Edirne’nin geleneksel Kakava şenlikleri öncesi tüm otellerinin dolduğunu hatta ilçelerde dahi otel bulmanın imkansız olduğunu öğrendim.
Bu kentimiz açısından bulunmaz bir nimet. Bakıyorum tarihi eserler çevresinde ve Saraçlar caddesi Edirne’nin dört bir yöresinde yurdun çeşitli yörelerinden gelen insanlarımızla dolup taşmış.
Böyle günlerde hepimiz misafirlere karşı hoşgörülü olmalıyız. Gelen misafirler araçları için otopark sorunu yaşıyor.Onların park sorununu çözüm bulunmalı.Gelen turistler bazı kişilerce elindeki malı satmak için taciz edilmesi önlenmeli.
Gönül isterdi ki kakavadan bir günün şenliklerini yansıtan görüntülerle halkın bu geleneği tanıtılması sağlansın.
Davul zurna ekipleri Edirne oyunlarını sunan ekiplerle gelen misafirlere mini gösteriler sunsun. Bunu göremedik.
Böyle günlerde yetkililer yoğun turist akımında eksiklikler neler olduğunu iyice tahlile etmeli, onları gidermeye çalışmalı.
Bu nimet her ile nasip olmuyor. Edirneliler hepimiz bu imkanı en iyi şekilde değerlendirmeliyiz. Onlara her türlü imkanı , kolaylığı sağlamalıyız. Eksiklerimiz var.
İlimizde turistlerin taleplerini tümüyle karşılayacak imkanlarımız yok. Başka iller bunun nasıl sağlamış oralarda örnek alarak Edirne’de turizmin gelişmesine katkı yapmalıyız.
Birkaç tur ürünle Edirne’de turizmi geliştiremeyiz. Farklı türde ürünler sunmalıyız. Turizmde gelişen yöreler bunları yapıyor. Biz yerimizde sayıyoruz. İhtiyaçları karşılanmazsa bir gün bu imkandan yoksun kalırız.
KIRKPINAR ZOR GEÇECEK
Dünya’nın en eski spor organizasyonu olan Kırkpınar’a bu yıl engeller getiriliyor. Alınan kararla Yeniimaret istikametinden Kırkpınar alanına giriş yasaklandı. Kırkpınar alanına girmek isteyenler Küçükpazar istikametinden Saraçhane Futbol sahalarının bulunduğu istikametten alana giriş yapacaklar.
Bu giriş çıkışlarda sıkıntı yaratacak.
Alana girişik iki koldan yapılması insanların alana giriş çıkışında kolaylık sağlıyordu. Buna bu yıl kısıtlama geldi. Gerekçesi ne olursa olsun böyle uluslar arası bir spor organizasyonunda, bu tür engeller getirilmemeliydi.
KIRKPINAR’IN ÇİLESİNİ EDİRNE BELEDİYESİ ÇEKİYOR
Kırkpınar yıllardır Edirne belediyesinin omuzlarında gerçekleşen bir etkinlik. Bir aya yakın süre belediyenin bütün personeli Kırkpınar’ın en iyi şekilde yapılması için canla başla çalışıyor.
Belediyenin bu konuda kar ettiği yok her yıl zarar ediyor. Buna rağmen bu görev fedakarca yerine getiriliyor. Bu görev öyle dışarıdan görüldüğü gibi kolay değil.
Gelen misafirlerin ihtiyaçlarını gidermek sorunlarına çare bulmak gerçekten çok güç,Yurtiçi ve yurtdışından gelen konukların ev sahipliğini Edirne belediyesi yapıyor. Bunların arasında Edirne’nin bir hatasını bulup yayın organında yansıtmak isteyen türde basın mensupları da var.
Geçtiğimiz yıllarda bunun örneklerini gördük. Dilerim Bu yıl aynı tatsız durumla karşılaşmayız. Edirne’ye gelen basın mensupları yayın organlarında bu spor etkinliğine daha çok ye verir.
