Prof.  Dr. OSMAN İNCİ Müzesi bir süre önce açıldı. Bir kültür hizmeti olarak Karaağaç’ta pırıl pırıl  parlamakta. Bir ömrün, bir başarılar döneminin sonsuza gönderilmiş bir anıtı gibi geldi bana.

                İlk açıldığı zaman gitmiştim. Çok beğendim ve kulağıma küpe etmiştim. Mutlaka gezilmesi, görülmesi gerekir diye aklımın orta yerine not etmiştim.

                İnci’nin içtenliği ve güler yüzü insanı oraya çeken en önemli unsurlardan biriydi belki de.

Rewsim sergisinin açılacağını bana bilgisayarından iletti. Sevindim elbet.

                Bu sergi, 12 Mayıs 2018 Cumartesi günü saat 15’de Bir Mini Konser eşliğinde açılmış. Ben daha sonra ulaşabildim. Binanın en altındaki sergiyi ressamları bize gezdirdi. Şimdiye değin görmediğimiz sanat eserleriyle karşılaştı. Eserlerin sahileri GÜLİN ALGÜL  veDEMİR KARDAŞ

Bir adı da var:ÖZGÜN   BASKIRESİM VE  CAM  SERGİSİ, Mini konserin sanatçısı:Bilge   SU  KARACA-Piyano.

                Elimdeki broşürde şu açıklamalar yer almış: “Çalışmalarımda genelde sıcak cam üfleme tekniğinin yanı sıra sıcak cam masif heykel tekniği de uygulayıp,özellikle hiçbir kalıp kullanmadan parçalarımı şekillendiriyor ve bu yönde ilerlemek üzere çalışmalarıma yoğunlaşıyorum…”

                Belki de resim sanatında ülkemiz için bir ilk. 1200-1500 C. Derecede çalışmak olağanüstü ilginç geldi bana, üstelik tehlikeli de.  (ASSANİ) Gülin  Algül. Bütün bu engelleri aşarak, sanata katkısıyla övülmeye lâyık bence.

                Başarılar diliyorum kendisine, yolu açık ve varsıl olun. Bence en önemlisi bu sergiyi görmek ve yaşamak, gibi geldi bana. Sıcak camda ebru çalışmalarının önün açılması dileğimle…

                                                               --------------------------------------------

DEMİRTAŞ KARDAŞ, lisans  öğrenimini İstanbul Üniversitesi İktisadi Ticari İlimler Akademesinde, Yüksek lisansını Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar  Fakültesi Sosyal bilimler Enstitüsü’nde “Sanat Kuramı ve Eleştiri” Bölümünde tamamlamıştır.”

Bir çok ödülün mimarı. Tabloları  ve renklerin armonisi insanı hem büyülüyor, hem duygulandırıyor ,hem de düşündürüyor.

                Daha önce de söylediğim gibi, görmeden ne söylense boş. Mutlaka görmek, görmek, görmek gerek. Sergi 3 Haziran 2018’e kadar gündemd…

                Kendisine başarılarının devamını diliyor. Boya kokusu yaşantısından eksik olmasın… diyorum.

                Osman İnci’ye bu fırsatı yarattığı için içten teşekkürler.

Ben de onlara ve emeği geçenlere bir şiirimi armağan ediyorum:

                SONSUZA

                               Durulanır

                               Akışkan sularda aynı ten

                               Göz göz olur güncelerim

                               Son sangından

                                               Uygun adım

                                               Ve sınır sevda dönerken

                                               Bakındım, yoktu güllerim

                                               Bahçenizin önünden geçerken

                               Sallanır sevdanın kök gövdesi-su-

                               Açar solar utancımı renklerden

                               Kelebekli  beneklerdi  gamzelerin

                               Susuza dönük ucu yangın göklerde

                               Kırmızıyı yazar çizer ufkuma

                               Sonsuzda sonsuzu kanar ellerim

                                                               N.T

  

             

GÜNLER; AYLAR; MEVSİMLER …

Eski kuşak ;”ne çabuk geçiverdi şu ömür denen şey!..”diye yakınırlardı biz çocukken. Biz umursamaz hatta gülerdik, bıyık altından.

                Bizden önceki kuşak patır patır döküldü gitti. Kalan varsa  bile tek tük. “Dalya” diyeler de olmuştur  sanırım.

                Şimdilerde o günleri bizim kuşak yaşamakta. “Yaprak Dökümü”  çoktan başladı da güz ve kış aylarında iyice yoğunlaştı. Ruh sağlığı hocamız sonbahar ve kışın temizlik mevsimi olduğunu söylerdi. Yani çürük çarık ne varsa ve yaşama şansını yitirmişseniz, bu iki mevsim rüzgarları alır götürür. Nereye mi? Kısaca, geldiğin yere desek ne denli   doğru olabilir. Hele böyle “Çok bilenler”, Ağzı olanın konuştuğu” zaman diliminde. Oysa benim bildiğim “Söz gümüşse sükut altındır” . Ancak kim anlar, kim dinler. Kulaktan dolma bilgilerle ve boş teneke gürültüsünü andıran çok bilmişlik moda, foya ise.

                Siyaset  alanı bu konuda oldukça varsıl. Birinin dediğini öbürü tam tersi bir deyişle yanıtlamakta. İşkembeden atanlar kendilerini vaiz sananlar, özel giysi sakal ve görüntülerle boy göstermekte. Onlardan medet umanlara akıl erdirmek te güçlük çekiyor insan.

                “Geçsin günler, haftalar,aylar, yıllar…” diye severek söylemeye çalıştığım şarkıyı bile artık mırıldanmaz oldum. Onun yerine “Bir güneş ki, doğmayacak…” şarkısını söylemeye başladım. Kimse dinlemese de kendimi avutuyorum, anlayacağınız .

Yeni yılın yaklaştığı şu beyazlı değil ama ayazlı günlerdeyiz. “Her yerde kar va r!”Ama bizim bölgemizde yok. Ayazpaşa kol gezmekteydi kışın.. Eh, zamanıdır, diyor avutuyoruz kendimizi. Keyfi yerinde olanlara bir diyeceğimiz yok elbet ancak, öteki tarafta yaşananlar ve hayvanlar da düşünülmeli. Gerçi hayv anlar artık kibarlaştı. Çünkü bu kez de abartılı  yaklaşımlar devrede.

Gelen haberler ve yaşananlar hiç iç açıcı değil.

Bir yanda patlamalar…

Öte yandan Suriye’den gelen şehit haberleri …

Gelin de yaşama sevincinizi canlı tutun. Neşeli olup gülüp oynayın. Biriken öfkeler bizi nerelere sürükler… insan dehşete kapılıyor. Soğukkanlı olun diyorlar, doğru. Ama onun da kırmızı çizgileri yok mu? Yani demek istiyorum ki: böyle geçmesin günler, aylar, mevsimler…

Aydınlık günlere…

ASMA  ALTINDA

                Salladım kırık ve kuru dalları

                Asma altı günlüğüme gölge

                Yorgun iki duble yakamoz

                İşten dönüşün alın terine

Cır cır böcekleri şenliğine

Kendi yatağında uyudu nehirler

Sevdiğim şarkılarda dudak izleri

Çakırkeyf yıldızlarım

Aşkın bam teline iki damla hüzün

Balkonları sığdırdım yine

Yaz ceplerime

                               N.T.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.