Bir elin nesi iki elin sesi var” denir.Bu söz aslında birlik ve beraberliğin önemini anlatıyor.Birlikte hareket etmek aynı amaç etrafında kenetlenmek başarının yolunu açar.

Özellikle kendi emeği ile geçimini sağlayanlar ondan başka satacak bir şeyi bulunmayanlar birlik beraberlik içinde olmak zorundadır.

Sermaye çevrelerine karşı hak savunmak ancak birlikte hareket edilerek kazanılır.

Aksi halde sermayenin değişmez taktiği “böl parçala yönet”  yöntemi sonucu emekçilerin hakkını alması mümkün olmaz.Ülkemizde ne yazık ki, emekçiler arasında birlik beraberlik,aynı amaç etrafında kenetlenme bir türlü gerçekleşemiyor.

Özellikle sendikaların büyük bölümü hak aramada kendi güçleri yerine ülke yönetimlerinin gölgesine sığınarak verilenle yetinmek zorunda kalıyor.

Sarı sendika olarak tabir edilen bu sendikalar işçilerim hakkını savunmak yerine kendi koltuklarını korumayı hedefliyor.

Gerek işçi gerekse memur sendikaları arasında bunun satısız örnekleri var.

Bunlar ara bir çıkıp üyelerinin hakkını savunuyor görünseler de bunlar göstermelik çabalardır.

Bu tür sendikaların etkili olduğu yerlerde çalışan işçiler ve kamu görevlileri işverenin verdiği haklarla yetinmek zorundadır.

Bunun en önemli nedeni aynı meslek dalında çok sayıda sendikanın olmasıdır.

Bir iş dalında ne kadar çok sendika olursa o iş kolunda hakların elde edilmesi zorlaşır.İşverenler kendileri ile iyi ilişki içinde olan, sorun yaratmayan sendikaları tercih eder.

Çalışanların o sendikalara üye olması için baskı yaparlar.

Böyle sendikaların toplu sözleşme döneminde bağırıp çağırmaları “hakkımızı söke söke alırız “ söylemleri göstermeliktir.

Bir bakarsınız, işverenle oturup işi bağlarlar. Almak istedikleri haklar yerine işverenin verdiği haklarla yetinmek zorunda kalırlar.

-------------------------

DERS OLACAK BİR HİKAYE

Bir gün sabana koşulan bir öküz sahibine şöyle der:

“Ben çok hastayım yarın çalışmayacağım.”

Öküzün hastalanması üzerine ertesi sabah eşeğini sabana koştu.

Akşam olduğunda öküz eşeğe sordu.:

-“Nasıl kolay oldu mu ?”

-“Eh “

-“Patron bir şey demedi mi ?”

-Hayır”

    Bunun üzerine  öküz o akşam da sahibine hasta olduğunu ve çalışamayacağını bildirdi.Sahibi yine eşeği sabana koştu.zavallı hayvan akşam perişan bir durumda döndü.

“Nasıl geçti” diye sordu  öküz:

  Eşek.

-“Eh şöyle böyle”

“Patron benim için bir şey demedi mi?”

 “Yok bir şey demedi ama baktım bir ara kasaplarla konuşuyordu"

----------------------

KUŞLARLA DİĞER HAYVANLAR ARASINDA SAVAŞ

Zamanın birinde kuşlar ile hayvanlar arasında yapılan savaşta yarasa her iki hayvan türlerine sahip olduğu için tarafsız kalır.

Kuşlar çağırdığında “ben kuş değilim” Hayvanların teklifinde ise “ Ben hayvan değilim” diye tekliflerini geri çevirmiş.

Sonunda barış olmuş. Yarasayı kuşlar da hayvanlar da arasına kabul etmemiş.

Talihsiz yarasa ondan sonra köşe bucak kaçmış. Ancak gece olduğunda ortaya çıkmış

------------------------

FIKRA

TABİ BİLET ALACAĞIM

 Akli durumu yerinde olmayan biri gişelerden bir bilet alıp içeri girdi.

On dakika sonra da tekrar bir bilet daha aldı.Sonra içeri yine girdi.Aradan on dakika daha geçmeden tekrar bir bilet daha aldı.

Bunu üzerine gişe görevlisi:

“Artık bilet istemeyin. Daha fazla vermem.Karaborsa bilet satmanın cezasını bildiğinizi sanırım.” Dedi.

Adam:

“ Ne karaborsası?”

“Durmadan bilet alıyor ,içerde biletleri yüksek fiyatla satıyorsun o halde”

“Delirdiniz mi siz” dedi. Tabi tekrar bilet alacağım.Çünkü bilet alıp içeri giriyorum.Delinin biri biletimi alıyor,ortasından yırtıyor.Bunun  üzerine ben tekrar bilet almak zorunda kalıyorum”

---------------------

ATATÜRK’ÜN BÜYÜKLÜĞÜ BURADA

Mustafa Kemal Atatürk kurtuluş Savaşını başlatmak amacıyla Samsuna gidişe sırasında geminin Karadeniz’de batırılacağı ihbarını Atatürk’e ulaştıran zamanın Osmanlı Bankası Müdürü Ermeni asıllı, Berş Keresteciyan, daha sonra Atatürk tarafından milletvekilliği ile ödüllendirildi. Ata Keresreciyan’ı 1934 yılında doğum yeri olan Afyonkarahisar’dan  milletvekili olmasını sağladı.

Böylece Ermeni asıllı vatandaşımız Türkiye Büyük Millet Meclisine ilk giren Müslüman olmayan milletvekili oldu.

--------------------

AŞİLTANDON ADI NEREDEN GELİYOR?

Truva Savaşları kahramanı Aşil doğduğunda tanrılar tarafından ölümsüzleştirilmesi isteniyor.

Bebekliğinde ayak topuklarından tutularak efsunlu (sihirli) suya sokuluyor.

Böylece elle tutulan kısmı dışında hiçbir yerine darbe işlemiyor.

Eğer topuğundan insanların tuttuğu Aşil Tandon denilen yerinden  vurulursa ölüyor. Aşil Truva Savaşında buradan vurularak öldürülüyor. O günden sonra ayakla topuğun birleştiği yerin arka kısmına “Aşil Tandon”  deniliyor.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.