Biz basın mensupları çoğu kez siyasetçilerin rüzgârına kapılır. Haberlerimizin büyük bölümünü siyasilerin çalışmaları, konuşmalarına ve bürokratların, odaların birbirine ziyaretlerine göre dizayn ediyoruz
Bunların haricinde sanki başka haberler yokmuş gibi, aynı kısır döngü içinde gazete sayfalarımız doluyor
İl merkezi dışında köylerdeki sorunlara bakıp, haber konusu olabilecek olaylara bir göz attığımızda, ülkemizde yaşanan son ekonomik dalgalanmanın halkımıza nasıl yansıdığını daha net olarak görebiliyoruz.
Şehirden çıkıp şöyle bir köylere uzandığımızda çiftçilerin ekonomik sıkıntılarını daha çarpıcı örneklerle kendilerinden öğrenebilirsiniz
*************************************************
Halka özendirerek kredi ile borca girip satın aldıkları büyükbaş, küçükbaş hayvanlarını , traktörünü,geçim zorluğuna düşerek satmak aşamasına gelen köylülerimiz mallarını aldıkları fiyatın yarı parasına satmak zorunda kaldıklarını kendi ağızlarından dinleyebilirsiniz
Köylülerimizin bundan önceki yıllara oranla çok daha borçlu, olduğunu yani, kendi anlatımlarıyla köylerde geçim zorluğunun her geçen yıl daha da arttığını köylülerin sahip oldukları gayrimenkullerini satmak zorunda kaldıklarını öğrenebilirsiniz
**************************************************************
Kırsal kesime gidip kahvelerde sohbet ettiğinizde yaşadıkları sıkıntılarını kendi ifadeleriyle daha iyi aracısız olarak öğrenebilirsiniz.
Seçimlerde köylere gelerek herkesi kucaklayan hatırlarını soran, biri gelip diğeri giden siyasi parti temsilcilerinin seçildikten sonra köyleri ihmal ettiğini öğrenebilirsiniz
Akaryakıtta vaat edilen indirim, ucuz renkli mazot verilecek gibi palavralar lafta kaldığını. Girdi fiyatları ise dur durak bilmediğine çiftçilere verilmesi gereken GSMH’nın %1’inin ancak yarısının verildiğine tanık olabilirsiniz
********************************************************
Köy kahvelerine oturup sohbete daldığınızda dertler bir biri ardına sıralanır. Köylülerin en büyük yakınmaları ise “biz sahipsiziz bize ne parlamentoda ne de meslek kurumlarımızdan sahip çıkan yok” şeklinde şikayetlerine şahit olursunuz,
Köylüler konuşmalarında “Biz üretim yaparak halkın nafakasını sağlıyoruz, yaşamaları için en önemli ihtiyacını gideriyoruz, bu yönde en önemli etken oluyoruz. Böyle çok önemli görevimize rağmen sorunlarımızı dinleyen, çözüm arayan yok” diye şikâyetlerine tanık olursunuz
*************************************************************
Köylüler ”Bizler her zaman kaderimizle baş başa kalıyoruz. Bizim kurum ve kuruluşlarda etkili temsilcilerimiz yok. Aslında bu durum kimsenin değil bizim ayıbımızdır. Aramızda anlaşıp bizim sorunlarımızı meclise taşıyacak bir temsilci seçmeyi başaramadık.
Başka meslekten olan parlamenterlerimizin bizim sorunlarımıza sahip çıkmalarını bekleyemeyiz. Parlamentoda her meslek gurubu kendi mesleğinin sorunlarını ön plana alıyor. Bizin sorunlarımız her zaman sumen altı oluyor.
*********************************************************
Köy yasaları Cumhuriyetin ilk yıllarından kalma yasalar. Bu konuyu gündeme getirip yasaların güncelleşmesi sağlanamıyor.
Çıkacak yasalarda önceliğinde bizim yerimizi her zaman başka mesleklerden olanları ilgilendiren yasalar bizim yasaların önüne geçiyor. Bizler her zaman kaderimizle baş başa kalıyoruz “diyorlar
Köylüler” Akşamları erkenden evine kapanıyor.TV’den haberleri dahi dinlemiyoruz” diyorlar. Politikacıların birbiri ile dalaşmasından sokak ağzı ile konuşmalarından utandıklarını söylüyorlar.
*****************************************************************
Televizyon haberlerinde kendilerini rahatlattıracak dertlerine dava olacak haber olmadığı için kahvelerde televizyonlara ilginin azaldığından yakınıyorlar.
Köylerde hal böyle.
Merak edip yolu oralara düşen olursa biraz mola verip kahvelerde hal hatır sorsunlar.
O zaman sorunların nasıl birbiri ardına sıralandığını göreceklerdir.
FIKRA
SEN DE HAKLISIN
Nasrettin hocanın komşularından ikisi birbirine küsmüş. Hoca ile karışı evde otururken küs olan komşularında biri gelmiş.Dargın olduğu kişi hakkında bir sürü söz söylemiş, yaptıklarını sayıp dökmüş.
Sözleri bitince Hoca’ya dönmüş:
” Haklı değil miyim Hoca efendi” diye sormuş
Hoca:
“ haklısın komşum” demiş.
Bir süre sonra dargın olan öteki komşusu gelmiş.
O da küs olduğu komşusu hakkında atıp tutmaya. Başlamış:
O da Hoca’ya dönüp: ben
“Baklı değil miyim Hoca efendi ?, diye sormuş.
Hoca:
Ona da” haklısın komşum” demiş.
Hocanın bu davranışını çok sinirlenen karısı:
“ Bu nasıl iş Hoca, ikisine de haklısın diyorsun. İkisi de haklı olamaz ki, Bu sözlerini doğru bulmadım:
Hoca gayet pişkin:
“ Sen d haklısın hanım” demiş.
ÖZLÜ SÖZ
Kadınlar genellikle, genç erkeklerin sevgilisi, orta yaşlı erkeklerin arkadaşları, Yaşlı erkeklerin ise hastabakıcıları olurlar.
Francis BACON.