Dışişleri Bakanlığı AB Başkanlığı tarafından yürütülen, Bulgaristan-Türkiye Sınır Ötesi İş Birliği programı kapsamında Edirne'de gerçekleştirilen çalış tayı izleyemedim ama tüm yerel gazetelerde detaylı bir şekilde verilen haberi okudum ve birazda gururlandım.

Onun için de yazımın başlığını Edirne Gazetesi Muhabiri Yeşim Dramalının haberinden aldım ve köşe yazım için de yararlandım.

Çünkü bana göre de toplantıya damga vuran bir konuşma yapmış Başkan Gürkan.

Komşu, Komşunun külüne muhtaçtır Atasözü örnek göstererek geçmişte Türklerin alışveriş için Bulgaristan’a gidip onların ekonomisine katkı ve destek yaptığını, şimdi ise Bulgarların Türkiye’ye gelerek bizim ekonomimize katkı yaptığını söyleyerek bunun çok önemli bir yardımlaşma ve komşuluk ilişkisi olduğuna dikkat çekmiş.

Bulgaristan – Türkiye İnterreg-IPA Bulgaristan-Türkiye Sınır Ötesi İş Birliği programı kapsamında Edirne’de gerçekleştirilen çalışta ya konuşmacı olarak katılan Başkan Recep Gürkan, bir sınır şehri olan Edirne’nin komşularıyla iyi ilişkiler, iyi dostluklar geliştirmek istediğini ve bunun için de çaba gösterdiğini belirtmiş.

Gürkan’ın beğeni toplayan konuşması şöyle devam etmiş; “Biz de bir Atasözü var, ‘Komşu komşunun külüne muhtaçtır.’ Bu iyi geçinmeyi, komşular arasında birbiriyle alışverişi, dayanışmayı temsil eder. 15–20 yıl önce Bulgaristan henüz komünizmden yeni çıkmıştı, ekonomisi bugünkü kadar iyi değildi. O zaman Edirneliler başta olmak üzere Trakyalılar, Türkler Bulgaristan’a giderek, oradan alışveriş yaparak, bir anlamda Bulgar ekonomisini destekleme çabasındaydı. Ve bu kısmen başarılı oluyordu; özellikle orta ve küçük esnaf bazında. Bugün geldiğimiz noktada ülkemizde çeşitli nedenlerden dolayı bir ekonomik kriz var. Şimdi bakıyorum bizim 15–20 yıl önce Bulgar ekonomisine verdiğimiz destek, Bulgar dostlarımız tarafından da Türk ekonomisine veriliyor. Bu kişisel beklentiler, kişisel çıkarlardan dolayı olabilir ama burada gerçekleşen amaç hepsinden daha önemli. Bakınız 2019 yılının ilk 5 ayında Bulgaristan’dan şehrimize gelen ziyaretçi sayısı 920 bin, bu çok büyük, ciddi bir rakam, bizi mutlu eden bir rakam”
Sınır şehirlerinin kendine has bir takım özellikleri ve dezavantajları olduğuna dikkat çeken Gürkan,AB Projeleri konusunda da açıklamalarda bulunarak sözlerini şöyle tamamlamış; “Ama AB perspektifi ile Bulgar ve Türk halklarının iyi niyetleriyle, dostluk ve komşuluk, bakış açıları ve bu projeler kapsamında bu sınır şehri olmanın dezavantajı son yıllarda avantaja dönüştü. Baktığımızda Edirne tarihi eserleriyle, Dünya Kültür Mirasına girmiş etkinlikleri, eserleriyle, 2 Bulgar Ortodoks kilisesiyle, Avrupa’nın 3. büyük Sinagogu ile UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Selimiye Camii ile tam bir kültür şehri. Bunun meyvelerini alıyoruz, topluyoruz. Sınır Ötesi İşbirliği Projeleri kapsamında bizde bu salondaki birçok paydaş gibi Edirne Belediyesi olarak farklı alanlarda, farklı projeler yapıyoruz. Geçtiğimiz dönem 3’ü belediyemize, 1’i de katı atık birliğimize olmak üzere toplamda 4 proje gerçekleştirdik. Bu 4 projeden de yaklaşık 1 milyon EURO hibe aldık ama yeterli değil.
Bizim yöneticilerden şu isteğimiz var. Elbette bu projeler herkese açık olması gerekiyor ama özellikle sınır kentlerin daha büyük, daha geniş kapsamlı, daha detaylı projelerin açılmasını bekliyoruz biz.

Edirne bugün tarih, kültür ve turizm şehri.

2018 yılı Turizm Bakanlığı verilerine baktığımızda Edirne Türkiye’de İstanbul ve Antalya’dan sonra en çok turist alan üçüncü şehir. 2018 yılında 5,5 milyon turist aldı bu şehir. İstanbul’da 12 milyon. Tüm dünyada en çok turist çeken şehirler listesinde de Edirne 68. sırada. Edirne Belediyesi’nin başvurabileceği projeler 500 bin – 600 bin EURO ile sınırlı. Bu bizim için yeterli değil. Biz önümüze daha büyük projeler, daha büyük hedefler konulmasını bekliyoruz sizlerden. Yapamıyorsak vermeyin, buna itirazım yok. Ama yapabiliyorsak, bunları beklemek ve istemekte hakkımız”.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.