CHP’de yarın yapılacak il kongresinden sonra Edirne’de yönetimlerde seçim maratonu son buluyor.
Seçilecek yeni yönetimler ondan sonra parti içi mücadele yerine CHP’yi hedef tahtası yapmak isteyen muhalif partilerle mücadele etmek zorunda .
Bu parti mensupları her zaman seçim dönemlerinde birbiriyle kıyasıya mücadele eder Seçim sona erdiğinde bu tartışmalar, iç çekişmeler büyük oranda son bulur,
CHP’nin bugüne kadar devam eden siyasi anlayışı böyledir.
Önümüzdeki dönemde yapılacak seçimi CHP çok ciddiye alıyor, Ona göre hazırlıklarını yapıyor.
--------------------
PARTİ GENİŞ KİTLELERE GÜVEN VERMELİ
Genel merkezdeki parti sözcüleri de CHP’nin izleyeceği yeni siyasi stratejisini açıklıyor.
CHP klasik söylemlerinden mümkün olduğunca uzak durması geniş halk kitlelerini kucaklayacak bir politika izlemesi gerekir.
Son mahalli seçimlerde izlenen bu tür politika CHP’ye başarı getirdi.
Bu anlayışın diğer illere de yayılması gerekiyor. Bu sağlandığı takdirde CHP oyunu artırıp ülke genelinde başarılı olabilir:
Eğer yine eskiden olduğu gibi dar kadrocu anlayışla iç çekişmeli siyaset yaparsa halkın mahalli seçimlerde gelen umudunu boşa çıkarır.
Bu da CHP’nin daha sonra yapılacak seçimlerde başarısını olumsuz etkiler. Bu da partiye güveni bitme noktasına getirebilir.
Onun için CHP yönetimlerinde görev alacaklar İstanbul seçimlerinin başarı yöntemini, stratejisini benimseyip ona göre politika üretmeli.
Bunun parti yönetimlerine bugüne kadar yeterince yansıtılmadığı görülüyor.
CHP’de bugün de eski statükocu anlayışta ısrar edenler olduğu muhakkak.
CHP’lilerin “ben” odaklı anlayıştan uzaklaşması” biz” görüşünde odaklanmaları gerekir.
İktidarı yakalamak için CHP’nin farklı görüşte olanlarla ittifak yapması kaçınılmazdır. Parti ilkelerinden taviz vermeden bunun yapılması gerekir.
CHP üst yönetimi,Özellikle Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu partinin yeni politikası konusunda büyük gayret sarf ediyor.Seçilecek yeni yönetimlerin de buna destek vermesi gerekir.
---------------------
MUHALEFET İÇİN MUHALEFET OLMAMALI
Bu arada partide müzmin hale gelen muhalefet de seçimler sonunda bu anlayışını gözden geçirmeli.
Muhalefet yapmak için muhalefetin yapılamayacağını partide etkili olmak için yöntemlerin belirlendiğini idrak etmeli iç çekişmeleri noktalamalı.
Parçalı yapısı, iç çekişmeleri olan bir parti halka güven vermez.
Bu partinin bundan sonra her zamankinden çok birlik ve beraberliğe ihtiyacı var.
Seçim maratonunu tamamlanmasından sonra CHP’de siyaset yapanlar hangi kademede olursa olsun parti tabanının genişletmek halka güven vermek için sürtüşmeleri bir kenara bırakıp bu mücadelenin içinde olmalı.
CHP bunun yararını son mahalli seçimlerde gördü. Bu seçimde tüm engellere rağmen başarılamayacak denilen başarıyı kazanıldı.
Bu yöntemi benimseyerek başarıyı ülke geneline yaymak ise diğer illere düşüyor. Seçimlerin ardından partililer her şeyi bir yana bırakıp bu konuda kafa yormalı.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
BİRBİRİMİZLE KUCAKLAŞALIM
Bugün ülkemizde insanlarımız için su gibi, hava gibi sevgiye muhtaç. Sevgisizlik husumet, toplum içinde kutuplaşmalar insanlarımızın, ülkemizin geleceğimiz için tehlike oluşturuyor.
Her zorluklar aşılır, yeter ki aramızdaki sevgiyi düşmanlığa kavgaya dönüştürmeyelim, “ya ben , ya o” diye halkımızı kutuplara bölmeyelim.Tarih sayfalarını karıştırdığımızda bugüne kadar kurulan 16 Türk devletinin , son Türkiye Cumhuriyeti devletimiz haricinde yine Türklerin yıkmış olmasına karşın bu ülkelerin halkları birbiriyle dostluğu sürdürmüşlerdir.
Sonunda büyük bir imparatorluğun küllerin arasından, tüm dünyanın örnek alacağı özellikle İslam ülkelerince örnek oluşturan çağdaş Türkiye Cumhuriyet doğdu.
Bu halkımızın fedakarlığı ve önderlerinin halkına güveni ile oluştu. Bu ülkeyi yönetenler halkı kutuplaşmaya sevk edeceği yerde herkesi kucaklamalı, sorunlara sadece siyah- beyaz gibi aksi kutupla bakmamalı.Bu halk yöneticilerin her türlü komplolarına karşın sağduyu unu korumuş ve birlik ve beraberliğini bozmamıştır.
---------------------------------------------------------------------------------------------------
DAHA ÖNCEKİ YILLARDA KUTUPLAŞMANIN ZARARINI GÖRDÜK
Bugüne kadar köşemde çeşitli kez dile getirdim. Biz halk arasında kutuplaşmanın zararlarını daha önceki yıllarda gördük. Şu anda hayatta olan 1950’li yılların sonlarını hatırlayan insanlarımız bilirler. O zaman da ülkemizde bir “ Vatan Cephesi” adı altında kutuplaşma yaşandı.
O yıllarda köylerde insanlarımız siyasileri halkı kutuplaştıracak söylemleri nedeniyle birbirinin kahvelerine gitmiyorlardı. O yıllarda ülkede televizyon yoktu Büyük bataryalı radyolardan her akşam “Vatan Cephesine iltihak edenler” haberlerini dinliyorduk. Ülke bu cepheye üye olanlar ve karşıtları olarak ikiye bölünmüştü.
Bu kutuplaşmanın sonucu malum, ardından askeri darbe geldi.
Daha sonraki yıllarda da toplum arasında ideolojik olarak kutuplaşmalar körüklendi.
1970 ve 1980’li yıllar arasında Gençlerimiz birbirine kırdırıldı, düşman kamplara böldürüldü. Sonunda aynı dönemde iki darbe geldi, bunun faturası yeni halkımıza çıkarıldı Allah bir daha o günleri göstermesin.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------
SİYASİLER KUTUPLAŞMAYI KÖRÜKLEMEMELİ
O acı günleri görmemek için en çok siyasilerimize görev düşmektedir. Toplum arasında nifak yaratmak halkı “ Bizden-sizden” diye kamplara bölmek ülkemize yarar getirmez. Bin yıldır ırkı, mezhebi görüşü ne olursa olsun bir arada yaşama alışkanlığı olan dostça yaşamayı ilke edinen bu topluma yapılacak en büyük kötülük insanlar arasına nifak tohumları atmaktır.
*********************************************
SENİN YAŞINDAYKEN CUMHURBAŞKANI OLDU
Öğretmen birinci sınıf öğrencisine çok basit bir soru sorup cevap alamayınca, Öğrencisine : “ Atatürk senin yaşındayken çok daha çalışkandı” diye azarladı.
Bunun üzerine çocuk hocasına:
“ Doğru söylüyorsun öğretmenim.Atatürk sizin yaşınızda da Cumhurbaşkanı oldu” dedi