Önce ılıman havalar yaşandı. Uzunca da sürdü. Böyle havalarda doğa yeniden yeşillendi. Bazı çiçekler,özellikle kır çiçekleri açmaya bitkiler boy atmaya başlamıştı. Özellikle jopon gülleri, pembe kırmızı açarak dikkatleri çekmişti
Sonra bir gece ansızın sert bir kırağı. Tümü yandı. Sürgünler dondu. Artık sisli günler başlamıştı. Sonra kar, sonra buzlanma ve zaman zaman da poyraz. Bu aralar ayazı ve buzlanma döneminde yaşıyoruz. Henüz doksan olmadı. Henüz cemreler yüzünü göstermedi.
Günler epey uzadı elbet. Ama güneş henüz gereği gibi ısıtmıyor.
Sudan ve Mısır’da da havalar iyi değil. Öteki Ortadoğu ve kuzey Afrika ülkeleri gergin.
Çünkü böyle toplumsal patlamaların sıçrama özelliği her zaman mevcut.
Fransız İhtilali de Fransa’da patlamış ve yayılıvermişti hemen.
Yani baskı rejimleri her an tepe taklak olabilir. Bu direnişlerin zamanı ve yurdu da yoktur.
Ortadoğu ülkeleri petrol deposu. Bütün kazançları da ondan. Ne yazık ki çağımızda önemi çok artan bir madde. Bu yüzden de Güçlü ve zengin ülkelerin gözü oralarda..Çıkar sat, rahatına bak. Ancak elde edilen gelirin halk kesimlerine yansıtılması oldukça dengesiz. Daha çok doruktakilerin kasasına girmekte, dolarlar, marklar, eurolar… Gelir dağılımındaki bu uçurum elbette insanları tedirgin ve huzursuz edecektir. O bölgenin kaynayan kazan olmasının dibinde bu ve buna benzer dengesizlikler ortamı germekte.
Sömürü ve eşitsizlik.ne denli aşırı olursa o denli tehlikelidir.
Liberalizm sermaye yanlısı. Para ve kazanç her şeyin önünde. Emekçileri aşırı çalıştırıp az para ödemek, istediğin zaman kapı dışına koymak rejimin temeli.
Sosyal demokrasi sömürüye karşı olup eşitlikten yana tavır alır ve emekçiyi kollar. Rejim aşağılara inmek için değil. Aşağıda olanları yukarı taşımak içindir. Halk kitlelerini insanca yaşatmayı hedefler.Sömürüye kesinlikle karşıdır. İnançları alet edip inananları kandırmaz. Yapsınlar etsinler yaklaşımı nasıl yaparlarsa yapsınlar anlamına gelir. Ucuz emek onlar için bu dünyanın cennetidir.
Şu yırtık kot giyip ve insan içine çıkmak olayına kafayı taktım. Bir programda (…)l yırtık pırtık bir kot giymişti. Bunları yadırgıyorum. Böyle moda olmaz. Yıllar önce bazı haddini bilmezler solculuk böyle olur sanmışlardı.
Ne yazık ki o kendinizi çevrelerde bu tür giysiler edinmek ve giymek övünç konusu ne yazık ki!..
Neyse, gelsin bir şiir en iyisi:
YARATIK
Güz renkleriyle yıkanan hüzün ağacı
Mehtabı şıkır şıkır oynatıyor körfezde
Ağlayan çocukların duyulmaz sesiyle
Yaşanmamış aşkların kökleriyim ben
Dönüşe biler aldık geçerli sandık
Akşam oluyordu günün dış kapısında
Doğup büyüdüğüm yerdi acılar kalesi
Şapkam çivide kaldı ben yollardayım
Meyveyi bitkiyi sömüren sömürene hancı
İmamenin püskülünden sarkar inancı
Ne divası ne imparatoru ne sultanı
İğrendiriyor insanı özentinin böylesi
Uşak kafalı tutsak beyinli yakamozlar
Ne dili ne beyni ne özü…yapay ve takma
Bir boş baklava tepsisi artınca ramazandan
Bayram gelmiş neyime türküsünü yakarken
Aşk dediler yalan dolan inanç dediler sömürü
İnsan ol adam gibi
adam ol yeter be yaratık
Vizeli N.T