Ayçiçeği, bölgemizin tarımda en önemli gelir kaynağıdır. Bahar ,yaz aylarında tarlaları kapsayan sarı çiçekleriyle halk arasında gündöndü, günebakan denilen ayçiçeği tarlalarda münavebeli olarak ekilen bir üründür

Bu yıl  bölgemizde havalar  çok yağışlı gitti.

Üreticiler bereketli bir yıl olacak beklentisi içinde olduğu bir zamanda,ayçiçeği ekili alanlarında  halk arasında “ Köse” hastalığı olarak bilinen bir hastalık belirdi.

Gerçekten adı ile çakışan bir hastalık . Bu hastalık olduğunda ayçiçekleri  boya gitmiyor boyları köse kalıyor.  Geniş yaprakları arasında kafa çıkarıyor. Bu kafada hiç tane yok.

Ondan verim almanız mümkün değil.

Edirne ve ilçelerinde 200 bin dönüm ayçiçeği ekili alanın 55 bin dekarında  bu hastalığın görüldüğü söyleniyor. Bu yerler yeniden sürülecek ve ekim yapılacak.

Bu üreticiler için ikinci bir  masraf demek

Sürme parası tohumu daha sonra gerekiyorsa gübresi ile ikinci bir külfet.

Ziraat Odası yetkilileri geçen yıl  ekimi yapılan aynı cins tohumda böyle bir hastalığın görülmediğini söylüyorlar.  

Tohum firmaları da bu yönde üreticilere doyurucu bir yanıt veremiyor.

Onlar  sattıkları tohumluk torbalarının üzerindeki  yazılarında doğal olaylarda kaynaklanan zarardan firmanın sorumlu olamayacağı uyarısıyla yükümlülükten kurtuluyorlar.

Bunun için tohumdan kaynaklanacak zarar talebinde bulunamıyorsun.

Hastalığın maddi faturası yine üreticilerimize çıkıyor.

Çiftçiler  ektikleri ürünlerden kazanacaklarını ikinci bir ekim yaparak  toprağa gömüyorlar.

Ülkemizde onlarca tohum firması var bunlar sattıkları ürünlerin çok iyi reklamını yapıyor.

Köylülerimiz de  toprağına uygun olup olmadığına bakmaksızın  bu tohumları alıyor.Sonunda  böyle  olaylarla  karşılaşıyor.

Faturası da kendilerine  çıkıyor.

Tohum firmaları uluslararası tekeller Hibrit olan tohumları pazarlamada firmalar  birbiri ile yarış ediyor.

Sattığı malın parasını aldığında  yükümlülükleri bitiyor.

Tohumlar hastalıklı olmuş onları ilgilendirmiyor.

Tarım Bakanlığını  bu tohum firmalarına el atması gerekir.

Çiftçiler tohumlardan   hangisinin  tarlasına uygun olduğunu bilemez.

Kulaktan dolma , onun bunu önerisiyle ekilen tohumlardan verim almak çok zor.

Tohuma  bir standart getirilmeli.

Aksi halde boş kalan tarlaların faturası tarla sahibinin yanında  devletimize de çıkar.

Yurt dışından daha çok yağ ithal etmek zorunda kalırız.

Bu ve benzeri konularda çiftçi kuruluşları dahil, halkın eğitilmesi gerekir. Bu yapılmadığı takdirde.  Her yıl tohum firmalarının oyununa gelirler.

----------------------------

PEŞİN PARA İSTİYORLAR

Tarlalarda hastalığın belirmesi ile  üreticiler tohum firmalarından tohum almak için başvuru yaptıklarında daha önce üç dört ay vade ile aldıkları tohumları hem yüksek fiyat hem de peşin para ile almak zorunda kalıyor.  Firmalar fırsat bu fırsat deyip tohumları üreticilere  yüksek fiyatla pazarlıyor.

Bu, yaygınlaşarak devam eden  tohumluk firma oyunlarına Tarım Bakanlığı el atıp gerekli yaptırımı uygulamalı.

Aksi halde  bu parayı bulamayan üreticiler tarlalarını ekemez duruma gelecek.

Ülkenin dört bir yöresinde mantar gibi türeyen uluslararası tekellerin  tohum pazarlama firmalarının  köylüleri yalanları ve  güçlü reklam yöntemleriyle kandırmalarına engel olunmalı.

Hastalık nedeniyle  yeniden tarlasını ekmek zorunda kalan üreticilerimizin bu mağduriyetini giderecek bir  yolun olup olmadığını  çiftçi kuruluşlarımız ve onların üst kurumları  araştırmalı.

