Birileri acaba bizi (Türk Milletini) Atatürkçüler ve Atatürkçü olmayanlar diye bölmek mi istiyorlar?
Yaşadığımız olaylar, ne yazık ki kalbimizde böyle bir şüpheyi uyandırıyor.
Fesli Kadir denen Atatürk düşmanının hezeyanlarını biliyorduk. Ancak onun hem de 9 Kasım da, yani büyük Atatürk’ün ölüm yıl dönümünün arifesinde Diyanet İşleri Başkanı tarafından ziyaret edileceğini bilemiyorduk.
Ne yazık ki oldu…
Bu ziyarete CHP’nin MHP’nin ve İYİ partinin sn. liderleri Atatürk’ten yana tavır koyarak içimizi rahatlatan kınama bildirileri yayınladılar.
Ancak ne hikmetse; ülkemizde iktidar erkini elinde tutan AK PARTİ saflarından hiç ses- seda çıkmadı.
Oysa ben AK Parti saflarında siyaset yapan ve her fırsatta Atatürkçü olduklarını beyan eden siyasetçileri tanıyorum. Doğrusu bu aşamada onlardan da Atatürk adına bir ses yükselmesini bekliyordum.
Ancak olmadı.
Diyanet İşleri Başkanının ziyaretinden cesaret alan yobaz Fesli Kadir’in dünkü ulusal medya da yer alan demeci de şöyleydi; “ Şeyhül İslamın beni ziyarete gelmesi tarihi bir hadisedir. Mustafa Kemal bir devlet kurmuş değildir. Devlet kurucuları lafı da yalan. Bizim devletimiz vardı. Rejimi şeriattı, gavurluk yaptı.”
Bunun dışında Çorlu’da bir yobaz kadın Atatürk anıtına baltayla saldırıyor. Adıyaman’da ise bir Atatürk düşmanı Atatürk Anıtının üstüne çıkıp yakışıksız hareketler yapıyor…
Ülkemizde bunlar olurken; Sabah Gazetesinde ünlü yazar Hıncal ULUÇ ‘da ilginç bir öneriyle karşımıza çıkıyor.
Yazar Hıncal ULUÇ TBMM’de grubu olan partilere öneride bulunarak ; “5816 sayılı Atatürk’ü Koruma Yasasını kaldırılması için girişim başlatılmasını” istiyor.
Ve yazar Hıncal ULUÇ bunu teklif ederken şu görüşünü de ifade ediyor; “Atatürk’ü özel yasa ile korumanın alemi de gereği de yok. Bırakın isteyen sövsün istediği gibi. Sövsün ki millet de onları ve karanlık ruhlarını tanısın.”
Sözün özeti; büyük Türk Milletinin en büyük ortak değeri olan aziz Atatürk’ün kişiliği, ilkeleri ve devrimleri bugün, bizim göremediğimiz kadar büyük bir saldırı altındadır.
Devlete hükümet edenler, bunu görmeli ve önlemini de almalıdırlar.
Eğer önlem alınmazsa; sonucun nereye varacağı, akıl ve vicdan sahipleri tarafından açıkça görülmektedir.
