Bakıyoruz bölgemizdeki siyasilerimiz meslek kuruluşlarımız, odalarımız bölgemizde gelişen sorunları gecikerek arkadan takip ediyorlar.
Adeta bir vurdumduymazlık içindeyiz. Bölgemizde işsizlik artıyor,iş alanları yok,devlet yardımları kısıtlı geliyor,Selimiye yanındaki rezil görüntü . ne olacak. Bunların çeşitli örneklerini sıralayabiliriz. Bunlardan belki de en önemli olanlardan biri belki de en önemlisi, bölgemizdeki verimli tarlaların satılması yıllardır gündemde, buna bir çözüm bulunamıyor.
En yetkili ağızlardan açıklandığına göre 200 bin dönüm belki daha üzerinde verimli toprak bölgedeki sahiplerinden, yıllardır o tarladan ekmeğini kazanan çiftçilerimizden alınıp ne olduğu belirsiz kişilere satıldı. Bölgemiz ekonomisi dikkat alındığında bu hayati bir konu. Ne yazık ki ne siyasilerin ne de çiftçi kuruluşlarımız bu toprak talanına yeterince eğilmiyor.
Ara bir kısır tepkiler alsa da bölgemizdeki toprak satışları devam ediyor.
Özellikle müzayede ile akrabasının tarlasını almak isteyenler meçhul kişilerin yüksek fiyat vermesi sonucu akrabalar mülkünden de mahrum kaldılar.
Bir tarlanın müzayedeye çıkması demek toprağın bu meçhul kişilerin malı olmasına çanak tutmak demekti. Ne yazık ki bazı kişiler akrabalar arasında tarla mirası konusunda anlaşamayınca müzayedeye çıkarmak istiyorlar.
Bu durumdan her an haberi olan toprak tüccarları onların uzantıları anında devreye girip yüksek fiyatla tarlayı sahipleniyor toprağı resmi tapusuyla almış oluyor.
Bu alengirli oyunlar ne yazık ki, zirai kuruluş temsilcilerimizin parlamenterlerimizin dikkatini çekmiyor.
Bir anlamda bölge arazilerinin meçhul kişilere gitmesine adeta göz yumuyorlar.
Bir süre sonra ayakları suya erecek . Fakat o zaman iş işten geçmiş olacak . Bu tür bölgemiz ekonomisine zarar verecek gelişmeleri olup bittikten sonra sahiplenir gibi görünmek yerine henüz oluşum safhasında el atılmış olsaydı tarlalarımızın el değiştirmesi önlenmiş olurdu.
Bölge halkının en büyük güvencesi olan tarlasının elinden gitmesi çiftçilerin mesleğine en büyük darbedir.Tarlası olmayan çiftçi nerede iş bulacak. Onlar sadece o işte yoğrulmuşlar en iyi o işi yapmaktadırlar. Sen çiftçileri oradan kopardığında yaşamını zehir etmiş oluyorsun.
Özellikle politikacıların bölgedeki tarla satışlarının altında yatan gerçekleri enine boyuna araştırıp halka bilgi vermeleri gerekir.
BUGÜN HİÇ UNUTULMAYACAK
6-Mayıs 2018 Pazartesi günü tarihimizde unutulmaz günler olarak akıllara kazınacak. Bir hıdrellez günü olan 6 Mayıs 1972 günü ülkenin bağımsızlığı için mücadele eden Üç fidan Deniz Gezmiş ve arkadaşları idam edildi. Yine o gün 6 Mayıs 2019 günü yine Müslümanların en kutsal ayı olan Ramazan ayının ilk günüydü. Yine bu günün akşamı belki de siyasi tarihimizde ilk kez karşılaştığımız bir hukuksuzluğa tanık olduk. İstanbul halkının hür idaresiyle seçtiği belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’nun başkanlık mazbatası Yüksek Seçim Kurulu üyelerinin çoğunluk kararı ile elinden alındı. Yeniden seçime gidilmesine karar verildi. Tarih, demokrasimiz açısından çok önemli olan bu günü hiç unutmayacaktır. Bu olaylara sebep olanları kendileri gibi sülaleleri de bu olanlardan hicap duyacaktır.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
MUHTARLAR VE MAHALLE BASIN
Mahalle muhtarlarımız kendi semtlerinin en yetkili devlet temsilcisi konumundadır.