Zira bu zararda üreticilerimizin bir suçu yoktur. Doğa olayından kaynaklanıyorsa sigortadan yararlanma imkanları yok mudur?

BÖYLE ÖNEMLİ KURUMUN YANINA  BU GÖRÜNTÜ YAKIŞMIYOR

Carrefour Edirne’nin önemli marketlerinden biri. Bu firmanın  E-5  yoluna bakan bölümünde bir bahçesi var. Bu bahçe  çöplük halinde olmasının yanında   içi otlarla kaplanmış.bu durum  görenlerin ilgisini çekiyor.

Böyle önemli bir kurumun mülkiyetinde ve çevresinden bulunan yeşil alanın böyle olmaması konusunda uyarıda bulunan vatandaşlar” Burası şehir merkezi, bu önemli firmanın  çevresinin böyle bakımsız orman görüntüsünde ve çöplerle kaplı olmaması gerekir.

Bu öyle masraf isteyen bir iş değil.Bahçenin düzenli olması, yeşil alanın bakımlı olması gerekmez mi?

Yoldan geçtikçe bu bakımsız yeri gördüğümde   o kurum adına utanıyoruz,

Yetkilileri buradan  bu alanın düzenli hale getirmeleri konusunda uyarmak istiyoruz” dediler

KÖRLER SAĞIRLAR BİRBİRİNİ AĞIRLAR

İlimizde  bazı kurumlar Ramazan nedeniyle iftar yemekleri düzenliyor.

Bu iftar yemeklerinde gerçekten yardıma muhtaç olan kişileri göremezsiniz. Elit tabakada yönetimlerde  olanlar birbirinin iftar yemeğine giderek ramazan ayını tamamlıyor.

Aslında böyle kutsal aylarda fakir fukaranın doyurulması gerekmez mi? 

Kuruluşlarımızın , siyasilerin ,odaların düzenledikleri iftar yemeklerinde  yardıma muhtaç kimselere yer yoktur, onları göremezsiniz.Adeta “ Körler  sağırlar birbirini ağırlar” misali birbirlerinin iftar yemeklerine giderek akılları sıra hayır yaparlar.

Bu yemeklerden  kalan atıklar ise gerçekten müsriflik. Yiyip yemeyeceğine bakılmaksızın  iftara katılanların önüne konulan yemeklerin  bir kısmının çöpe gitmesi  israf değil midir.? 

HER ÇALIŞANIN BİR İŞ YÜKÜ OLMALI

Edirne’de   İŞ- KUR tarafından  belediyelerimize veya başka kurumlarımıza geçici işçiler veriliyor.

Ülkede işsizliği önlemeye yöneylik bu girişimi  bir anlamda olumlu karşılamak gerekir.

Peki çalışmak için alınan bu  işçiler için çalışacakları alanlar yeterince  belirleniyor mu?

Bakıyoruz, bazı kurumlarda ve ilçe belediyelerinde  çalışan geçici işçiler  çoğu kez belli bir  iş yapmadan mesailerini tamamlıyor.

Bunu bize  o ilçelerdeki vatandaşlarımız söylüyor.

Bu kurumlarımız kendi bütçelerinden para çıkmadığı için bünyesine aldıkları bu kişileri “gününü geçirsin nasıl olsa geçici işçi beni bağlamıyor” diyemez.

O işçilere ödenen paralar devletin bütçesinden çıkıyor,  orada herkesin alın teri var.

Tüm  kurumlarımızın  çalıştırdıkları geçici işçiler için iş taksimi yapmalı,  belli bir alanda çalışmalarını sağlamalı onların işsiz gibi günlerini  tamamlamaları onlar  için de sıkıcı oluyor.

Eğer bir göreve gelmişse orada alacağı ücrete karşılık  belli bir görev  yapmalıdır.

Son aylarda çeşitli kurumlarımıza yüzlerce geçici işçi alında.

Bu durum  aslında ülkemizdeki işsizlik sorununun çözemez.

Bu uygulama  belli zamanlarda işsizliği önlemek için başvurulan  yöntemlerdir.

İşsiz olan bu insanlarımıza geçici de olsa iş bulunmasına kimse karşı çıkamaz.

Burada yapılması gereken geçici işçilerin belli bir işte  çalışıyor olması.

Yoksa gün boyu oturup vakit geçirsin diye devletin  olanakları kullanılmamalı.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.