AMAN DİKKAT
Seçmen listeleri muhtarlıklara geldi. Muhtarlar vatandaşların adının olup olmadığını görmeleri için gece gündüz çalışıyorlar.Listeler muhtarlıklarda alfabetik sıraya göre listelenmiş durumda. Listede adı bulunmayanlar askı sürelerinin bitimine kadar seçime katılma işlemlerini tamamlamaları gerekiyor. Bunun için Nüfus müdürlüklerinden aldıkları oturma belgelerini İlçe seçim kuruluna vermeyenler seçime katılamayacaklar.
Ayrıca engelli ve yatalak hastalar için de muhtarlıklara başvurmak gerekiyor. Bu arada Üniversitelerin seçim günü öncesi tatile girmesi kaydını Edirne’de yaptıran öğrencilerin memleketlerine gitmesi halinde Edirne’de oy kullanamayacak. 40 bini aşkın öğrencinin büyük bölümü başka illerden geliyor. Üniversitenin tatili gençlerin seçime katılma oranının büyük oranda olumsuz etkileyecek. Seçim gününün belirlenmesinde bunun dikkate alınmaması ilginç
UNUTULMAZ SÖZ VE DİZELER
Dünyamızda bilim insanlarının, şairlerin devlet adamlarının öyle sözleri ve dizeleri vardır ki, aradan uzun yıllar geçse de önemini yitirmez. O günkü gibi varlığını korur.
Mustafa Kemal Atatürk’ün,’Yurtta Sulh, Cihanda Sulh’ sözleri bunlardan biridir.
Ünlü şairlerimizden Can Yücel’in ‘Farkında olmalı insan’ dizeleri de böyle unutulmaz mısralar arasındadır. Aradan yıllar geçse de güncelliğini korur.
Şair insan yaşamını bakınız nasıl tanımlıyor:
FARKINDA OLMALI İNSAN
Kendisinin, olayların gidişatının farkında olmalı
Farkı fark etmeli fark ettiğini de fark etmemeli bazen.
Bir damlacık sudan nasıl yaratıldığını fark etmeli.
Ana karnına sığarken neden dünyaya sığmadığını en sonunda bir metre karelik yere nasıl sığmak zorunda kaldığını fark etmeli.
Şu çok geniş görünen dünyanın ahrete nispetle anne karnı gibi olduğunu fark etmeli.
Henüz bebekken ‘dünya benim’ dercesine avuçlarını sımsıkı kapalı olduğunu, ölürken de aynı avuçların ‘her şeyi bırakıp gidiyorum işte’ dercesine apaçık kaldığını fark etmeli.
Kefenin celbinin bulunmadığını fark etmeli.
Azrail’in her an sürpriz yapabileceğini, nasıl yaşarsa öyle öleceğini fark etmeli insan.
Yaratılmışların en güzeli olduğunu fark etmeli ve ona göre yaşamalı.
Gülün hemen dibinde dikeni, dikenin hemen yanı başındaki gülü fark etmeli.
Evinde kedi köpek beslediği halde, çocuk sahibi olmaktan korkmanın mantıksızlığını fark etmeli.
Eşine ‘seni çok seviyorum’ demenin mutluluk yolundaki müthiş gücünü fark etmeli.
Dolabında asılı yirmi beş gömleğinin sadece üçünü giydiğini ama arka sokaktaki komşunun o beğenilmeyen gömleklere muhtaç olduğunu fark etmeli.
Zenginliği ve bereketin sofradayken önüne biriken ekmek kırıntılarının yemekte gizlendiğini fark etmeli.
Annesinden doğarken tertemiz teslim aldığı gırtlağını, altmış, yetmiş yıl sonra sigara yüzünden Azrail’e heba, soba borusu gibi teslim etmenin emanete hıyanet sayıldığını fark etmeli.
Altmış üç yıllık ömründe hiç karnı doymayan bir peygamberin ümmeti olarak, beslenme yüzünden sarkarken göbeğini fark etmeli.
İnsan fark etmeli ki, ömür dediğin üç gündür, dün geldi geçti, yarın meçhuldür.
O halde ömür dediğin bir gündür. O gün de bugündür’
CAN YÜCEL