TANZİMAT SONRASI TÜRK ŞİİRİNDE EDİRNE

Salih Koralp GÜREŞİR

Önce yazarı tanıyalım… Salih Koralp Güreşirle bir süre önce tanışmıştık. Kendisi: Öğr.Gör.Dr,Trakya Üniversitesi Türk Dili Bölümü…

Hazırladığı “Araştırma Makalesi”ni bana da verme inceliğinde bulundu.

“… Şehrin dört tema etrafında Tanzimat sonrası Türk şiirine aksettiği görülmüştür. Bunlardan ilk üçü Osmanlı’nın girdiği feci neticeli savaştır: 93 Harbi, Balkan Savaşı, Birinci Dünya Savaşı. Edirne imajlarında şehir, feci neticeli savaşların etkilerini yaşayan bir sınır kentidir…”

Bu etkilerin zamanın ozanlarını da etkilediği kesindir. Yazar bu ozanların yaşamlarından ve  acılı şiirlerinden örnekler vererek makalesini sürdürmüş ve varsıllık kazandırmıştır.

Süheyl ÜNVER’in  deyişi olan “Her şey biter, Edirne bitmez” deyişine yer vermiş, kentin her yönden varsıllıklarını yazısına taşımıştır.

Bu arda Edirne’de yaşayan şairlere  de değinmiş, özellikle Uluğ Turanlıoğlu ve Beyazıt Sansı hocalar tanıtılmıştır. Her ikisi de Edirneliler tarafından tanınan ozanlarımızdır…

Yazarımız Bir Edirne çınarı olan ve Edirne’yi çok seven, bu kent için en çok şiir yazan Uluğ TURANLIOĞLU Hocamızı şöyle tanıtmış makalesinde:

 “Yayımlanmış bir çok şiir kitabı, bir kısmı Edirne şiirlerini içeren 12 antolojisi  ve  yine uzun yıllar boyunca çıkardığı  DAMLA dergisi ile dikkati çeken Uluğ Turanlıoğlu  Kırklareli’nde doğmuş olmasına rağmen ömrünün 61 yılını Edirne’de geçirmiş  bir Edirne sevdalısıdır (Canım 2015:6o1)  Bu bakımdan Edirne’nin yerel şairlerinin en Velût ismidir. Halk şiiri tesiriyle yazdığı şiirlerini şu şekilde tasnif etmek mümkün görünüyor. Tarihî Edirne, Edirne sevgisi, Edirne Manzaraları. Şehri bu temalarla sevip yücelten şair, bilhassa ‘Edirne Destanı’nda, şehre beslediği muhabbet ve hayranlık hislerinin  oluşturduğu Tarihî Edirne imajını başarılı bir şekilde ortaya koymuştur.

Şu anda yazar Turanlıoğlu’nun Damla Dergilerini araştırmaktadır. Bu Dergiler üç dönemi içine alır. İlk çıkardığında ben Vize Ortaokulu’nda öğrenciydim. O da Türkçe öğretmenimizdi. Yıllar tam aklımda kalmadı  ama 1954-1955 yılları idi. Bir süre ara verdikten sonra ikinci kez yeniden çıkarmaya başlar. Yine ara vermek zorunda kalır. Ancak seksen yıllarında  DAMLA Süreyya Eryaşar’ın denetimi ve yönetiminde yeniden çıkmaya başlar. İşin içinde ben de vardım. Yazı kurulu üyesi olarak. Başımızda yine hoca elbet. İki yıl sürdü bu yeni çaba. Sanırım 22 sayı çıktı. Sonra kapatıldı. Son çıkan dergilerin tümü ciltli olarak bende hala var. Sakladım çünkü.

Ancak Bu dergileri arayan ve araştırma yapmak isteyen Salih Koral dosta emaneten verdim. Öncekileri yine aramakta. Eğer saklayan ya da nerelerde bulunabileceğini bilen birileri varsa, bilgi vermesini istiyoruz. Çünkü bende de yok…

Ne yazık ki Turanlıoğlu’da, Eryaşar’da aramızdan ayrıldı. İkisine de bir kez daha rahmet diliyorum. Oyılların tanığı Feyzullah Aktan bu konuda yardımcı   olabilir mi bilemiyorum?Yazarımıza kolaylıklar diliyorum…  Özveri isteyen  bir çalışma olacağına inanıyor başarılar diliyorum, içtenlikle…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.