Muhtarlarımızın bu sorumluluğun bilincinde olmaları gerekir.
Peki muhtarlarımız bu konuda yeterli mi? Bazılarının sorunun ciddiyetini anladığını görüyoruz. Bazıları ise bunun sıradan bir görev olduğunu günlük işleri dışında mahalle sorunlarına gereken ilgiyi göstermediklerini görüyoruz.
Bir örnek vermek isterim. Mahalli basın yörenin sorunlarını duyuran yayın kuruluşlarıdır. Muhtarlarımızın da mahalli basınla iyi ilişkiler içinde olması ve mahallenin sorunlarını mahalli basına iletme yükümlülüğü olmalıdır. Bu sorunların çözümüne de olumlu katkı yapar.
Ben ETV’de görevli olduğum zaman “ Mahallemiz Muhtarlarımız” diye mahalle muhtarlarıyla televizyonda canlı yayın programı yapardım. Bu program öncesi muhtarlarımız mahallelerindeki sorunları bize iletir oralardan görüntü alırdık.Bunlar yayın süresinde görüntülü olarak muhtarların konuşmaları eşliğinde ekrana yansırdı.
Böylece mahalledeki sorunların çözümüne muhtarlımızla birlikte katkı yapmış olurduk. Bir anlamda özel ve resmi kurumlara yapmaları gereken hizmetleri hatırlatma göreve yapıyorduk.
Bu programlar çok ilgi görüyordu.
Bugün için aynı durumun muhtarlarımızın da katkısıyla mahalli gazetelerimizle de sağlanır.
Ben istiyorum ki, muhtarlarımız mahallelerindeki sorunları mahalli basına iletsinler bizler de o sorunun çözümüne katkı yapalım.
Aynı şekilde köy muhtarlarımızın da mahalli basınla yakın irtibatı olmalı. Bazıları “yerel basının önemsiz dikkate alınmaması gereken yayın kuruluşları” olarak değerlendirebilir.
Bu kişilere sormak gerekir, başınız sıkıştığında ilk başvuracağınız yer neresi oluyor.
Bu bir öneri. Muhtarların bu bağlantıyı yeterince yaptığı kanısında değilim. Bugüne kadar mahalle ve köy muhtarlarımızın mahalli basını ziyaret etmeleri de söz konusu olmuyor.
Muhtarlarımızın şundan emin olmalarını isterim. Sizin sorunlarınızı çözmede en etkili yayın organınız mahalli basındır.
Muhtarla ile mahalli sanı arasında gerekli irtibatın olmaması, kopukluk, sorunlarının çözümünü geciktireceğini seslerini duyurmalarına engel olabileceğini muhtarlarımızın bilmelerini isterim.
ÖZLÜ SÖZ
Etin kokup bozulmaması için tuzlanır, ya tuz kokarsa ne yapacaksın,?
-----------------------------
FIKRA KUYUMCU İLE KÖYLÜ
İstanbul’un taşı toprağı altındır diyerek memleketinden kalkıp gelen bir köylü, kuyumcu dükkanının vitrinini hayran hayran inceliyormuş.
Kuyumcu köylünün kıyafetinden dolayı birazda aşağılayarak: "Ne bakıyorsun öyle hemşerim?" demiş.
"Hiç... Sizin dükkanda ne sattığınızı merak ettim." Adam alay edercesine cevap verir:
"Biz eşşek kafası satıyoruz."
Adam: "Allah versin... İşleriniz iyi gidiyor demek."
Kuyumcu: "Nereden bildin iyi gittiğini",
Adam: "Baksana, koskoca dükkanda seninkinden başka satılacak bir şey kalmamış da ondan!".
ÖZLÜ SÖZ
İktidarda kalmak değil, itibarlı kalmak önemlidir
İSMET İNÖNÜ