Teknolojinin gelişmesi ile  tarım kesiminin  tarlalarda üretim imkanları da kolaylaşıyor.

Sera üretimi artıyor ,Güneş enerjisinden yararlanarak üretim yapılabiliyor .Dünyada gelişen üretim modellerinden yararlanma imkanı doğuyor.

Bazı üreticilerimizin bu konuda bilgisayar imkanlarından,sosyal medyadan da faydalanmaları olumlu bir gelişme.Tarlasından daha fazla ürün alma yollarını aramaları  kazançlarının artmasına da neden olacak.

Bugüne kadar özellikle baklagiller, sebze ve meyveler bölgemize ve en büyük pazar olan İstanbul’a Ege ve Akdeniz ve bölgemiz dışındaki bölgesinden sağlanıyordu.

Yakıt fiyatlarının artması, yolların paralı duruma gelmesi özelikle uzak  bölgelerden İstanbul’a  gelen malların maliyetinin  artmasına neden oluyor.

Bölgemiz büyük pazar olan İstanbul’a çok yakın .

 Başka bölgelerden gelen ürünleri daha ucuza sağlama imkanlarının bulunmasıyla Trakya  bu arada Edirne’de  İstanbul pazarında söz sahibi olabilir.

Gelişime ve yeniliklere açık olan bölgemiz çiftçileri devletimizin ve tarım kuruluşlarının desteği ile sebze meyvecilikte kuru gıda alanında atılım yapabilir.

Bizim topraklarımız çok  verimli sulama imkanı yaratılıp toprak iyi tahlil edilip modern şartlardan faydalanarak ekim yapıldığı takdirde  İstanbul pazarı bölgemiz çiftçileri için  önemli bir kazanç kapısı olabilir.

Bugüne kadar bölgemiz İstanbul pazarından yeterince yararlanamadı.

Bu imkân yaratılmalı.

Bakıyoruz, büyük marketlerimiz bölgemizde üretilen ürünlerin tamamını başka bölgelerden alıyor.

Onlar için de cazip alım imkanları sağlandığı takdirde daha ucuza mal olacağı için ilimizden de mal  alma  yoluna gidebilirler.

----------------------------

MANTAR GİBİ TÜREYEN MARKETLER

Edirne son yıllarda birbiri ardına açılan büyük marketlerle adeta bu kuruluşların merkezi durumuna geldi, sayılarının otuza yaklaştığı söyleniyor.

Bu marketlerde halka modern alışveriş yapma imkanı sağlanıyor.Bu inkar edilemez de;  peki bu marketlerin kazançlarının  Edirne’ye ne yararı oluyor?.Birkaç kişiye iş imkanı sağlamasının ötesinde ilimize bir faydası yok.

Bu marketlerin artmasıyla yerli esnaflarımızın iş imkânları daraldı:

Bundan pazarcı esnaflarımız da zarar görüyor.Pazarlarda satılan her ürünü marketlerde bulmak mümkün. Dar gelirli küçük esnaflarımızın  büyük imkanı olan marketlerle boy ölçmesi  mümkün değil.

Komşu ülkelerden gelenlerin çoğu bu marketlerden alıveriş yapıyor .Aradığı  her şeyi burada bulduğu için pazara gitme yerine pahalı da olsa  buradan alıyor.

Ne yazık ki, meslek kuruluş temsilcilerimizden Bu marketlerle Edirne’nin  nakit parasının bu kurumların vergi bağlı olduğu  vergi dairelerine aktarılıyor, bir anlamda ilimizde yapılan alışverişten bizim paralarımız ,ile  bu illerin hanesine yazılarak devlet imkanlarından bu iller faydalanıyor.

Marketlerin gelmesini alkış tutanlar  her nedense ilimiz kaynaklarının başka illere gitmesini hesap etmiyor.Bunu iliniz için büyük kayıp olduğunun farkında değiller.

-------------------------

KALORİFERLERDE YAKILACAK KÖMÜRLER İYİ KONTROL EDİLMELİ

Soğuk havaların yaklaşması ile önümüzdeki aylarda katı yakıtla çalışan kaloriferler yanacak. Buralarda kullanılacak yakıtların iyi kontrol edilmesi gerekiyor.

Kalorisi düşük yakıtların hava kirliliği yarattığı biliniyor.Bu kirlilikten özellikle şehrin alçak kesimlerinde oturan,  hava sirkülasyonu az olan  mahalle halkı olumsuz etkileniyor.

Kötü yakma ve kalorisi düşük yakıtlar buralardaki insanları nefes alamaz duruma getiriyor. Özellikle böyle bir hastalık tehlikesinin gündemde olduğu bir dönemde katı yakıt kullanılan kaloriferleri ve yakıcıları sık sık denetlenmesi gerekiyor.

Halk kalorifer bacalarından çevreye yayılan siyah duman altında yaşamak istemiyor

------------------------

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ.?

İLK MİNDER GÜREŞİ 1900’DE YAPILDI

Türkiye’de ilk minder güreşi 1900 yılında yapıldı. Yurdumuzda bilinmeyen bu güreş türü Amerika ve Avrupa’ya giden Koca Yusuf,Kurtdereli Mehmet,Adalı Halil,Filiz Nurullah İlk dünya  güreş şampiyonumuz Kara Ahmet gibi Güneşçiler aracılığı ile Türkiye’ye girip yayılmıştı.

Gerçek anlamda minder güreşi 1903 yılında Beşiktaş  jimnastik  Kulübünde  uygulanmış ve  Mazhar Kazancı Ahmet Fetgari Aşeni gibi genç Türk güreşçileri Bir değer olarak ortaya çıkmıştı.

SOLDA SIFIR

 Atatürk  bir toplantıda sol yanında oturan  Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’e sorar:

 “Hasan Ali , sıfır nedir tarif eder misin?”

 Hasan Ali Yücel:

“Sizin solunuzda sıfır benim paşam” diye cevap verir.

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.