27 Mayıs devriminin olduğu yıl(1960) Çanakkale Öğretmen Okulunu bitirip öğretmen olmuştum.

Kırklareli-Vize köylerinde dört yıl öğretmenlik…Ve yeniden öğrenciliğe dönüş… (İstanbul Eğitim Enstitüsü Eğitim Bilimleri Bölümü).

Orada yardımcı dal olarak Türkçe’yi seçince tanıdım  Behçet Necatıgıl’i. Hacamın ünlü bir ozan olduğunu biliyordum. Çünkü ders kitaplarında şiirleri vardı. Ortaokulda  ozan Uluğ Turanlıoğlu, Öğretmen Okulunda Ozan Mehmet Aydın, hocalarım olmuştu.Mutluydum bu hocaları tanımaktan. Bir bakıma şanslıydım da denilebilir. Çünkü, içimde şiire karşı büyük bir ilgi ve sevgi vardı. Hele bir ozanı yakından görebilmenin bir başkalığı ve ayrıcalığı vardı.Anca, şiiri çok sevmeme karşın henüz bir netlik yoktu,Eğitim Enstitüsü öğrencisi olup, Necatigil’i tanıyınca: kişiliğine ve ozanlığına  hayran kalınca … “İşte ozan dediğin  böyle olur” dedirten bir yapısı vardı.Öğretmenliği de öyleydi. Arkadaş gibi olmuştuk kısa zamanda.Günümüz şiirinin özelliklerini, ve güzelliklerini ondan ve o yıllarda öğrenmiştim.Manzume anlayışından, şiirin özgürlüğüne varan… yaklaşımlarıyla,günümüz şiirini tanıtmış ve sevdirtmişti bize. Şiir yazma çalışmalarım böylece yeniden alavlenmişti. Şiir yazma denemelerim artık bir başka türlüydü.

Bir gün Necatigil’in dersindeyiz. Arkadaşlardan biri bana, şir yazmaya çabaladığım için olacak; Behçet diye seslenmişti. Hocam da duydu bunu. Eyvah çok sevdiğimiz Hoca’mızı kızdırdık galiba, diye kuşkulanırken, O hoş görülü yaklaşımıyla devreye girdi “Behçet’le Necdet “ uyaklı zaten dedi. Gülüştük ve olay kapandı.

Okul bitti sonunda. Ve ben Balıklı Göl’ün oralarda  (Şanlıurfa) buldum kendimi. Kısa bir süre sonra,  becayişle  (karşılıklı yer değişme) Kastamonu Göl Öğretmen Okulu….

Okul, kent dışında eski köy enstitüsünden kalma bir yapıdaydı.Bu nedenle bol bol okuyordum. İstanbul’a yolum düştükçe Hocama uğrardım. Beni yanına alır, zamanı varsa, uzun uzun konuşurduk. Üstelik çayları da ısmarlatrdı.

Dört yıl sonra Edirne’ye atanınca kitaplaşmalarve mektuplaşmalar… Ve işte bana gönderdiği iki mektuptan dikenine gül açtıran anılarda anıtlaşan mektuplarından biri. Şiirlr uğraşanların ilgiyle okuyacakları 4 şubat 1976 tarihli mektup:

Sevgili Necdet  Tezcan,

Mektubunu az önce aldım, sevindim.Bir kahvede bir arkadaşı beklerken yazıyorum bu satırları.Hemen şimdi yazmazsam kalır, bir daha da yazamam.Cevapları böyle ertelenmiş, o yüzden yazılmamış nice mektuplar vardır. Çantamda  bu kağıt olduğu için buna yazıyorum. Şu anda nerede bulayım başka kağıt.

Gönderdiğin iki şiiri okudum. “Hangi gerçek” fazlalıklarına rağmen iyi bir şiir. Yani çağrışımlara elverişli ve bir duyarlığı aktarmasını biliyor.Hep böyle yazabilsen ustalaşman gecikmez sanırım.

Mesele konuda değildir,anlatış biçimindedir, teknikte yani Kelimelerin seçilmesinde ve istifte. Bütün iyi şiirler  biçim bakımından sağlam  olan şiirlerdir. Bunu sağlamalısın

Dergiler azaldı. Türk Dili, Varlık,Hisar, Bunlar dışındakiler , ilk ikisi dışındaki dergiler sanattan başka doğrultularda oldukları için gelmez sana.Yerel gazetelerde yayınlanması şiirlerinin çok iyi. Şiir iyi olunca kendini  nasıl olsa belli eder.Hem bu, senin için bir stajdır. Moda olanın dışında kendi sesini bulabildiğin  anda sorun çözülmüş olur. Yeter ki içindeki ateş sönmesin.

Sonra şu da var: Her şair kendi yolunu kendi açar, taşlarını kendi döşer. Zahmetli bir iştir, ama terlemeye değer

 “Daktilo” şiirimin yorumunu bende okudum. Ustaca bir açıklama. Soruyorsun: ‘Bir şiir yazarken bu kadar düşünüyor musunuz?’ Şiir büyük yatırım ister. Bizim üzerinde düşünmeye gerek görmediğimiz, bizde çağrışımlar yaratmayan, bizi imtihana çekmeyen, terletmeyen şiirler… Bunlar bir şey kazandırmaz bize.

Sana ‘Kareler Aklar’ı gönderiyorum.Hoşçakal!

B. Necatigil

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.