Arap baharı değil bu kez. Gerçek bahar. Doğanın sessizce ve derinden derinden uyanması, yeşillere bürünmesi.
“Edirne’nin ardı da bağlar…” Yok artık . Oralarda bir miktar badem, kiraz var. Geçen gün uzandık oralara. Bademler, erikler , kayısılar, şeftaliler beyazdan-pembeye gelinlik giyinmiş. Öyle güzel süslenmişler ki bakmaya kıyamazsınız.Ama hepsi doğal.
“Bir ilkbahar sabahı güneşle uyandın mı hiç…” şarkısını söyleye söyle dakikalarca izledim bu güzellikleri. Mutlu oldum, ferahladım. Ve bir kez daha yaşadığımı anladım.
Doğayla bütünleşmek, o güzellikleri ucundan kenarından duyumsamak öyle güzel ki…
Zaten doğaya dönüş olayı başladı. Bir çok kişi Tarla- bahçe alıp orada doğayla birlikte yaşamaya başladı. Ekip biçmeler, meyve üretmeler ve sebze yetiştirmeler… Minik evler de konduranlar var. Doğaya dönmenin nedenlerinden biri de, sanırım apartman yaşamı. Hırıltının, gürültünün at yarışları içinde yaşamak öyle kolay değilmiş.
İnsanlar da bir tuhaf mı oldu? Bize mi öyle geliyor? Anlamak ve yorumlamak zor. Geçimsizlik, bireycilik diz boyu. Çok kişi bu yerleşim birimlerinde kendisinden başkası yok sanıyor. Toplumun bir ürünü olduğumuzu anımsayan yok gibi.
Yalnız ağaçlar değil toprak da “bak yeşil yeşil…”
Menekşeler, sümbüller, ballıbabalar, Japon gülleri… ortalığı ressamın en ünlü tablosuna çevirmiş durumda. Bak bak doyamazsın. Koparıp vazoya koymak istersin, kıyamazsın. Çünkü, “çiçek dalında güzeldir… yaklaşımı engeller sizi. Baharın bu duygu yoğunluğu şiir de yazdırabilir yeteneği ve duyarlılığı olanlara.
Behçet Necatigil bana kırlara çıkmamı önermişti “Yere yüzü koyun uzanıyorum…” dizesi belki de böyle yaşantının ürünü.
Böyle günlerde dere kenarları, ormanlık yerler dolar, taşar.
Hafta sonu Meriç ve Tunca’nın oraları da dolaştık. Baktım sulara yine bulanık. Ve dolu dolu
Yani bahar gelmiş sayılır. Kısa bir süre sonra tüm bu güzellikler yaprağa ve meyveye dönecek, baharın güzelliği sıcaklarla dönüşüme uğrayacaktır
Yörem ve ülkem, her mevsim güzel, her bölge kendi özellikleriyle yaşar. Tüm güzellikleri görmek kolay olsaydı, ilk işim bu olurdu. Dört mevsimi her an yaşamak olası üstelik.
“Yaktık gene yakarız” deyişi aklıma geliyor da utanıyorum.
Kim verdi bu yetkiyi, cehalet mi, aymazlık mı?
Bu gün o bölgeye girmek istemiyorum. Çünkü bahar…
BAKARSAN BAHAR
Belirdi
Küçük mavi benekler
Gökyüzünde
Sustu
Sevginin yamacında umut
Yeşerdi
Gonca uçlarında sevinç
Giderek çoğaldı maviler
Ve kanat açtı sevgiye
Güvercinleri çoğaltan evler
Koyu küskün bulutlar
Lime lime
Göklerin üzünç kanatlı
Gizeminde
İşte varsın
Dedirten bir yağmur sonra
İşte varsın
Baksan da baharsın
Bakmasan da bahar
N.T