Belediye başkanlarının danışmanlığını üstlenen kişiler başkanlar için çok önem taşır, adeta  onların kolu kanadı konumundadır.

Danışmanlarının yapacağı bir hata doğrudan belediye başkanına mal edilir.   Belediye Başkanı Recep Gürkan  seçim sonrası  danışmanlığına daha önceleri kendisine büyük yararı olan  Adem Özsoy’u getirdi.  Onun için belediye başkanları danışman seçerken çok dikkatli olmak zorundadır.      

Özsoy, farklı politikadan gelmiş olsa da, bu alanda  deneyimli gazetecilikten gelme sporla yakından ilgilenen sosyal ilişkileri  üst düzeyde  bir kişi.

Özsoy  onun bunun dolmuşuna, telkinine  pabuç bırakmaz. Hemşerimi bu yapısıyla  çok iyi tanırım.

Siyasi alanda birikimi de  de olan birisi.

Gürkan’ın danışmanlıkta  Özsoy seçiminin isabetli olduğunu sanıyorum.

Yalnız  şunu da hatırlatmak isterim.

Danışmanlar her  zaman üretken olmalı .

Belediye başkanları yapılan hizmetlerde eksiklerinin tamamını görmeleri imkansızdır.

Buralarda her zaman danışmanlar devreye girmeli.

Danışmanlar  yapılması gereken hizmetlerde gördüğü eksiklikleri anında Başkan’a iletmeli. “ Aman bana başkan kızar, aramız bozulur” diye düşünmemeli.

Başkan’ın her dediğine “ tamam efendim en iyisini siz bilirsiniz” mantığı  belediye başkanlarını çoğu kez yanlışlığa iter.

Ülkemizde ve bölgemizde bunun sayısız örnekleri vardır.

Özsoy’un  böyle biri olmadığı, olamayacağı inancındayım.

Daha önceleri kendisi ile ilgili  bu konuda gözlemlerim oldu. Görevi sırasında  hizmetlerde gördüğü eksikleri anında belirleyip Başkan’a ilettiğine tanık oldum.Özsoy ekonomik bağımsızlığı olan biri.Ancak bu yapıda kişiler  olursa  belediye Başkanı Recep Gürkan’ın başarı grafiği artar.

Danışmanlar, adeta başkana  korumu görevi yapar konumunda olmamalı. Yeri geldiğinde Başkan’ı eleştirmeli, yanlışlar konusunda  uyarmalı.

Büyüklerimiz  “Barika-i  hakikat  müsademe-i efkardan doğar” sözünü boşuna söylememişler.

Fikirler tartışılırsa ancak  doğru bulunur. 

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 ÖZELEŞTİRİ  YAPILMALI   

Gürkan, geçen seçimi enine boyuna irdeleyip, partisinde ve çevresinde gördüğü eksikler konusunda gerekli önlemleri zaman geçirmeden  almalı. Bundan sonra daha güvenli  ortamda görev yapmasını sağlamak konusunda  daha duyarlı olmalı

Çevresindekiler  de yapmış olsa yapılan yanlışlıkların, hizmet eksikliklerinin  başkana mal edileceğini akıldan çıkarmamalı. Bunu   dikkate alarak “yoğurdu üfleyerek  yemesi gerekir.

POLİTİK MÜCADELE SERTLEŞECEK.

İstanbul seçimleri gösterdi ki, iktidar ile muhalefet arasında  politik mücadele önümüzdeki aylarda sertleşecek.

Bugünden onun emarelerini görüyoruz.

Mücadelenin kızışacağı illerin başında da Edirne’nin geleceği söyleniyor. İktidar partisi sözcüleri ve destekçileri yaptıkları konuşmalarında bunu  ifade ettiler.

İktidar şimdi İstanbul seçimi ile meşgul,

Daha sonra Edirne’yi hedefe koyarsa şaşırmamak gerekir.

Onun için CHP’nin  Edirne’de birlik ve bütünlük içinde olması, aralarındaki gereksiz tartışmaları sonlandırmaları gerekir.

Bu konuda rehavet kapılıp, “ Biz işimizi düzgün yapıyoruz endişemiz yok” mantığı yeterli olmayabilir.

Bazı  suçlar, ithamlar dayanağı, gerekçesi olmasa da yaratılabileceğini  son İstanbul seçimleri  gösterdi.

Onun için İktidara karşı olan belediye yönetimleri  çok daha dikkatli   olmak zorunda.

Bunu  ilahi olur anlayışı ile ifade etmiyorum.

İhtimal dahilinde olduğu için belirtmek istedim.

Belediye Başkanı Gürkan  çıraklık dönemini geçti şimdi  ustalaştı.

Görevi sırasında kimlerin destek verdiğini, kimlerin işine  taş koyduğunu, kimlerin dost görünüp arkasından konuşup kuyusunu  kazmaya çalıştığını iyi tahlil etmeli.Benden hatırlatması.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------     

FIKRA

HIRSIZI GÖREN KÖPEK  HAVLAR

Bir toplantı anında kürsüye çıkan bir hatip konuşma yapıyor.

Kendisini dinleyenler arasında kısa sürede gayri meşru yollardan zengin olan  büyük servet sahibi olan bir siyasetçi de var.

Konuşmacı bu tür kişileri eleştiriyor.

Herkes hatibin konuşmasını can kulağı ile izlerken, onu çekemeyen, konuşmasına tepkg gösteren siyasetçi  ayağa kalkıp konuşmacıya:

"Ne havlayıp duruyorsun be adam” diye bağırır.

Hatip hiç istifini bozmadan :
-“ Ne yapayım, hırsızı gören köpek havlar” diye yanıt verir.

GÜME GİTMEK

Boş yerde ceza alan, harcananlar için “ Güme gitti” sözü kullanılır.

Bu sözlerin hikayesi şöyle:

Bir zamanlar İstanbul’un asayiş düzenini sağlayan yeniçeriler, çarşı Pazar dolaşıp uygunsuz davranışlarda bulunanları toplar, kışlaya götürür, bir odaya hapsederlermiş.

Suçlu buldukları adamları  kapatırken de” Hooop…gümmm” diya bağırmayı  adet haline getirmişler.

Suçlu diye toplananların arasında  “Kurunun yanında yaş  da yanar” sözünde olduğu gibi zaman zaman masumlar  da olurmuş.

Halk bunlar için “ Günahsız olmasına rağmen hapse götürülüyor” anlamında  “ Adam güme gitti, yazık oldu” derlermiş.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.