CHP de 37.Kurultay tarihi yaklaşırken on yıl önce yani 06.11.2010 tarihinde yazmış olduğum köşe yazımı sizlerle paylaşarak Kurultay Delegelerine yardımcı olmak istedim.
İşte o köşe yazım;
CHP’DE BEKLENEN OLDU VE KILIÇDAROĞLU MASAYA VURDU..
Hatta olması gerekenler oldu.
Şayet bu partide bir değişim söz konusuysa, bu parti halkın partisi olmayı istiyorsa, birilerinin partisi olmanın dışına çıkmak gerektiğine karar verilmişse bu yumruk seçimlere 7 ay kala bile olsa masaya vurulmalıydı.
Vuruldu nihayet ve Kılıçdaroğlu herkesin beklediği liderlik çıkışını gösterdi ve partide varlığı her fırsatta hissedilebilen çift başlılığa son verdi.
Belki bu cümleleri kullanmadı ama "yok artık" dedi Kılıçdaroğlu.
Bu parti korku partisi olmayacak.
Bu parti birilerinin partisi olmayacak ve herkes dilediğini söyleyebilme özgürlüğüne sahip olacak.
Bu parti halkın partisi olacak ve halk ile bütünleşmeyi, iç içe olmayı hedef seçecek.
Bu parti yıllardır bu koltuklarda oturdukları halde bu partiye hiçbir şey vermeyenlerin partisi olmayacak.
Bu parti gücünü bir yerlerden değil halktan alan bir parti olacak ve bunu hazmedemeyenler de bu partide olmak zorunda kalmayacak.
Ve, başta Önder Sav olmak üzere yandaşlarının art niyet aradığı “YENİ CHP” söylemini dile getirdi.
Kılıçdaroğlu muhalifleri ; "Atatürk’ün partisi nasıl yeni bir parti olur" söylemlerini bir savaş taktiğine dönüştürüverdi hemen.
Aslında bana göre de çok doğru ve yerinde bir söylem.

Söylemde kaldığı sürece tabii ki.
Bir değişim ve yenileşme yaşanacaksa ve de yaşanıyorsa bunu tanımlarken YENİ sözcüğünü telaffuz etmek yanlış olarak kabul edilmemelidir.

Kılıçdaroğlu herhalde partinin adının başına YENİ sözcüğünü getirmek anlamında söylemedi bunu.
Bunu değil Kılıçdaroğlu,en cahil bir insan bile aklının ucundan geçirmez.
Ama dedik ya siyasette cepheler oluştuğu anda karşı tarafı mat edecek veya yenilgiye uğratacak her söylem ve hareket mubah sayılabiliyor.
Tabii ki ne kadar kabul görmesine bağlı bu durum.
Sanırım bu konuda büyük destek gören ve Türkiye genelinde; “helal olsun sana Kılıçdaroğlu” dedirten bir Genel başkan için kimse art niyet düşünemez.
Olayla ilgili yorum ve görüşleri okuduğumuzda Kılıçdaroğlu büyük bir destek görüyor kamu oyunda.

Yapılan hareketin doğru olduğunu ve CHP de geç bile kalınan bir değişimin yaşandığını dile getirerek bu değişimin CHP ye hayırlı bir sonuç doğuracağını savunuyor partililer.
Yasal olarak parti meclisini toplamak veya toplantıyı tatil etmek hakkı Genel başkana ait olmasına rağmen, bir hukukçu olan Önder Sav’ın bu olayı hukuk dışı bir durum olarak değerlendirmesini ve böyle bir hareketin aşiret devletinde bile olmayacağı şeklinde beyanat vermesini ve Genel başkanın disiplin suçu işlediğini iddia etmesini bir çok hukuk adamı gibi bende yadırgıyorum.
Hal böyle olunca Kılıçdaroğlu’nun seçerek Yargıtay başsavcılığına teslim etmiş olduğu Yönetim Listesinin yasal bir liste kabul edilmesi gerekiyor.
Ben de bu değişimin CHP’ye yarar getireceğini ve bundan sonraki süreçte geçmişten çok farklı sonuçlar elde edeceğine inananlardanım.
Bu köklü partiye mensup herkes artık eski söylem ve düşüncelerden kurtulma konusunda ortaya konan iradeyi sonuna kadar desteklemelidir.
Artık her şeyin normale döndüğü ve olması gerekenin yapıldığını kabul ederek yeni yönetime destek verip yaklaşan seçimlere sıkı bir şekilde hazırlanma gereğini herkes kendinde hissetmelidir.
Sayın Önder Sav’ın da Yargıtay kapılarında dolaşmak yerine kendisini yıllardır destekleyen ve baş tacı eden CHP teşkilatlarına bir mesaj göndererek yeni yönetimi desteklemelerini istemesi ve partinin zarar görmemesi için de elinden ne geliyor ise onu yapması gerekir diye düşünüyorum.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.