Edirne’de Sultan 1. Murat Devlet Hastanesi kurulma aşamasında ve 25 Kasım Stadının TOKİ tarafından alınacağını söylendiği dönemde.

Bundan önceki Edirne  Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi halka  müjdeler vermişti.

Bu müjdeler arasında yeni devlet hastanesi yanında 25 kasım stadına karşılık 15 bin kişilik futbol sahası yapılacaktı. Ayrıca amatör sporlar için spor salonu müjdesi verilmişti.

Tüm bunlar sözde kaldı TOKİ’nin  bu hizmeti yapma zorunluluğu yok. O ülkenin hesap verme zorunluluğu bulunmayan kurumu. istendiği zaman mahalli idarelere verdiği  sözü yerine getiriyor .

Başka illerde TOKİ  tarafından  bu tür hizmetler  yapılmış.

Edirne’ye geldiğinde  birçok hizmet  gibi bu da esirgendi.

Korkarım bir süre sonra devletin sahaları da  bu kuruma feda edilecek.

EL İNSAF

Beyaz eşyada mutfak malzemelerinde kısaca iğneden ipliğe öyle yüksek oranda zam gelmiş ki kantarın topu iyice kaçmış.

Üretiminde dolarla ilgisi olmayan mamullerde fırsat bu fırsat denilerek  ücretler katlanarak zamlanmış.

Daha önceleri yüz liradan alınan bir eşyanın 250-300 liraya çıkması ne ile izah edilir?

Bu fiyatları denetleyebilecek bir merci yok mu.?

Allah düğün yapacaklara ev kuracaklara kolaylık versin.

Bu zam furyasının sonu nereye varacak?

Önümüz kış. Kış aylarında geçim diğer zamana oranla  daha da zorlaşıyor.

Yakıt parası ayrı bir külfet.Doğalgaza defalarca zam yapıldı. Ona göre katı yatık fiyatları da bu zamdan nasibini aldı.

Özellikle  sabit ve dar gelirliler. Kış aylarını dikkate almak zorunda.

Bu  zamlar bugün bilenenleri,  daha sonraki günlerde  yeni zamların gelmeyeceğini kimse garanti edemez.

Zam yapılan bir üründen indirim beklemek mümkün değil. Bu arada birileri  haksız kazançtan zenginliklerine zenginlik katıyor. Bakıyorsunuz gece yarısı  bankalardan yarı fiyatına döviz satılıyor.Bu ne demek? İnsanın aklı duruyor.

Şu halde  hiçbir güvenli kurum yok. Bir kitabına uydurup  bazıları kazanç sağlayabiliyor.

KOOPERATİFLEŞME HESAPTA YOK

Ülkemizde kooperatifleşmeye hiçbir zaman olumlu yaklaşılmadı. Bazıları halkın ortak iş yapmasına komünist uygulaması dedi.

Bazıları bu sistemin  insanların yararına  olmayacağı iddiasında bulundu.

Bakıyoruz köylerimizde  birinin yüz dönüm tarlası var. Ona rağmen  altında harç borç alınan çift çeker traktör.

Bu traktörü  yılda kaç gün kullanıyor, yüz dönüm tarla için  bu gerekli mi, Bu ölü yatırım olmuyor mu.?

Bazı bölgelerimizde,  komşu ülkelerde özellikle tarımda kooperatifleşme uygulaması  var.

Bu kooperatifler sayesinde tarımda  ortak hasat yapılıyor, tarlalar sürülüyor. Bunun kime zararı olabilir.

Köylerde evlerin önlerinde çürümeye terk edilen ekipmanları  görürsünüz.

Bunlar hem çiftçilerimize  hem de ülke ekonomisine zarar.

Onun için ülkemizde kooperatifçilik teşvik edilmeli. Bazılarının ön yargılarına bakılmamalı.

Dünyanın her yerinde düzenli yapıldığı zaman kooperatifçilik her zaman yararlı olmuştur. Özellikle köylerimiz için  kooperatifleşme  kaçınılmaz hale gelmiştir.

Köylülerimiz faizsiz kredi veriyorlar ben de yeni traktör alayım sevdasına düşerse  o traktörü ödemek için tarlası da yetmez.

Yedi emin yerlerinde  böyle  amaçlar uğruna  traktörünü, ve başka üretim araçlarını kaybedenlerin ekipmanlarıyla dolu.

Ne yazık ki ayağımızı yorganımıza göre uzatmayı öğrenemedik. Her zaman gaza geldik, bankaların ucuz kredi tuzağına düştük.

Bunun sonunda da birçoğumuz malını mülkünü kaybetti.

********************************************************

BUNLARI  BİLİYOR MUSUNUZ,?

İLK ÖZEL GAZETE CERİDE-İ HAVADİS

Türkiye’de ilk özel gazete 1840 yılında  William Churchill adında bir İngiliz çıkardığı Ceride-i Havadis’ti Bu gazete 1864 yılında kapandı. Yayınladığı sürede  1212 sayı çıkardı.

Başlangıçta 10 günde bir yayınlanan gazete , daha sonra haftalık oldu.

Devletten yardım gördüğünden yarı  resmi  bir nebiliği vardı.

25 Eylül 1864’te  Ruzname-i  Ceride-i  Havadis olarak  adı değiştirildi.

Ceride-i  Havadis’le  ilk Türk  özel gazetesi olan , Agah Efendinin  Tercüman-ı Ahval arasında  1860 yılında başlayan  çelişkiler,  Türk  basınında  ilk tartışma örnekleridir.

 *****************************************************************************

ÖZLÜ SÖZLER

Önce doğruyu bilmek gerekir, doğru bilinirse  yanlış da bilinir. Önce yanlış bilinirse  doğruya ulaşılmaz/FARABİ

Paylaşılan bir sevinç iki kat olur. Paylaşılan bir acı yarıya iner/ÇİÇERO

FIKRA

Bir genç aşık sevgilisine sordu:

 “Leylacığım neden bana hep canım diye hitap ediyorsun da adımı söylemiyorsun,”

-“ şaşırırım da  belki yanlış bir isim  söylerim diye canım”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.