Zorlu geçen, çoğumuzun evlere kapanarak sağlıkla mücadele içinde geçirdiği kış aylarından sonra baharın ilk ayı olan Mart ayına girdik.
Her ne kadar “Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır “diye kış ayını çağrıştırsa da bu ayda, kışın soğuk günlerini görmek mümkün değil .
Yurdumuzun bazı bölgelerinde kış iklimi yaşansa da Mart ayı baharın müjdecisi bir aydır.
Çevremize baktığımızda bunu rahatlıkla görürüz.Park ve bahçelerde baharın müjdecisi.
Lale ve sümbüller açmış,kış günlerinde kuruyan ağaçlar yeşermeye başlıyor.
Bu bahar ayları doğanın güzelliklerinin sergilendiği yaşamımız için önemli aylardır.Başımızdaki bu illet,hastalık korkusuyla evlerinde kapanan insanlarımız zor çok anlar yaşadı, toplum iyice bunaldı.
Aileler arasında kavgalara varan tartışmalar yaşandı:
Toplumu gelecek korkusu sardı..Bahar ayı ile birlikte bu kabusun son bulması insanlarımızın en büyük beklentisi.
Bunu sağlamada biraz da bizlere de görev düşüyor.Zorunlu olarak bu mikroptan korunma yöntemine uyacağız.Uzmanların ifadesine göre bunun başka çözüm yolu yok.
Yoksa, bu illet daha uzun yıllar peşimizi bırakmayacak.Bunun sonunda da toplumda huzursuzluk artacak.
Tüm bu olumsuzlukları dikkate alarak uzun süredir katlandığımız kısıtlamalara katlanmak zorundayız.
------------------------
BİRAZ SAĞDUYU
Toplum için işkenceye varan ,günden güne dozunu arttırarak devam eden çirkin siyası söylemler artık son bulmalı.
Siyasilerin bitip tükenmeyen birbirlerini suçlayıcı sözleri toplumu bıktırıp usandırdı. Siyaset böyle çirkin, birbirini itham edici sözlerle yapılmamalı .Meramını anlatmak, halka kendini ifade etmek için bu toplumu kutuplaştıran sözlerin yerine daha terbiye sınırlarını aşmayan sözler vardır.
Daha önceki siyasiler de aralarında tartışmalar yapıyordu.
Ben hiçbir zaman siyasetin bu denli çirkin sözcüklerle yapıldığına tanık olmadım.
İnsanların canlarıyla uğraştığı, geçim sıkıntısının doruğa ulaştığı bir dönemde halkı siyasilerin kaprisleri, gelecek kaygısıyla yaptıklar halkı kutuplaştıran söylemlerine tahammülü kalmadı.
----------------
ÇOCUKLARIMIZA YAZIK OLUYOR
Geleceğimizin güvencesi olacak çocuklarımızın eğitim sorunu yaz boz tahtasına döndü.Aylardır imkanı olanlar evlerinde tabletleri ile eğitim görüyor.Böyle imkanı olmayanlar ise derslerinden mahrum kalıyor.Böyle ilgisizlik olur mu?
O imkan yoksunu gençlerimize fırsat tanınsa eğitimlerini normal koşullarda yapmış olsalar gelecekte ülke yönetiminde söz sahibi, bilim insanı olabilirler.
Eğitim böyle olumsuzluklarla yapılmamalı . gerekirse diğer ihtiyaçlardan kısıtlama yapılarak eğitime destek sağlamak gerekmez miydi?
Diğer ülkeler bunu böyle yaptılar.En güç koşullarda da olsa gençlerin eğitimini aksatmadılar.
---------------
SADAKATİN BÖYLESİ
İstiklal mahkemesi yargıçlarından biri olan Kılış Ali, Cumhurbaşkanlığı köşkünde Ata ile birlikte yemek yeme anında elektrikler kesildiğinde,tabancasıyla Atatürk’ün üzerine abanarak onu kuruyan kişiydi.
------------------
ÖZLÜ SÖZ
İşaret parmağınızla birini suçlarken diğer üç parmağınız kendinize dönük olur
HİNT ATASÖZÜ.