Kırklareli’nin CHP eski belediye Başkanı Mehmet Siyam Kesimoğlu, mahalli seçimlerde  ülkede bir ilki başardı.

Ondan başka  il bazında  bu başarıyı gösteren belediye başkanı yok.

CHP Kırklareli’nde belediye başkanlığı için kendisini aday gösteremediği için halkın yoğun talebini dikkate alarak,  siyasi hayatını da riske atıp bağımsız belediye başkanı olmaya karar veren Kesimoğlu, tüm engellere rağmen çeşitli itirazlar  sonucu  Kırklareli belediye başkanlığını kazandı.

Bu başarıyı karşısında rakip olarak CHP adayı Mehmet Tuna Soykan ile  Cumhur ittifakının adayı Derya Bulut olduğu halde elde etti.

Karşısında biri iktidar tarafından destek gören aday, diğeri ise eski mensup olduğu partinin İYİ Parti  tarafından da desteklenen belediye başkan adayı.

Bunların karşısında başarı kazanmak öyle herkesin ulaşabileceği bir iş değil.

Kesimoğlu, azmiyle  bunu başardı. Bu da gösteriyor ki, iyi hizmet edip halkın güvenini kazanan adayları toplum yalnız bırakmıyor.

Halkımız, vefakar, kuru laflara, halkı dikkate almayan uygulamalara ve topluma tepeden bakanlara itibar etmiyor.

Bugünün koşullarında bir adayın bağımsız olarak seçime katılıp kazanması ne demek:

Kendi partin dahil herkes sana rakip.

Hiçbir yardım göremiyorsun.

Yalnız kendi imkanların ve sana destek veren kişilerin katkısıyla seçime katılıyorsun.

Bunun maliyeti bir yana, siyasi engellerin aşılması, özellikle Trakya gibi feodal bağlantısı olmayan, herkesin hür iradesiyle oy kullandığı bir yerde genellikle bağımsız adaya ilgi gösterilmeyen bir yörede  bu başarı takdire değerdir. Kesimoğlu, şimdi ülkenin kuzey batı sınırında bağımsız tek belediye başkan adayı.

Seçim sonuçlarının görüldüğü haritaya baktığınızda ayrı bir renk olarak bunu görebilirsiniz.

Kesimoğlu’nun, her ne kadar rakip olsa da gönülleri eski başkanlarıyla birlik olan  belediye meclis üyeleriyle  mecliste çoğunluğu  sağlayacak.

Daha sonra  eski partisine döner mi bilinmez.

CHP yöneticilerinin  de Kesimoğlu konusunda bir özeleştiri yapması gerekir.

Bunun gibi CHP’nin seçimi kaybetmesine neden olan yerlerdeki yöneticiler  ve buna alet olan Genel Merkez  yöneticilerinin  bu olanlardan sonra politikalarını yeniden gözden geçirmeleri gerekir.

Şimdi İstanbul seçimleri nedeniyle ikinci planda kalan bu konular İmamoğlu mazbatasını alıp göreve başladıktan sonra enine boyuna tartışılacağını sanıyorum.

Kesimoğlu’nun  kararlı tutumu ve başarısı  tüm partilere örnek olmalı.

BELEDİYE BAŞKANLARININ BU DÖNEMDE İŞİ ÇOK ZOR

Özellikle muhalefetteki belediye başkanlarının bu dönemde işleri çok daha zorlaşacağa benziyor.

İktidar partisinin ülke genelinde belediye seçimlerinde  başarısız olması ve büyük kentlerde seçimi kaybetmesi iktidarın  muhalefet belediyelere yönelik denetimlerini daha da arttırabilir.

Bunun emarelerini görüyoruz.

İstanbul’da seçimin sonlanmasını engellemek için her yollar deneniyor, başarısızlık için farklı nedenler aranıyor.

Bölgemiz açısından da önümüzdeki günlerde bu tür engeller gündeme gelebilir. Onun için mahalli yöneticilerin bu konuda duyarlı olması gerekir.

Şimdi herkes kazanmanın sevincini,coşkusunu  yaşıyor.

Görev alanların  bir an önce eksiklerini giderip işi koyulmaları, kılı kırk yararak hizmet vermeleri gerekir.

Hani “ Öküz altında buzağı arama” diye bir halk deyişi vardır.

Muhalefet belediye başkanları bunu dikkate alarak, her olumsuzluğa karşı hazırlıklı olmalı,  yoksa bu yenilginin acısı başka illerden çıkarılabilir.  

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

TARİHTE  DEVE HİKAYESİ

Muaviye’nin hükümdar olduğu Şam’a Irak’tan Hz. Ali taraftarı bir tüccar gelmiş.

Refakatinde dişi bir deve varmış.

Şamlı bir düzenbaz tüccarın devesine el koymuş ve “Bu deve benim kaybolan erkek devem” demiş

Iraklı, “Aman efendim bu devenin sahibi benim. Ayrıca bu deve erkek değil dişidir,

Bir yanlışlık olmalı. Lütfen onu iade ediniz” diye izah etmeye çalışmış. Ama düzenbaz Şamlıyı ikna edememiş Askerler gelmiş ve olaya el koymuş. Deve ile birlikte her ikisini ” Muaviye’ye götürmüş. Muaviye her iki tarafı dinlemiş, deveyi tetkik etmiş ardından; “bu deve erkek ve Şamlının” demiş.

Ardından, “herkes çıksın sadece Ali’nin taraftarı bu Iraklı kalsın” diye emir vermiş.

Herkes çekildikten sonra Muaviye Iraklının yüzüne  aşağılarcasına  şöyle bir bakmış ve ”Devenin dişi ve senin olduğunu ben dâhil burada olan herkes biliyor.

Git Ali’ye söyle; ‘Muaviye, dişi deve erkektir, erkek deve dişidir dediğinde bunu tasdik edecek on binlerce taraftara sahiptir.

Cüzdan için ölmeye hazır yüz binleri vardır.’ Demiş.

ÖZLÜ SÖZ

Herkes aynı şeyi düşünüyorsa hiç kimse fazla bir şey düşünmüyor demektir

Walter Lipmann.

FIKRA

HIRSIZI GÖREN KÖPEK  HAVLAR

Bir toplantı anında kürsüye çıkan bir hatip konuşma yapıyor.

Kendisini dinleyenler arasında kısa sürede gayri meşru yollardan zengin olan  büyük servet sahibi olan bir siyasetçi de var.

Konuşmacı bu tür kişileri eleştiriyor.

Herkes hatibin konuşmasını can kulağı ile izlerken, onu çekemeyen, konuşmasına tepkg gösteren siyasetçi  ayağa kalkıp konuşmacıya:

"Ne havlayıp duruyorsun be adam” diye bağırır.

Hatip hiç istifini bozmadan :
-“ Ne yapayım, hırsızı gören köpek havlar” diye yanıt verir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.