Çarşı pazardan ihtiyaçlarını karşılayan vatandaşlar en çok satın alacakları ürünlere sık sık zam yapılmasından yakınıyor.

Bir hafta önce satın aldığı ürünlere bir hafta sonra  zam yapılmasına  bir anlam veremediklerinden yakınıyorlar. Serbest ekonomi koşullarından yararlanan bazı açıkgözler  döviz zamlarını gerekçe gösterip sattığı ürüne dövizin etkisi olmasa da  onu gerekçe gösterip fırsattan istifade  sattığı  malına  zam yapabiliyor.

Bir hafta önce yüz liraya aldığınız ürünün  aynısını bir hafta sonra yüzde on fazlasıyla karşılayabiliyorsunuz.Marketlerde de durum farklı değil,sık sık fiyat etiketleri değişiyor.

Yapılan zammı sadece ekmek fiyatında gören esnaf oda ve diğer   yetkililer çarşı pazarların ve marketlerin de  aynı durumda olduğunu görüp neden seslerini çıkarmıyorlar.?

Dar gelirli vatandaşlar bu kışı nasıl geçireceği endişesi içinde. Bir yanda zorunlu ihtiyaçlarda kabaran elektrik,doğalgaz faturaları, diğer yanda satın alınan ürünlerin sık sık zam görmesi sabit ve dar gelirlilerin yaşamını daha da zorlaştırıyor.

Halkın en önemli ihtiyacı ekmek olsa da evler sadece onanla olmuyor.

Halkın diğer ihtilaçları da lazım onları denetleyecek bir kurum yok mu?

İnsanlarımız serbest piyasa ekonomisine mi kurban ediliyo?.Piyasada kantarın topu kaçmış görünüyor Allah sonumuzu hayırlı etsin.

---------------------

SORUNUN ÖNEMİNİ KABULLENMEYENLER VAR

Her gün bu kolit-19 illeti için alınması gereken önlemler konusunda yetkililer uyarı üzerine uyarı yapmalarına rağmen bu tehlikenin yetercince farkında olmayanlar var. Kenar köşede bir araya gelenler muhabbeti koyulaştırdıklarında mesafeyi ve   maske  takmayı unutuyor.

Gerekçeleri de, karşısındaki ile maske ile rahat konuşmamamsını gösteriyorlar. Bu anlayışla  mikrobun tehlikesinden kurtulmak mülküm değil.”beni etkilemez. başkalarını hayatı beni ilgilendirmez” sorumsuzluğunun önüne  etkin önlemler alarak geçmek gerekir.

Gün geçtikçe etkisini arttıran bu ölümcül mikrop herkesin korkulu rüyası haline geldi.Bazı insanların sorumsuzluğu sonucu insanların psikolojisi bozuluyor. Yaşlıları ve gençleri evlerine kapatmak da bu soruna çare olamaz  

--------------------

KISSADAN HİSSE

YAŞLILIĞIN BAŞKA NEDENLERİ DE VARMIŞ

Genç bir bayan önünden geçmekte olduğu evi balkonunda  sallanan koltuğuna gömülmüş yaşlı adamı gördüğünde onu selamlamadan geçmek istemedi.

Ayaküstü selamlaşmanın ardından genç bayan,  yaşlı adamla biraz sohbet etmek istedi.

“Ne kadar mutlu ve huzurlu bir ifade var yüzünüzde” dedi.”Söyler misiniz lütfen böylesi bir uzun ömrü neye borçlusunuz?”

Koltuktaki yaşlı adam gülümsedi:

“ Günde üç paket sigara, her hafta bir kasa viski içerim.”dedi.

“Etin kırmızısını ve yağlısını yerim.,spor da yapmadım yürüyüş  de yapmam.”

Genç bayan şaşırdı:

“Ne kadar ilginç” dedi.”kaç yaşındasınız”

Oturan adam kısaca yanıtladı:

“yirmi altı”

---------------------

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ.?                                                                      

BALONLA İLK DEFA 1785’TE UÇTUK

1785 yılında bir İranlı hekim,iki saray bostancısının yardımıyla ,İstanbul’da ilk balon uçuşunu gerçekleştirmiş ve Bursa’ya kadar gitmişti.

Olaydan çok memnun kalan 1. Abdülhamit balonun Ayasofya’ya asılarak teşhir edilmesini buyurdu.

Fakat bu olaydan sadece The Times gazetesinin bahsettiği ve çağdaş Osmanlı kaynaklarında  bu konuyla  ilgili, bilgi bulanmadığı için gerçekliği oldukça şüphelidir.

İlginçtir ki, ilk balonla uçan Türk.Polonyalı Kont jan Podoçki’nin sekreteri, Osman adında bir gençti.Bu genç meşhur Fransız baloncu Blanchard’ın Kontun sponsorluğunda Varşova’da 14 Mayıs 1790 tarihinde gerçekleştirdiği gösteri uçuşunda kendisine yardımcı olarak balona binmişti.

İstanbul’da belgelenmiş ilk balon uçuşu İngiliz asıllı Mühendis Selim Ağa tarafından 26 Ekim 1801 tarihinde Mısır’ın yeniden fethi kutlamaları nedeniyle gerçekleştirilmişti. Kendi icadı olan, sıcak havayla doldurulmuş balonuyla Çorlu tarafına inmiş ve bir sonraki yıl iki uçuş daha gerçekleşince mühendishaneye halife tayin edilmişti.

3.Selim Fransız baloncuların başarılarının farkındaydı ama ilişkilerin bozukluğu yüzünden İngiliz baloncuları benimsedi ve İngiliz baloncular Baily ve Devignes İstanbul’a davet edildi. 7 Ekim 1802 tarihinde Dolmabahçe’den kadın erkek 30 bin İstanbullunun bakışları altında uçuş gerçekleşti.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.