Yaradan öyle güzel ayarlamış ki, her şeyi zamanı geldiğinde veriyor.

Yaratılanların en mükemmeli olarak vasıflandırdığı insanoğlunun azıcık sıkışıp dara düşmesi halinde Hızır gibi yetişip sorununu ortadan kaldırıyor hemen.

Ama biz sabırsızız nedense.

Her şeyin, kafamızda şekillendirdiğimiz gibi olması, istediğimiz zamanda tecelli etmesi konusunda ısrarcıyızdır her zaman.

Yağmur konusunda da öyle.

Azıcık yağmurlarda mevsimine göre bir gecikme yaşansa, başlıyoruz serzenişe veya dua ederek yağmur istemeye.

Allah işini bilir, bizim hatırlatmamıza gerek kalmadan bu sorunu çözer demeyiz hiçbir zaman.

Deriz de, yağmur yağdıktan sonra ve hiç şikâyetçi olmamış gibi.

Yağmurlar bu yıl gerçektende kana kana yağarak toprağı suya gark etti.

Gerek kışlık mahsuller için, gerekse de yazlıklar için gerekli olan yağış bölgemize ve Edirne’mize yağdı.

Buğdaylar her yıldan farklı bir görünüm de.

Tarım kesimi yağmurlardan ne kadar olumlu sonuçlar elde ederse, aksine belediyeler bu yağışlardan o kadar olumsuz etkilenirler.

Yağışların çok olması halinde yaşanan sel felaketlerinde ve su baskınlarında en çok sıkıntı yaşayan kurum belediyelerdir.

Hele hele fazla yağışların bozduğu yolların bakım ve onarımı konusunda oldukça önemli sıkıntılar yaşar belediyeler.

Edirne bundan en fazla nasibini alan il oluyor.

Kırkpınar yaklaşıyor ve her zaman söylediğimiz gibi Kırkpınar bizim sınav verdiğimiz ve gelen konukların görücülüğüne çıktığımız bir organizasyon.

Kırkpınar organizasyonunun gerçekleşeceği Sarayiçi dahil olmak üzere,buraya çıkan tüm yollarda ve caddelerde bakım ve onarımlar her yıl olduğu gibi yine sıklaştırılacak..

Tunca ve Meriç nehri üzerindeki köprüler üzerine döşenmiş olan taşların tahrip oluşu nedeniyle yaşanan sıkıntılar maalesef artarak sürüyor..

Sayın Valimizde geçtiğimiz aylarda gazeteciler ile birlikte köprüler üzerinde yaptığı inceleme sırasında kış aylarının bitmesiyle Mart ayında bu konuya başlanacağını söylemişti.

Ama maalesef şu an için hiçbir girişim yok.

Meriç ve Tunca köprülerinin yanı sıra ayni taşların döşendiği Fatih ve Kanuni köprülerinde de ayni olumsuz durumun yaşandığını geçtiğimiz günlerdeki Kakava şenliklerinde gördük.

Konunun uzmanlarına göre çokta fazla bir para gerekli olmayacakmış.

 İl özel idaresinden veya herhangi bir birlikten prosedürüne uydurularak aktarılacak bir miktar para ile bu iş bitirilebilir.

Sayın Valimin bu konuya sıcak bakacağını umuyorum.

Zaten bu yol daha önce İl özel idaresine Bakanlıktan gönderilen para ile onarılmıştı.

Hatalı malzeme kullanıldığı gerekçesi ile pekâlâ bir miktar daha para getirtilebilir ve bu iş biter.

Son yağmurlar ile adeta çukurlarla dolu bir kaldırımı andıran bu Uluslar arası yoldaki köprülerin bu durumu için buradan geçen yabancılar acaba bizim için neler söyler.

Kırkpınara kadar bu yolu da tamamlayarak, Karaağaç’a ve Lozan anıtına giden ziyaretçilerden kırık not almaya son vermiş olalım.

Benden söylemesi……

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.