Edirne’nin en büyük semt pazarı olan ve haftanın üç günü Pazar yapılan Cumartesi pazaryeri çevresi otoparktan farksız.

Pazara gelen vatandaşlar zorlukla Pazar alanına  giriyor.

Aracı ile pazara gelen yerli ve yabancılar aracını geçici olarak park edecek yer bulamıyor.

Pazara el arabası ile gelenler geçecek yol olmadığı için araçların arasından geçmek zorunda kalıyor.

Vatandaşlar, Cumartesi Pazarı çevresinin panayır görüntüsünden, otopark alını  olmaktan kurtarılması önerisinde bulundular.

YAYA KALDIRIMLARI NE ZAMAN OTOPARK OLMAKTAN KURTULACAK

Edirne’de yolların seviyesinin yaya kaldırımları seviyesine olan yerlerde araç sürücüleri araçlarını yol kenarına park etme yerine yayaların gelip geçeceği kaldırımlara park ediyor.

Kaldırımların araç parkına dönüşmesi sonucu yayalar yolda seyreden araçların arasından geçmek zorunda kalıyor.

Yaya kaldırımların park olarak kullanılmaması için kaldırıma  konulan babalar etkili olmuyor.

Yaya kaldırımları ancak yol seviyesinden   yüksek duruma gelmesiyle  otopark olmaktan kurtulabilecek.

Yaya kaldırımlarının yol seviyesinde olduğu yerlerde  kaldırımların  park alanı olmaktan kurtulması mümkün değil.

İlgililere duyurulur.

*****************************************************

POLİTİKADA HEYECAN YOK

Halkın politikaya ve politikacılara ilgisi her geçen gün azalıyor.

Günümüzde siyasetinde  eski heyecan kalmadı. Halk politikacılara karşı ilgisiz.

Edirne denetmeni CHP Ankara Milletvekili Murat Emir’in Edirne ziyaretinde buna tanık oldum.

Orada da gördüm ki,  halkla siyasetçiler arasında eski sevgi ve heyecan yok.

Özellikle ülkede başkanlık sistemine geçilmesinden, parlamento etkinliğinin daha aza indirilmesinden sonra, milletvekilleri yapacakları işlerde, vaatlerde  halka güven vermiyor söyledikleri inandırıcı olmuyor.

CHP Milletvekilinin ETUS’da  yaptığı konuşmasında iktidarla mücadele etmek için  kurum ve kuruluşların örgütlenmesi gerektiğini söyledi.

Bu konuda yeterli mücadele olmadığından yakındı.

Parlamentoda görevli olanların yeterince sesini duyuramadığı bir ortamda halk nasıl sesini duyuracak?

Kısaca politikada güven ve heyecan her geçen gün azalıyor. Milletvekillerinin vaatleri ise havada kalıyor.  

*************************************************

 BUNLARI  BİLİYOR MUSUNUZ,?

İLK KADIMIZ NASRETTİN HOCANIN TORUNUYDU

Türkiye’de ilk İstanbul kadılığını Nasrettin Hoca’nın torunu olduğu söylenen  Hızır Beş Çebi yapmıştı.

İstanbul kadılığı Fatih Sultan Mehmet tarafından  şehrin alınışından hemen sonra kurduruldu.

Kadıların evi mahkeme salonu olarak kullanılırdı. İstanbul kadısı bütün kadıların üstünde ve doğrudan doğruya sadrazamdan buyruk alırdı.

İstanbul dört bölgeye bölünmüş, her bir bölümün başına bir kadı getirilmişti. Hepsi İstanbul kadısına bağlıydı.

İstanbul kadısının 1591 yılından sonra İstanbul efendisi, daha sonra da kadı denilmeye başlandı.

Belediye işlerinin denetlenmesi kadıların elindeydi. Kadının çarşıyı denetlemeden önce  yola çıkan memurları bu denetlemeyi  yapar, kendisi geldiği zaman da sonucu bildirirdi. Kadının görev süresi bir yıldı.

FIKRA

İMKÂNSIZ KARICIĞIM

Kadın ölüm halindeydi…Son anlarda, kocasına vasiyetini bildirdi.”Bak kocacığım ben ölür ölmez. En çok bir hafta içinde yeniden evlenmeni istiyorum.

Yalnız senden bir ricam var….Bir sürü yeni kürklerim, yeni elbiselerim var.

Tamamını yeni karına ver giysin. Sakın ihmal etme. Böylece beni hatırlarsın”

 Adam çaresizlik içinde başını salladı:

-“Bu imkansız karıcığım zira senden sonra  evleneceğim kadının  bedeni  senden iki numara daha büyük..

Senin elbiselerin dar gelecek”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.