Bu günkü köşe yazıma bu konuyu seçmemin nedeninin birilerine sitem etmek veya kendimle ilgili bir gücenikliği dile getirmek anlamı taşımadığını bilmenizi isterim ve yanlış anlaşılmamasını dilerim.

Çünkü o kadar fazla dost ve arkadaşımın ilgi ve alakasına mazhar oldum ki;mavevi yönden ummadığım bir zenginliğe ulaştım rahatsızlığımda.

Sadece olması gerekenleri dile getirmek adına böyle bir konu seçtim.

Dost ve Arkadaş kime denir? sorusunu BAKİ'ye sormuşlar ve şu cevabı almışlar;"Bir kişi başka birisi ile tanıştıktan sonra çıkar amaçlı görüşmeyi sürdürüyorsa arkadaştır.Ama sadece beraber zaman geçirmekten keyif aldığı için görüşüyor ve ona sırlarından bahsediyor ve çok az kimseye anlattığı yada kimseye anlatmadığı şeyleri anlatıyorsa dosttur.Dostluk illa yan yana diz dize olmak değildir.Asıl olan can cana kalp kalbe olmaktır."

Sosyal Medya adı verilen sosyal paylaşımlarda bu konuda o kadar fazla sözler ve açıklamalar var ki;okuyup analiz ettiğinizde hayatınızdaki dostları ve arkadaşları daha iyi anlayabiliyorsunuz.

Aslında dostluk ve arkadaşlığın derecesini en fazla belirginleştiren unsur,arkadaş ve dostu aradığın zaman ve ona manevi ihtiyacın olduğu dönemlerdir.

Bilhassa da hastalık zamanlarında ve başına bir felaket geldiğinde dost ve arkadaşı tanımak hatta sınava tabi tutmak en gerçekçi süreçlerdir.

"Ben gülerken benim yanımda olacağına,ağlarken dizimin dibinde olsaydın ya"diyen bir şair ne kadar doğru söylemiş.

"Dostuna iyi günde değil,kötü günde not ver"diyende doğruyu söylememiş mi?

İnsanların en fazla dosta ve dost kabul ettiği insanlara ihtiyacı olduğu zaman hastalıklarla mücadele ettiği günlerde veya başına bir felaket geldiği anlarda artar ve aranır.

Onun için hasta ziyaretleri,bırakın ziyareti bir telefon ile hatır sormak bile insanın moral motivasyonunu zirve yapmaya yetiyor.

Tersi olduğunda ise Mod düşmesi yaşıyor.

Allah hiç kimseyi hasta edip dost aratmasın inşallah.

Hayatımda bu konulara dikkat eden biri olduğumu zannediyorum.

Gençlik yıllarımın geçtiği Meriç İlçesinde benim yaşadığım dönemleri bilenler bilirler.

Hastalara,cenazelere,hatta mezara indirecek kişisi olmayanların mezara indirme görevini dahi yerine getirmeye çalışan biriydi Melih Hoca.

Edirne'deki görevim sırasında Öğretmen arkadaşlarımdan Ahmet Şenyurt abim,Cemal Kaygan ve Şeref Balkan arkadaşlarım bu konulara hassasiyet gösteren kişi olarak tanıdığım dostlarımdı.

Hayat bu işte.

Her şey insanın başına geliyor ve mutlaka da bunları yaşıyor.

Önemli olan iyi güzel ve sağlıklı günlerde dost kabul edilen, arkadaş olarak görülen insanları,dosta ve arkadaşa ihtiyacı olduğu Hastalık ve acı günlerinde de hatırlamak ve hiç değilse bir iletişim aracı ile moral verici sözlerle hatırlamaktır.

Beş yıl önce yaşadığım Kalp ile ilgili rahatsızlığımın yeniden nüksetmesiyle problemler yaşadığım şu dönemde gerek telefonla,mesajlarla,sosyal medya aracılığı ile arayıp soran ve benim moral motivasyonumu arttıran dost,arkadaş ve kardeşlere teşekkürlerimi ve minnet duygularımı ifade etmek isterim.

Yüzlerce vefalı dost ve arkadaşlarımın mesajları benim sağlığıma kavuşmamda en önemli etken olan Moral motivasyonumu da arttırdı tabii ki.

Yazımı sitem etmeden paylaşmak kararımı uygulayamadım ama kimseye kırgınlık ve küskünlüğüm yok buda biline.

Hoşça ve Dostça kalın...

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.