Mahalli seçimler öncesi, CHP’de olanları duydukça bu ülkenin temelinde harcı olan bir partinin durumu için üzülmemek elde değil.
Eğer ifade edildiği gibi parti içi demokrasi buysa öyle demokrasi olmaz olsun.
Bu partinin tepesinde odaklanmış bir gurup bu köklü partinin geleceği ile oynuyor, tabanını çileden çıkarıyor
CHP bu seçimde oy kaybederse bu Genel Merkez lobisi sayesinde olacaktır.
Belediye Başkanı seçimlerinde bakıyoruz, şikayet ettikleri AKP kadar demokratik davranamadıkları konunda iddialar var.
Bu durum karşısında “biz halkın iradesini savunuyoruz gerçek toplum temsilcisiyiz” diye ahkam kesmesinler.
Bakıyorsunuz bir bölgemizde belediye başkanı adayı Genel Başkanın iradesiyle belirleniyor.
Bu durum partiyle ilgili kaç kişiye duyuruluyor, rızası alınıyor.
Ardından parti meclisinde bir başka kişi atanıyor.
Bölgemizde de böyle durumlar yaşandı. Eğer bunun faturası ağır olursa parti zarar görürse bunun vebali çok ağır olur.
Ankara’nın masa başında atama yapanların Trakya’ya gelmesi zora girer.
CHP’nin hiç oy alamadığı yerlerden belirlenen parti meclisinin seçeceği adaylar ancak bu kadar olur.
İnsanın dili varmıyor ve inanası gelmiyor.Bu atamalarda farklı senaryoların yazıldığını partililer söylüyor.
Bir eski parti önderinin ifade ettiği gibi parti tarihinde rastlanmayan olayların bugün yaşanması CHP’yi bir yere getirmez,ancak sonunu hazırlar.
Her gece televizyona çıkıp demokrasi dersi verenler önce kendi aralarında demokrasi uygulasınlar, daha sonra başkalarına akıl versinler.
İktidar partisinin çok zorda olduğu, ekonominin dibe vurduğu bir dönemde Ana Muhalefet Partisi CHP’nin bu durumu başarısızlığa davetiye çıkarmak, üyelerini partisinden soğutup sandığa gitmeyecek duruma getirmek olmuyor mu?
ÖZYILMAZ’IN ÇABASI
İbrahim Özyılmaz, DP Edirne İl Başkanı. Ülkemizin köklü bir partisi olan, çok partili demokrasiye geçtiğimiz dönemde ilk kez iktidar olan partisi DP’nin varlığını sürdürmek için çaba harcıyor.
Bu partiye gönül verip daha sonra başka partilere kapağı atan veya siyasetten soğuyanların aksine Özyılmaz, parti bayrağını taşıyor. Yılmadan usanmadan her türlü engellere karşın demokrat partinin yok olmadığını kanıtlamaya çalışıyor.
Yaptığı toplantıda partisinin kadın olan Edirne Belediye Başkan adayını ve meclis üyelerini açıkladı.
Az sayıda katılım da olsa çoğu kadınlardan oluşan gönüllü insanların bu çabalarını takdir etmemek mümkün değil.
Özyılmaz’ı, tüm olumsuz koşullara rağmen partisinin varlığını sürdürme çabasını kutluyorum. O “pazara kadar değil, mezara kadar DP’nin savunucusuyum” diyerek, bir zamanlar bu partiye görül verip daha sonra çizgi değiştirenlere, siyasetten uzaklaşanlara karşı partisini sahiplenmede örnek oluyor.
Özyılmazı’ın bu ilkeli davranışı kutlamaya değer.
--------------------------------
OLACAK İŞ Mİ?
Bir devlet kuruluşumuz halkın yaranına bir etkinlik gerçekleştiriyor.
Çeşitli meslek kursları açıyor. Bunlar çok yararlı hizmetler.
Ben bu faydalı hizmetleri haberleştirmek amacıyla girişimlerde bulunuyorum.
Ta tepedeki en yetkili kişisine kadar talebimi iletiyorum.
