunu yerine getiriyoruz.

Yoksa, kimse ile alıp verilmeyecek bir durum olamaz.

Burada vurgulamak istediğimiz en önemli sorun bölgemiz muhalefet milletvekillerinin tavır değişikliği.

Kendilerinden bunun nedenleri hakkında açıklama bekliyoruz.

ÇİFTÇİ  TEMSİLCİLERİMİZDEN DE SES YOK

Daha önceleri Alpullu Şeker Fabrikasının özelleştirilmesine karşı tavır sergileyen çiftçi temsilcilerimiz de  son gelişme konusunda tavırlarını belirlemedi.

Bu durum karşısında acaba bizim bilmediğimiz ekonomimize katkı yapacak bir gelişme mi oldu da tarım kuruluş temsilcilerimiz bu durum karşısında susma gereğini duydular.

Eğer öyleyse çok iyi ve faydalı olur.

Daha önce özelleşen tesislerin durumu ister istemez insanları endişelendiriyor.

Bir de Cumhuriyetin Kuruluş yıllarında bölgemize kazandırılan bir tesisin böyle   elden çıkması  halkı daha   halkı endişelendiriyor.

Dilerim  böyle bir sonuç olmaz. Bu fabrikalarda görev yapıp emekli olanlarla konuştum onlar da endişeli.

 “Bu fabrika sadece pancar ekicilerine değil birçok sektöre, esnaflara kamyonculara da yararı vardı, onlara da geçim kaynağı oluyordu. Fabrikanın faaliyette olduğu dönemde Alpullu ilçesi mutlu insanların yaşadığı modern bir ilçeydi.

Peki şimdi öyle mi? Bu olumsuz gelişmeler olunca ister istemez endişeleniyoruz” diye tepki gösterdiler.

BİRLİK BERABERLİK GÜÇ SAĞLAR

Atalarımızın  ders alınacak , ibretlik sözleri vardır,onlar geleceğimize ışık tutar.bu özlü sözlerde şöyle denir “ Birlikten Kuvvet doğar” özdeyişi ve.” Bin elin nesi var iki elin sesi var” benzetmeleri toplumda birlik ve beraberliğin önemi  bu kısa sözcüklerle çok iyi ifade ediliyor.

Hakim güçlerin,   birlik ve beraberliği engellemek için uyguladıkları  önemli bir taktik vardır” Böl , parçala, yönet”  uygulaması ile bugüne kadar  başta emekçi kesimi,meslek odaları, hatta sermaye grupları olmak üzere çok farklı gruplara bölünmüştür.

Bu bölünme en küçük meslek kuruluşlarımıza, öğretmenlerimize,işçilerimize  hatta  muhtarlarımıza kadar inmiştir.

Her meslek örgütünde bakıyoruz  onları temsil eden birkaç örgüt var.

Aslında o meslek mensuplarının istekleri aynı her zaman  kurumların başındakilerden veya iktidardan benzer şeyleri  talep ediyorlar.

Yalnız o meslek guruplarının  başındakiler farklı yollardan bu isteklere kendi pencerelerinden bakıyor.

Bu konuda  en  çarpıcı örnekler  öğretmenler, memurlar ve işçeler arasındaki sendikalarda net şekilde görebilirsiniz.

Bakıyorsunuz,  biri emekten yana görünüp aslında bu hakkı iktidarın  onayı ve uygun gördüğü şartlarda almayı istiyor “ ne verilirse kabulüm” diyor.

Bazı sendikalar ise  hakların hiçbir zaman  mücadele edilmeden ,kararlı davranmadan verilemeyeceğini savunuyor.

Bu yaklaşım  İşçi sendikaları arasında da çok yaygın. Bakıyoruz işçi hakları her geçen yıl tırpanlanıyor. Fakat kendini iktidara dayamış sendikalardan ses seda yok.

Bunun en çarpıcı örneğini  Sakarya’daki  “ Tank Palet  Fabrikası” olayında şeker fabrikalarının satışında  gördük. Türk- İş bu olaya ilk zamanlar karşı durur gibi göründü. Daha sonra baktık sesi soluğu kesildi.

Acaba neden?

Kıdem tazminatı haklarında da aynı duyarsızlık yaşanıyor.

Birileri sorunu gündeme taşıyor. Bakıyoruz bir süre sonra bu kişiler geri adım atmak zorunda kalıyor.

Bugün  gündemde olan konular hakkında geçtiğimiz yıllarda seslerini yükselten, pahalılık karşısında fırtına koparanlar acaba  neden seslerini çıkaramıyorlar.

Bunlar kafalarda soru işareti oluşturan konular.

Dilerim gecikmeli de olsa bu suskunluğa gömülenler gerektiği yerde seslerini duyurmaya yönelir.

Bu demokrasimiz açısından da çok yararlı olur.

Zira  yasalar çerçevesinden herkesin hakkını araması  en doğal haklarıdır. 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.