TÜRK OĞLU TÜRKÜM
ÖZÜM SÖZÜM ULUDUR
TUTTUĞUM YOL
ATATÜRK’ÜN YOLUDUR.
Bugün ki yazımıza böyle bir dörtlük ile başlamak istedim.
‘Türk’ sözcüğünü çok seviyorum.
30 yıl ilkokul öğretmenliği yaptım.Sabahları öğrencilerim ile ANDIMIZI okurken her gün aynı hazzı ve heyecanı duymuşumdur.
Ben, hem ana hem de baba tarafından Arnavut kökenliyimdir.Babam 1924’te 12 yaşında iken Selanik’ten ,Annem de 1928’de Makedonya dan göçüp ay yıldızlı bayrağın ülkesi Türkiye’ye göç etmişlerdir.
Büyük Atatürk Türk sözcüğünü baz alarak; kurduğu devletin adını da TÜRKİYE CUMHURİYETİ olarak isimlendirmiştir .
3 yıl sonra cumhuriyetimizin 100.yıldönümünü sevinç ile onurla ve gururla kutlayacağız.
Yaklaşık 17 yıldır Türkiye Cumhuriyeti Devletini AK Parti iktidarı yönetmektedir.Bu süreç içerisinde ne yazık ki; Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Atatürk İlke ve Devrimleri konusunda bir sulandırma hareketinin yaşandığını gözlemliyoruz.
Okullardan andımızın kaldırılması,dağlardan bayırlardan Ne Mutlu Türküm Diyene öz deyişinin silinmesi,bir çok il ve ilçede resmi dairelerden T.C ibaresinin kaldırılması,halka açık TV programlarında Atatürk aleyhinde görüş ve duyuşlara meydan verilmesi,Kuran Kursu bahane edilerek tarikat ve cemaatlere eğitimde pay verilmesi gibi oluşumlar,bizim gibi Devletine sadakatli yurttaşları derinden üzmüştür.
Bütün bunlara ek olarak ;yapay gerekçelerle yaratılan Suriye meselesi ,işin adeta tuzu biberi olmuştur.
Bu badirede 6 milyon Suriyeli T.C Devletinin sağladığı olanaklarla Vatanımızın dört bir yanına yerleştirilmişlerdir.
Dün kü gazete haberlerine göre; 27 bin suriyeli yurttaş Türkiye sınırına doğru harekete geçmiştir.
Bütün bu oluşumlar bana; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Araplaştırılmasına ilişkin çabaların sonucu gibi gözüküyor.
Sarık,sakal ve şalvar ,Arap modeli giyimin sembolleridir.
Milyonlarca Suriyeliyi içimize salan iradenin, T.C yurttaşlarını da bu giyim modeline ısındırma gibi bir niyetinden şüphe duyuyorum.
Umarım, ben yanılırım ve T.C Devleti ve yurttaşları,Büyük Atatürk’ün getirdiği Çağdaş kıyafetleri ve düşünceleri ile yaşamlarını sürdürürler.
