Özellikle iktidar partisinde Edirne belediye başkanlığı için adaylık kulisleri devam ediyor. Belediye başkanlık için de milletvekili adaylığında olduğu gibi ortaya çıkarak “ Bu göreve ben talibim” diyen Avukat Koray Uymaz oldu.
Uymaz, daha önce milletvekili adaylığı için de aynı açık tavrını sergilemişti. Bu defa da “ben Edirne belediye başkanlığı görevine adayım” diye açıkça tavrını koyuyor.
Genel Merkez özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Uymazın bu cesaretini nasıl değerlendirecek bekleyip göreceğiz.
Kulislerde tartışıldığı gibi bu dönemde AKP Edirne belediye başkan adaylığı için farklı bir yöntem izleyeceği biliniyor.
İktidar partisi Edirne’de belediye başkanlığını kazanmak için tüm imkanlarını seferber edecek.
İlin seçmen profiline bakıldığında seçimi kazanmak için AKP dışındaki seçmenlerden oy alınması halinde ancak belediye başkanlığını kazanacağını bilen parti üst yönetimi adaylık için diğer partilerden oy alabilecek, onlarla iyi ilişkiler içinde olan bir ardayı belirleme çalışması içinde.
Bunlardan birinin de Av. Koray Uymaz olduğu söyleniyor. Sırada onun gibi bir iki adayın daha olduğu tartışılıyor. Partililerin bir bürokratla görüştükleri yolunda haberler dolaşıyor.
Bu arada eski Edirne Milletvekili Şemsettin Emir’in de kulis faaliyetlere devam ettiği, onun da parti dışındaki seçmenlerden oy alarak seçimde iddialı duruma gelebileceği yine kulislerde tartışılıyor,
YAZLIKÇILAR ÇANAKKALE YOLUNDAN TRAFİK CEZASI İLE DÖNDÜ.
Ege bölgesinde yazlık yerlerine gidip dönüş yapan Edirneli yazlıkçılar Ezine-Çanakkale ile Lapseki-Çanakkale yolunu geçişi sırasında trafik cezası almaktan kurtulamıyorlar.
Burada belirlenen hız limitine uymayan yazlıkçılar hız sınırını aştıkları için aracın hızına göre 200 ile 400 lira arasında trafik cezası alarak Edirne’ye döndüler.
Tatilden dönen Edirneliler kendileri tatilde olduğu için mahalle muhtarlıklarına teslim edilen trafik cezası sürprizi ile karşılaştılar. Muhtarlar, en çok trafik cezasının bu güzergahtan geldiğini tatilden dönen Edirnelilerin büyük bölümünün ceza almaktan kurtulamadığını söylediler.
KALİTESİZ KÖMÜRE DİKKAT.!
Kış ayları yaklaşıyor.Kömürlü yakıt kullananlar yakıtlarını bu aylarda sağlıyor.
Edirne’de 2000 kalori ile 4000 kalori arasında kömür çıkarılıyor.
Bu kömürler kaloriferlere satılırken paçal yapılarak, yani karıştırılarak satıldığı söyleniyor. Bu durum kalorifer bacalarından çıkan kükürt oranının daha yüksek olmasın, kaloriferlerinde ı katı yakıt kullanılan bölgelerde hava kirliliğinin artmasına neden olacak.
Geçtiğimiz yıllarda bu nedenle kirli hava teneffüs edildi.
Her ne kadar doğalgaz alınması teşvik edilse de katı yakıta göre düzenlenen bloklar yine kömür kullanmayı sürdürüyor.
Onlar ucuza ısınsın diye yüksek yakıt parası ödemek zorunda kalan doğalgaz kullanıcıları kirli hava solumaya mecbur değil.
Onun için yakıt kalitelerinin sıkı kontrol edilmesi kalitesi düşük, kükürt oranı yüksek kömür kullanılmasına izin verilmemesi gerekir.
*****************************************************************************
ATASÖZLERİMİZ TOPLUM YAPISINI YANSITIYOR
Bir toplumda uzun yıllar halkın arasında söylenen ilgi gören özdeyişlerin o toplumun bir anlamda kültürel ve sosyal yapısını yansıttığı söylenir.
Gerçekten bu benzetmede doğruluk payı vardır.
Bu atasözlerinin farklılık göstermesi toplum içindeki farklı fikirleri, görüşleri de yansıtır.
Bu görüşlerin bazıları halkın dini duygularına tercüman olur, bazıları ise toplumun olaylara yaklaşımını yansıtır.
Örneğin, anaların değerini anlatan “ Cennet anaların ayağı altındadır, Bana bir kelime öğretenin kırk yıl kölesi olurum, Ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar” sözleri dinimizce bu konulara duyarlılığını yansıtır.
Toplumda bazı atasözlerimiz farklı yorumları, içerir. Örnek vermek gerekirse” Söz gümüşse sükut altındır” sözleriyle bir konu hakkında konuşup fikir beyan etme yerine susmanın daha değerli olduğu şeklinde yorumlanabiliyor.
Bu benzetme ile susmanın konuşmadan kıymetli, olduğu altın gümüş benzetmesiyle anlatılmak isteniyor.
Yine buna benzer insanları bireyciliğe sevk eden dayanışmayı arka plana atan atasözlerimiz de bulunmaktadır.
“Kaçanın anası ağlamaz, “Beni sokmayan yılan bin yıl yaşasın” türündeki özlü sözler de dayanışma yerine bireyciliği ön plana çıkarır.
Bir de birlik beraberliğin dayanışmanın önemini belirten atasözlerimiz vardır.” Bir elin nesi, iki elin sesi var, Birlikten kuvvet doğar” diyen atasözlerimizle toplum arasındaki birliğin, dayanışmanın önemi anlatılır. Bir de nereden ve ne amaçla söylendiği bilinmeyen toplumda olumsuz görüşü yansıtan” Devlet malı deniz yemeyen domuz” türünde devlet malını yağmalamayı özendirici atasözlerimiz bulunmaktadır.
Bunların dışında bölgesel olarak toplumun yapısını yansıtan özdeyişlerimiz de bulunmaktadır.
Uzun yıllar ülkemizde farklı beşeri yapıda olmasına rağmen barış içinde yaşayan insanlarımızın gelenek ve göreneklerinde olduğu gibi atasözlerinde de farklılık gösterir.
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ,?
İLK SOYADINI 1935 YILINDA KULLANDIK
Ülkemizde soyadı kullanma zorunluluğu 1935 yılında yürürlüğe giren” Soyadı Kanunu” ile kesinlik kazandı.
Türkiye’de 1926 yılında yürürlüğe giren, Medeni Kanun’la soyadı kullanmaya başlandı ama, kullanılması yasa ile zorunlu kılınmadı.
1935 yılında çıkarılan yasada “ her Türk öz adından başka soyadını da taşımaya mecburdur” denilerek, soyadı taşıma zorunluluğu kondu.Soyadının ne biçimde kullanılacağı ya da yitirileceği yasayla belirlendi.
**********************************************************************
ÖZLÜ SÖZ
Uçurtmalar, rüzgarın gücüyle değil, bu güce karşı uçtukları için yükselir.
Williham CUHURCHİLL