2019-2020 yılı  eğitim , öğretim yılı  başlıyor.Veliler  öğrencilerini okula gönderebilmek için  diğer masraflarından kestikleri  paraları ile öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılama telaşında.

Evinde iki, üç çocuğu okula gidecek bir dar gelirli aileyi düşünelim.

Bu kişi tek maaş alıyorsa  çocuklarının okul  ihtiyaçlarını nasıl karşılayacak.

Okul masrafları eskisi gibi değil. Okullar kimsenin ekonomik durumun dikkate almadan  her şeyi dörtdörtlük olmasını  istiyorlar. Her okulun ayrı forması var. Eskiden olduğu gibi  siyah önlükle okula gitme dönemi son buldu. O formalar iptidai bulundu.  Şimdi özel ısmarlanan okul idaresinin istediği gibi  giyecekler alınıyor. Bunlara bir de kırtasiye masraflarını eklediğiniz zaman o ailenin diğer masrafları için elinde ne kadar para kalır.

------------------------

HANİ İLKÖĞRETİM ÜCRETSİZDİ

Lafa gelindiğinde ilk öğretimin devlet desteği ile  ücretsiz yapıldığı  iddia edilir. Devletin öğrencilere tek katkısı sadece kitaplarını  vermek.O  da yeterli oluyor mu?

 Öğretim dönemi sırasında velilere yüklenen masrafların altından bu insanlarımız nasıl kalkacak.?

 Özellikle çok çocuklu dar gelirliler çocuklarını nasıl okutacak?

 Bakıyoruz, eğitim sistemimiz  devletin ihale yayası değişiminin ardından en çok değişime uğrayan milli eğitim yasaları olmuş. Ülkenin geleceğini şekillendirileceği, ülkemizin güvenli ortamda   devamı için yeni nesillerin yetişeceği bir kurumun yasasında  öyle her bakanlık değişiminde” Ben bu  eğitim yasasını beğenmiyorum kendime göre yapacağım” anlayışı ile yönetilen  bir bakanlığın dünyada olduğuna emin değilim.

Onun sonunda ülkemiz eğitiminin geldiği durum ortada. Bugün için eğitim “ paran varsa okuyacaksın”  durumuna eldi.

Ülkenin ve bölgemizin her yerinde mantar gibi özel okullar türedi.

Peki bunlara dar gelirlilerin çocuklarının girmesi mümkün müdür?

Oralarda ancak parası olan ailelerin çocukları okuyabiliyor.

Devlet okulları ile özel okullar arasında eğitim düzeyi  milli eğitim okullarının özel okullara göre düşük olunca insanlar çocuklarının geleceğini düşünerek  harca borca girerek evlatlarını özel okullara verme telaşına düşüyor.        Ne yazık ki Adının önünde “ Milli” kelimesi olan özel öneme haiz bakanlığımız  bu duruma karşı sessiz kalıyor.

Bu daha ne kadar devam edebilir. Maddi durumu  uygun olmayan ailelere eğitim kısıtlamasının getireceği sonuçları hesap eden yok mu?

DELEGE SEÇİMLERİNE TÜM PARTİLİLER SAHİP ÇIKMALI

CHP örgütleri önümüzde aylarda yapılacak kongrelerin yönetimini belirleyecek delege seçimi dönemine girdi. Bakıyorum, bazı partililer yine karamsarlık içinde. Yönetimde olanlar sonunda işi kendi istedikleri gibi yönlendirip ona göre delege seçimi yapar ve yönetimler de onların arzularına göre belirlenir görüşünde.

Bu yaklaşım yanlış.

Partililer ilgisiz kalır “ bana ne “ derse olacağı budur. Her partilinin partisi yönetimine gelecekler için duyarlı olmalı. Partisine küsmemeli. Kendisinin de diğerleri gibi yönetimde söz sahibi olma hakkı olduğunu dikkate almalı.

Sen olanlara ilgisiz kalacak sonra da olanlardan şikayetçi olacaksın .

İşte bu olmaz.

Özellikle böyle delege seçimleri döneminde dönebilecek dalavereleri partililer engellemeli.delege olacakların gerçek partililerden oluşmasını sağlamalı.

Öyle mevsimlik partililerden oluşacak delegeler belki  birilerine yarar getirir, fakat partiye yarar yerine zarar getirir.

Biz bunun zararını geçtiğimiz yıllarda milletvekili seçimlerinde gördük.