Oradan olur alıyorum.
Daha sonra alt kademelere bunu iletiyorum.
Bu kursların kamu oyuna duyurulması gerektiğini belirterek kursla ilgili olarak yetkili eğitimciden bilgi almak istiyorum.
İlkin olumlu karşılıyorlar.
Yalnız kursa katılanların resimlenmemesini istiyorlar, sadece yapılan işlerin görüntülenmesine rıza gösteriyorlar ona da evet diyorum.
Bu arada kurs öğretmeninden etkinlik hakkında bilgi almam gerektiğini bildiriyorum.İlkin olur diyorlar daha sonra ise eğitimcinin görüntüsünün alınmaması uyarısında bulunuyorlar.
Kendinizi bizim yerimize koyunuz.
Bir müdürlüğün çok yararlı olan etkinliği için haber yapacaksınız.
Gerekli yerlere başvuruyor izin alıyorsunuz. Sonunda size bu kursla ilgili görüntüsüz haber yapma teklifi geliyor.
Sonunda kendilerine böyle bir haberi yapmaman mümkün olmadığını söylüyorum.
Son olarak bana iletilen şu oluyor. “Eğer gerek duyulursa basına bilgi veririz”.
Bir sanat etkinliği için böyle engellerin getirilmesi uygun görülüyorsa diyecek bir şey olamaz.
Yalnız Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı Halk Eğitim Merkezine bağlı bir kurumda bu tür engeller geliyorsa ben bunu onaylamadığımı belirtirim.
İlgililere duyurulur.
SOLDA SIFIR
Atatürk bir toplantıda sol yanında oturan dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’e sorar:
-“ Hasan Ali Bey sıfır ne demektir tarif eder misin.?
Hasan Ali Yücel:
-“ Senin solunda sıfır benim Paşam” diye cevap verir
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
İNİŞ VAR ÇIKIŞ VAR BENİMKİNİ VEREMEM
Toplumda ancak kendisi çalışarak elde edilen malın değerinin bilineceğini anlatmak için şöyle bir hikaye ile örnek gösterilir:
Tuzun kıt olduğu zamanlar adamın biri evde kullanılan tuzu eve oldukça uzak olan tuzladan sırtında taşıyarak getirmek zorunda kalırmış.
Tuzun eve kadar getirilişinde ne zahmet çekildiğini bilmeyen karısı hiç idareli kullanmazmış.
Her isteyene bol bol verir, evdeki tuzu çabucak tüketirmiş. Bu savurganlık adamın canına tak etmiş.
Bir gün karısını da tuzluğa götürmüş. İkisi de sırtlarına birer tuz çuvalı yüklenerek evin yolunu tutmuşlar.
Yol inişli çıkışlı tuz çuvalı da ağır olduğu için, bin bir zorlukla evlerine ulaşmışlar.
Kadıncağızın henüz yorgunluğu geçmeden, komşularından birkaçı kapısına gelip her zamanki gibi tuz istemişler.
Kadın komşularını şöyle demiş.” İnişi var çıkışı var benim getirdiğim tuzu veremem. Kocamınkine ise karışmam” demiş.
FIKRA
POLİTİKACILAR
Zamanın birinde bir otobüs dolusu politikacı seçim kampanyası için Sivas’ın köylerini dolaşıyorlarmış.Otobüs bir çiftliğin yanından geçerken şoförün dalgınlığı yüzünden derin bir şarampole yuvarlanmış.
Olayı gören çiftçiler hemen yardıma koşarlar. Gece kurda kuşa yem olmasın diye cesetleri gömmeye başlarlar. Ertesi sabah jandarma komutanı soruşturma için çiftliğe gelir.
Jandarma komutanı:
“ Otobüsteki bütün politikacıları gömdünüz demek…. Tamamının öldüğüne emin misiniz?” diye sorar.
Çiftçi şöyle cevap verir:
-“ Bazıları yaşadıklarını iddia ettiler fakat politikacıların nasıl yalan söylediklerini bildiğim için inanmadık gömdük” der.