Gazetemiz VATANDAŞ’ın sahibi CHP Edirne Belediye Meclisi Kontenjan adayı olan Sn. Baran Yazgan’ın gazetecilerle düzenlediği bir akşam yemeğine katıldım.
Bir gazete sahibinin, özellikle bu hizmetten farklı beklentisi olmayan, gazete sahipliğini gazeteci gözüyle değerlendiren bir gazete sahibinin mahalli seçimler öncesi söyleyeceklerinin önemini göz önüne alarak Sn. Yazgan’ın sözlerini dikkatle izledim.
Ben mahalli seçimler öncesinde mecliste yer alacak bir gazete sahibinin böyle gazeteciler için önemli bir toplantıya gerek duyması, ayrım yapmaksızın tüm gazetecileri ve sahiplerini bu toplantıya çağırması bugüne kadar pek rastlanacak durum değildi.
Bu yaklaşımı gazetecilik değeri açısından önemsiyorum.
Belediye meclislerinde gazetecilerin sorunları pek gündeme gelmez.
Gazetecilerin, sadece olumsuz yazıları ve görüşleri toplantılarda veya meclis üyelerinin aralarında yaptıkları konuşmalarda gündeme gelip tartışılır.
Yazgan,bu camianın içinde, gazete sahipliğinin ve çalışanlarının zorluklarını çok iyi bilen biri
Bu zorlukları Sn. Yazgan, konuşmasında da kısaca dile getirdi.
Bir meclis üyesi adayının bu basın konusunda olumlu yaklaşımı, meslek mensupları açısından bir güvence olmalıdır.
Yazgan’ın basın mensuplarının Belediye Meclisi’nde temsilcisi olma sözünü vermesi gazetecilerin yüreğine su serpmiştir.
Özellikle, sorunların birlikte çözüleceği vaadi bugüne kadar meclis üyelerinden duymaya alışık olmadığımız bir söz.
Gün boyu zor koşullarda haberden habere koşan, kısıtlı imkanlarla görevini sürdüren basın emekçileri için bu anlamlı sözler, belediye meclisinde görev üstlenecek gazete sahibinin ifadesi olması nedeniyle dikkate alınması gereken anlamlı sözlerdir.
Dileğim ve temennimiz odur ki, Sn Yazgan’ın bu çabalarına diğer meclis üyeleri de olumlu yaklaşarak basın mensuplarının sorunlarının çözümüne katkı sağlarlar.
AKAN SULAR MECRASINI BULUR
Mahalli seçimler öncesi bakıyoruz, seçmenler arasında şu ve bu yönlere savrulmalar, yeni yeni beklentiler gündeme geliyor.
Bu her seçim öncesinde karşılaşılan manzara.
Seçim günü yaklaştıkça böyle macera peşinde olan seçmenler yine kendilerine en yakın partilerde bir araya gelmeyi sağlar.
Hiç kimsenin ideolojisine ters gelebilecek bir siyasi görüşe seçimde oy vermesi mümkün değildi.
Bugüne kadar yaşadığımız seçim öncesi seçmen dalgalanmaları sonuçları bunu göstermiştir.
Mahalli seçimler, halka en yakın ve verilecek hizmetlerin adresi olan yöneticilerinin belirlendiği seçimlerdir.
Bu konuda oy verirken tüm gerçekleri göz önünde bulundurmak gerekir.
Bu seçimlerde, “Beni ilgilendirmez kim kazanırsa kazansın ben işime bakarım” deme lüksüne de sahip değiliz.
Mahalli seçimlerde verilecek oy bizi, günlük yaşamımızı doğrudan ilgilendirir.
Seçmenlerin vereceği kararla mahalle yönetimleri ve verecekleri hizmetler şekillenir.
Seçimde verilecek yanlış karar sonrası yapılması muhtemel uygulamalardan bizlere de sorumluluk getirir.
Ondan sonra “ Elim kırılsaydı da oy vermeseydim” diye yakınmak çare olamaz.
O yanlış kararın faturası külfetini tüm halk çeker.
Onun için mahalli seçimlerde oy kullanırken kısa vadeli, onun bunun telkinine kapılarak oy verilmemeli.
Toplumda seçim öncesi yine böyle oy savrulması var. Bazıları farklı mecralara gidip çözüm arayışında.
Bu çabaları sonuç vermez, başkalarına imkan sağlar onlar nemalanırsa bunun sorumluluğu bu ortamı hazırlayanların olmaz mı?
Edirne halkı gibi her zaman oyunu düşünerek veren, dolmuşa onun bunun gazına gelmeyen, oyuna sahip çıkan bir haktır.Bugüne kadar yapılan seçimlerde bu tavrını ortaya koşmuştur.
Bu seçimde de aynı doğrultuda hareket edeceğinden kimsenin endişesi olmasın.
Bunun aksi için zemin hazırlayanlar unutmasınlar ki, bir nisan sabahı” biz neden bu hatayı yaptık” demelerinin yararı olmayacaktır.
BETON ALANLAR YEŞİL ALANA DÖNÜŞMELİ
Edirne’nin evler arasındaki bazı alanlar betonla kaplı. Buralarının yeşil alana dönüşmesi gerekir. Daha önceki yıllarda yöneticilerin ilin yeşil alan sorununu dikkate almaması kibrit kutusu gibi.
Özensiz beton yığını binaların arasını beton zeminle donatmaları Edirne’yi yeşil alanı fakiri bir kent durumuna getirmişti.
Yeşil alan ihmali bugünkü sorun değildir.
Uzun yılların ihmali olan ,Edirne’nin on mahallesini yeşilden yoksun hale getirenler faturayı bugünkü yönetime çıkarmaya hakkı olamaz.
Resmi sonuçlara göre yeni yerleşim alanları dışındaki 10 mahallede bir kişiye düşen yeşil alan 2 metre 84 santimetredir.
Kısaca İki mezar yeri kadardır.
Yeni yerleşim alanında yeşil alan miktarı henüz miktar belli değildir.
Oralarda da bundan farklı olmadığı tahmin edilmektedir.
Yeşil alanı olmayan yerler insanların nefes almada zorluk çektiği yerlerdir.
Dileğimiz o ki, siteler arasındaki beton alanların yeşil alana dönüşmesi ve yeni yeşil alanların yaratılmasıyla Edirne kısmen de olsa yeşil alana kavuşur.
FIKRA
TRENDE PENCERE KAVGASI
Haydarpaşa garından kalkan tren Erenköy’e doğru yol alıyordu. zayıf yaşlı bir kadın bilet denetimi yapan tren görevlisine sordu.
“ Evladım pencereyi kapatabilir misiniz?”dedi.”Yoksa bu rüzgar beni öldürecek”
Görevli tam pencereyi kapatacağı sırada yaşlı şişman bir hanım pencerenin açık olmasını istedi.
“Sakın ha pencereyi kapatmayın, pencere kapanırsa havasızlıktan boğulurum”
Daha sonra iki kadın arasında pencere açılsın , kapansın tartışması başladı. Uzun süre bu tartışma devam etti. Bu tartışmaya kulak veren bir yolcu tren görevlisine şöyle bir öneride bulundu:
”Beyefendi siz önce pencereyi kapatın şişman hanım havasızlıktan boğulsun.
Daha sonra pencereyi açın bu kez zayıf hanım rüzgardan yaşamını yitirsin, biz de böylece rahat bir yolculuk yapabilelim” dedi.