Atatürk’ün devrimlerini gerçekleştirdiği yıllarda 1928   yılı  24 Kasım’da Milet Mektepleri öğretmeni olarak kabul edildiği gün  1981 yılandan bu yana öğretmenler günü olarak kutlanıyor. Ne yazık ki bu yıl pandomi illeti nedeniyle okullar kapalı.

Öğretmenlerimiz de okullarından uzakta. Böyle bir günde öğretmenler günü kutlaması yine öğretmen temsilcilerinin  bilinen söylemleri ile kutlanacak.

Yine eğitim sorunları gündeme gelecek.  Eğitimin içine düştüğü açmaz  anlatılacak.Şu anda ülkede devam eden ikili eğitimin yaptığı tahribat tekrar masaya yatırılacak.

----------------------------

ÜLKEMİZİN EN ACİL SORUNU EĞİTİM

Şu anda ülkemizin en önemli sorununun eğitim olduğunu  bu kutsal hizmete yıllarını veren eğitim önderleri tarafından defalarca gündeme getirildi. Çağdaş eğitimin göz ardı edildiği, bunun sonunda Türkiye’nin eğitim seviyesinin Afrika ülkeleri seviyesinde seyrettiği örneklerle  kamuoyuna duyuruldu.

Ülkede kalıcı ve çağdaş bir eğitim politikasının olmaması, her gelen bakanın kendine göre eğitim politikası uygulamak istediği ortada.

Medeni  ülkelerde uzun vadeli olarak hazırlanan eğitim sistemi  ne yazık ki ülkemizde yaz boz tahtasına döndü.

Eğitimciler bu değişime ayak uydurmada zorlanması sonucu  eğitimde olduğu  gibi eğiticilerin de kalitesi düştü.

Milli eğitimde görülen bu kalite erozyonu aileleri zorunlu olarak  çocuklarını özel okullarda okutmaya zorladı.

Maddi imkanı olanın yanında olmayan da şartlarını zorlayıp evlatlarını özel okullarda okutmak isliyor.Daha önceki yıllarda  dünya genelinde üst seviyede seyreden eğitim seviyemizin  gittikçe daha alt düzeye düşmesi aileleri zorunlu olarak  özel okullara yönlendirdi.

Halkımız arasında; “Paran varsa okuyacak, iyi eğitim alacaksın” görüşü geçerlilik kazandı.

Özellikle bilimsel  nitelikle “matematik-fizik,kimya” gibi  fen derslerinin saatleri okulların  müfredat  programlarında   daha az yer almaya başladı.Bu uygulama eğitim düzeyinin düşmesine neden oldu.

-------------------------------

KÖY ENSTİTÜLERİNİ ARAR HALE GELDİK

Cumhuriyetin ilk yıllarında zor koşullarda kurulan daha ziyade köy çocuklarına eğitim imkânı sağlayan Köy Enstitülerinin eğitim kalitesini bugün arar hale geldik. Ekonomik zorluklar altında kurulan bu eğitim kurumlarımızdan yetişenler yaşamları süresince eğitimde örnek oluşturdu.

Bu kurumlarda yetişenler edebiyatta  ve diğer sanat dallarında sayısız başarı kazandılar.

Bu okullardan  yetişen   eğitimciler uzun yıllar Köy Enstitülerini eğitimde örnek aldı.

Eğitinde bugünkü kalite azalması  öğretmen okullarının işlevsiz hale gelmesiyle  unutuldu.

Yine bir 24 Kasım gününde Öğretmenler Günü yıldönümündeyiz.

Bugün yine ülkemizde çağdaş eğitimin temelini atan, insanlarımızın taba olmaktan çıkarıp birer birey,yurttaş olmasını sağlayan başta  Ulu Önder Atatürk’ü  ve eğitim uğruna canlarını verenleri bu günde bir kez daha rahmetle anıyoruz.

Ülkemizin geleceğini belirleyen gençleri bu yarışa hazırlayan eğitim emekçilerinin Öğretmenler Gününü kutlarım.

---------------------

ÖZLÜ SÖZ

Öğretmenler,yeni nesil cumhuriyetin fedakar öğretmen ve öğrenicilerini sizler yetiştireceksiniz ve yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.

Mustafa KEMAL ATATÜRK.

--------------------------

FIKRA

UYKUYU KORKUTUYORMUŞ

Bekri Mustafa bir konağa misafir olmuş. Yatma zamanı geldiğinde başka bir misafirle aynı odada yatak açarlar.

 İki adam bir süre sohbet ettikten sonra,adam uykuya dalar.Bunu gören Bekri

“Birader uyuyor musun?” der:

“Yok şöyle bir uzandım”

“Peki gözlerin neden kapalı?”

Dinlensinler diye”,

“Peki  niçin horluyorsun?”

“Uykuyu korkutup kaçırmak için”

Bekri, bu cevap üzerine dayanamaz artık:

“ Birader anlaşılan sen uykuyu öyle bir kurkuttun ki  bir saattir benim  yanına bir türlü yaklaşmıyor”

-------------------------------------------------------------------------

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ.?

İLK SERUM SULTAN ABDÜLHAMİT SERUMU

Osmanlı Sultanı 2. Abdülhamidin tıbba ve eczaya büyük merakı vardı. Tıp ve eczacılık alanındaki yeni buluşlarla ilgilendiği hatta yakından takip ettiği bilinmektedir. Özellikle ızdırap çeken insanların dertlerini giderme yolunda büyük gayret gösteren ilim adamlarına takdirlerini sunmakta ve çalışmalarına yardımlarda bulunuyordu.

İlk kez tedavide kullanılmasına başlanan antipnömokoksik

Serumun tatbiki sırasında padişahın maddi olarak yaptığı katkıları nedeniyle Sultan Abdülhamit Serumu adı verilmiştir

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.