Yer yuvarlağımız olan dünya son yıllarda doğal felaketlerin odağı oldu. Söz de değil özde oldu hem de Sosyal felaketler bir yanda , doğallar başka yanda.

Yani mavi gezegenimizin doğallığı insanlarca yok edilme yarışında.

1. ve 2. Dünya savaşları sonraki paylaşım kavgaları… Yerle bir olan emekler. Atom ve hidrojen bombalarının yok ettiği canlar ve kısırlaştırılan doğa.

Zaten, ne olduysa ondan sonra oldu. Radyasyonun etkileri yaktı kavurdu ortalığı.

Ardından yanardağlar patlamaya, Çernobil faciası sonra ve yayılan üstelik kolay kolay yok edilmeyen, edilemeyen zehirli gazlar. Radyoaktif sızmalar.

Ozon tabakası incelmeye başlayınca öteki felaketlerle bütünleşip gezegenimizin dengesini bozma konusunda maratonu başlatmış oldu.

Sonra sonra dev buz dağları ve iklimler değişmeye başladığının hesapları ve belirtileri.

Şu dünya var ya aslında, şu dünya. Hem çok büyük ve akıl almaz; Hem çok küçük, akıllanmaz.

Konu başlıkları böyle olunca gelsin alt ve asıl konuyla ilgisi olmayan alt başlıklar.

Bir deneme yapalım ve alt başlıkları verelim: Haminne-klozet kapağı-haram- param-… Sıra soruya geldi şimdi. Hangi gezegende yaşam vardır.

Haydee, bu ne perhiz, bu ne lahana üflemenin tam yeri ve zamanı.

Olsun ama , yarışma işte. Ucunda para da var. Beleşten köşeyi dönmenin kolaylığı varken ne uğraşacaksın aretliğim.

Paranın gücüne ve cazibesine dayanan bu tür yarışmaları izlesem bile, sevmiyorum. Milyarların, trilyonların cazibesine kapılanların ya da bunu meslek haline getirenlerin olduğu yerde akıllı adamın işi ne? Bu kazançlar resmen haksızlık. Bir ay emek veren ve çalışanlara al sana asgari ücret, yarışmaya katılıp kazaen bile olsa (Çünkü bu ve benzer yarışmaları kolay kolay kazandırtmazlar. Dizaynı öyle hazırlanmıştır çünkü).

Oldu mu bilmiyorum ama bunlar ve yandaşları da sosyal dengeyi doruk- uçurum konumuna sokar.

Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde görülen ya da yaşanan patlamaların ve karmaşanın özündeki nedenler bir fal baktırın, göreceksiniz, kanımca; kasılınca.

Güney-Doğu Asya’da görülen son depremlerin ve tsunami olayının insanın canını ve emeğini süpürüp attığını bir süre önce yaşamıştık

Can ve mal zararının ölçülemeyecek boyutlarda olduğunu görüntülerde yaşamıştık.

Bu büyük yıkım olayı sonunda Japonya’ya sıçradı. 8,9luk depremle sarsılan ülke tsunaminin dev dalgalarıyla tam bir kıyamet gününü yaşadı. Ne denli sürecek olağana dönmek, o da belli değil.

Bu felaket Marmara Depremini akla getirdi. Önlemler… Ne önlemi canım; kaderde ne varsa o olacak! Diye düşünenler…

Son günlerdeki yapancı paraların arştı ve enflasyon aldı başını gidiyor. Aşırı fiyat artışları da insımızı şaşkına çevirdi. Yani ekonomik düzensizlik can yakmakta

güçlere inat yapılman . Onlara göre önlem gerekir. Doğayla kapışmak yerine onunla uyum içinde olmak… Bütün sorun bu galiba!...

İM(para)TORLAR

Gözlerinde aşık sarısı renklerle

Tabanları yalayan im(PARA)torlar

Yine dieümende

Göçe ne kaldı söylencesi dilim dilim

Kuytularda sümen altı bekleyen talan

Kandırıkçı soylu ve yalan dolan

Kaçaklar gemisinde şok harami

Işığa karanlık ekecek elinde olsa

İşi emeği bir yana ittik işimiz işte

Bir bez parçasına keçi inadı

Son yarışta daha önde geriye koşan at

Sindirmek kolay değil ötesi yudumları

Dolduruşa gelmeyen Türkiye adlı kız

Vizeli N. T

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.