Kurtuluş Savaşımızın noktalandığı, tüm dünyaya Türk’ün yenilmezliğini bir kez daha gösterdiğimiz gün olan 30 Ağustos Zafer Bayramı sevgisi ve coşkusu hiçbir sevgi ile ölçüşemez.

Her ne kadar onu yok saymak isteyenler ve bu savaşa karşı tavır içinde olanlar olsa da  halkımızın kalbine nakşedilen bu sevgi, vatan sevgisi bu ülke var olduğu sürece yaşayacaktır.

 Bugün 30 Ağustos Zaferi’nin 97. Yıldönümünü kutluyoruz. Yurdumuzu işgal eden emperyalist güçlere son darbenin vurulduğu bu günde yine halkımızın kalbinde  bir kez daha vatan sevgisi ve bizlere bu ülkeyi kazandıranların sevgisi tazelenecektir.

Tüm halkımızın 30 Ağustos Zafer bayramını kutlarım.

 Bu  kurtuluş savaşını dizelerinde en iyi şekilde  duyuran  bazılarının vatan haini diye suçladıkları  Ünlü şairimiz Nazım Hikmet KUVA-İ MİLLİYE destanı adındak şiirinde dile getirmiştir. Bu dizeler şu satırlardan oluşuyor:

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

KUVA-İ MİLLİYE DESTANI

26 AĞUSTOS GECESİNDE SAATLAR/İKİ OTUZDAN BEŞ OTUZA KADAR
VE/İZMİR RIHTIMINDAN AKDENİZ'EBAKAN NEFER

Saat 2.30.Kocatepe yanık ve ihtiyar bir bayırdır,ne ağaç, ne kuş sesi,ne toprak kokusu vardır.
Gündüz güneşin,gece yıldızların altında kayalardır.
Ve şimdi gece olduğu için ve dünya karanlıkta daha bizim,daha yakın,
daha küçük kaldığı için ve bu vakitlerde topraktan ve yürekten evimize, aşkımıza ve kendimize dair sesler geldiği için kayalıklarda şayak kalpaklı nöbetçi okşayarak gülümseyen bıyığını
seyrediyordu Kocatepe'den dünyanın en yıldızlı karanlığını.

Düşman üç saatlik yerdedir ve Hıdırlık-tepesi olmasa Afyonkarahisar şehrinin ışıkları gözükecek.
Kuzey doğuda güzelim-dağları ve dağlarda tek tek ateşler yanıyor.

Ovada Akarçay bir pırıltı halinde ve şayak kalpaklı nöbetçinin hayalinde şimdi yalnız suların yaptığı bir yolculuk var:Akarçay belki bir akar su,belki bir ırmak,belki küçücük bir nehirdir.

Akarçay  Dereboğazı'nda değirmenleri çevirip ve kılçıksız yılan balıklarıyla Yedişehitler kayasının gölgesine girip çıkar.Ve kocaman çiçekleri eflâtun kırmızı beyaz ve sapları bir, bir buçuk adam boyundaki
haşhaşların arasından akar.

Ve Afyon önünde Altıgözler Köprüsü'nün altından gündoğuya  dönerek ve Konya tren hattına rastlayıp yolda Büyük çobanlar Köyü'nü soldave Kızılkilise'yi sağda bırakıp gider.

Düşündü birdenbire kayalardaki adam
Kaynakları ve yolları düşman elinde kalan bütün nehirleri
.

 Kim bilir onlar ne kadar büyük,ne kadar uzundular?

Birçoğunun adını bilmiyordu,yalnız, Yunan'dan önce ve Seferberlikten evvel
Selimşahlar Çiftliği'nde ırgatlık ederken Manisa'da geçerdi Gediz'in sularını başı dönerek.Dağlarda tek
tek ateşler yanıyordu.

Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.Yürüdü uçurumun başına kadar,
eğildi, durdu.Bıraksalar ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak Kocatepe'den Afyon Ovası'na atlayacaktı.

Yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki şayak kalpaklı adam
nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden güzel, rahat günlere inanıyordu

ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,birdenbire beş adım sağında onu gördü.
Paşalar onun Ve arkasındaydılar.O, saati sordu.Paşalar: «Üç,» dediler.
Sarışın bir kurda benziyordu. 

Saat 3.30.Halimur - Ayvalı hattı üzerinde
manga mevziindedir.İzmirli Ali Onbaşı(kendisi tornacıdır)karanlıkta göz yordamıyla
sanki onları bir daha görmeyecekmiş gibi baktı manga efradına birer birer:Sağda birinci nefer
sarışındı.İkinci esmer.Üçüncü kekemeydi fakat bölükte
yoktu onun üstüne şarkı söyleyen.

İDDİANAMA BİR YILDAN SONRA HAZIRLANDI

17 TEMMUZ 2018 günü Çorlu’da meydana gelen tren kazasında  25 can kaybı oldu.Bu  kazada 341 kişi de yaralandı. Kazazedeler bu katliamını suçlusunun belirlenmesi için çalmadık kapı bırakmadılar.

Her yola ykendilerine yardımcı olabilecek  her kuruma  başvurdular .

Kazada yakınlarını kaybedenler gittikleri yerde  itilip kakıldılar veya coplandılar.

Aradan  dört yüz dört gün  gibi  süre geçti. Bu elim kazanın raporu ancak şimdi hazır olmuş. Oradan da neler çıkacak? Bu kaza ile ilgili kimler suçlu bulunacak? Onu da  önümüzdeki  günlerde göreceğiz. Bu arada yine ölün öldüğü ile kalacak gibi görülüyor.

En güvenli yolculuk olarak kabul edilen devlet güvencesi olan  tren yolculuğunda  canlarını kaybedenler ve yaralananlar acılarını yaşam boyu çekecek.

Bir süre sonra da bu elim kaza unutulup gidecek.


 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.