Delegelerin büyük çoğunluğunun oyu ile milletvekili olanların sonra nerelere gittiği  ve hangi kalitede olduğu ortaya çıktı.

Onun için partinin her kademesine gelecek yönetimlerin parti ile bağları iyice araştırılıp  ona göre seçim yapılmalı.

Yoksa akıbet eskisi gibi olur.

BU KIŞ ÇOK ZOR GEÇECEK

Burada kastettiğim kış günlerinde havaların soğuk geçeceği değil.

Havanın durumunu bugünden  kestirmek zor.

Ben önümüzdeki kış aylarının özellikle dar gelirleler için soğuktan daha etkileneceğini  düşünüyorum.

Bu aylarda doğalgaz parasını az ödemek için  gaza mümkün olduğunca az  yakmak zorunda kalacaklar. Gece yatağında birkaç yorgan ile yatacak olanların gündüzleri evinin içinde tıpkı dışarıdaki gibi giyinerek   oturacakların artacağı inancındayım.

Çalışanlara ,emeklilere  çekirdek parası kadar zam .

Doğalgaza bir ay içinde tam %30 zam.

Bu Allah’tan reva mıdır?

Onun yanında  birde ana tüketim ürünlerine birbiri ardına yüksek oranda zamlar.

Tüm bunlar dar ve sabit gelirlileri kış aylarında hava  soğuduğunda  daha da üşütecek.

Belki bazılarının bu soğuk nedeniyle hastalanmalarına, hayatlarının tehlikeye girmelerine neden olabilecek.      Ben, bu yıl kış aylarının  çok soğuk geçeceğini böyle sıcak günlerde hatırlatmak isterim.

Herke ayağını yorganına göre uzatmalı. Zira yorgan her zam geldiğinde biraz daha kısalıyor.

Bir anda üzerinizde  yok olabilir

DOĞRU SÖYLEYENİ DOKUZ KÖYDEN KOVSALAR

Bir halk deyişi var “ Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar” denir. Bunu dikkate alan  Ünlü yazar Fakir Baykurt,  doğru söyleyenin 9 köyden  kovulmayacağı ifade eden   “Onuncu Köy” doğru söyleyenlerin kovulmayacağı  bir roman yazmıştır

Gerçekten haksızlıklara karşı direnen gerçekler ne ise onu söyleyen insanlar belki bir süre zahmet çekebilirler  belki doğru söyledikleri için dokuz köyden kovulabilirler.

Fakat  onuncu köy, doğruların kabul edildiği yer onlar için huzur kenti olur. Dokuz köyden kovulduğunu bu huzurlu kent unutturur.

Toplum yaşamında bazen gerçek ile yalanın  doğru ile eğrinin aynı potaya konulduğu  zamanlarda “at izi it izine karıştı” ifadesi kullanılır.

Bazen  hakim çevrelerin  gölgesinde kendisini güçlü sananlar bunun   rüzgarına kapılan bazı kişiler “ “Arkam  çok güçlü ben yasa filan tanımam  ne yaparsam yanıma kar kalır”  mantığı ile  toplum üzerinde baskı uygulamaya kalkarlar. Bu baskılar  yasa tanımazlıklar,haksızlıklar  bu çevrelere desteği sürdüğü  dönemde devam edebilir.

Fakat gün gelir, devran döner, hakikatler  bir bir ortaya  çıktığında  bu kişiler  toplum içinde izole olur   itibarlarını yitirir. Bıraktıkları  kötü miras çocuklarına da hayatı zehir eder .

Onun için günlük imkanları fırsat bilip bazı güçlü çevrelerin peşine takılarak kendini güçlü sanmak  ona buna caka satmak  çıkar yol değildir.

Geçmiş yılları hatırlayanlar bu yolu tercih edip  birilerini himayesiyle toplumda baskı oluşturanların, bu güç ortadan kalktıktan sonra  ne duruma düştüklerini  hatırlarlar.

İnsanların  dokuz  köyden kovulmasına çanak tutanlar onlara  hakaret yağdıranlar güçlülerin arkasına sığınanlar bir gün kovulanların kendileri olabileceğini unutmamaları gerekir.

--------------------

ÖZLÜ SÖZ

Nefreti nefretle değil nefreti sevgiyle yok etmek hünerdir.

 ESKİ YUGOSLAV ATASÖZÜ

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.