ALKOL KULLANAN KADINLARDA MEME KANSERİ RİSKİ ARTIYOR!

1-31 Ekim Meme Kanseri Bilinçlendirme Ayı kapsamında açıklama yapan Trakya Meme Hastalıkları Derneği Başkanı, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Bölümü Öğretim Üyesi ve Özel Trakya Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Atakan Sezer, “Günde bir ünite alkol alan kadınlarda yüzde 10, vücut kitle indeksinde 5 kg/m2 artış yüzde 12 oranında meme kanseri yakalanma riski artarken; günde 20 dakika spor yapan kadınlarda yüzde 25 risk azalmaktadır.” ifadelerini kullandı.

ALKOL KULLANAN KADINLARDA MEME KANSERİ RİSKİ ARTIYOR!

1-31 Ekim Meme Kanseri Bilinçlendirme Ayı kapsamında açıklama yapan Trakya Meme Hastalıkları Derneği Başkanı, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Bölümü Öğretim Üyesi ve Özel Trakya Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Atakan Sezer, “Günde bir ünite alkol alan kadınlarda yüzde 10, vücut kitle indeksinde 5 kg/m2 artış yüzde 12 oranında meme kanseri yakalanma riski artarken; günde 20 dakika spor yapan kadınlarda yüzde 25 risk azalmaktadır.” ifadelerini kullandı.

Emre SEDEF
Emre SEDEF
19 Ekim 2020 Pazartesi 09:38
ALKOL KULLANAN KADINLARDA MEME KANSERİ RİSKİ ARTIYOR!

Trakya Meme Hastalıkları Derneği Başkanı, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Bölümü Öğretim Üyesi ve Özel Trakya Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Atakan Sezer, 1-31 Ekim Meme Kanseri Bilinçlendirme Ayı kapsamında, meme kanseri ile ilgili bilinmesi gerekenleri anlattı. Günde 1 ünite alkol kullanan kadınlarda meme kanseri görülme riskinin yüzde 10 arttığını belirten Prof. Dr. Sezer, günde 20 dakika spor yapan kadınlarda ise riskin yüzde 25 oranında azaldığını söyledi.                                      

“70 YAŞINDA HER 8 KADINDAN BİRİNDE GÖRÜLMEKTEDİR”

Prof. Dr. Atakan Sezer, meme kanseri hakkında bilgiler vererek, “Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türü olup, kansere bağlı kadın ölümlerinin de en sık nedenidir. Çoğunlukla memenin süt kanalları ve süt keseciklerinden gelişen meme kanserinin en önemli bilinen sebebi kalıtımsal yatkınlıktır. BRCA, PTEN, STK11 gibi meme kanserine yatkınlık yaratan genlere sahip kadınlarda, ki bunlara meme kanseri yüksek riskli genler denir, meme kanseri gelişim riski artar. Ayrıca ailesinde meme kanseri olan kadınlar, göğüs duvarına ışın tedavi almış kadınlar, daha önce meme veya yumurtalık kanseri geçirmiş veya meme hücrelerinin düzensiz çoğalması diye tanımlanabilecek lobüler ve Duktal karsinoma in situ hikayesi olan bireylerde geç veya hiç doğum yapmamış, erken adet ve geç menapoza girmiş, obez, dışarıdan östrojen hormon tedavisi almış kadınlarda meme kanser gelişme riski artar. Meme kanseri 70 yaşında her 8 kadından birinde görülmektedir. Kilo alımı, alkol kullanımı, hareketsiz yaşam, östrojen içeren doğum kontrol haplarının kullanımının arttığı günümüzde, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de meme kanseri sıklığı artmaktadır. Ülkemizde 2018 yılında 22 bin kadına meme kanseri tanısı konmuşken yapılan değerlendirmeler ve artış hızı hesaplandığında 2040 yılında kadınlarda yüzde 46’lık artışla 32 bin üzerinde meme kanseri görüleceği öngörülmektedir. Meme kanseri görülmesi yaş ile birlikte artmaktadır. Ortalama kanser görülmesi 60 yaşlardan sonra artmakta olup 70’li yaşlarda yüzde 12 iken bu oran 30’lu yaşlarda yüzde 3’tür.  Memede kitle, meme başından kanlı akıntı, meme ucunun içeri çekilmesi, meme cildinde damarlarda artış, portakal kabuğu görünümü, meme başında pullanma ve yara gelişimi, koltuk altında kitle gibi şikayetler meme kanserinin en sık görünen bulgularıdır. Bu belirtilerin bir veya birkaçı meme kanserinin belirtileri olabileceği için kadınlarda görüldüğünde bir meme cerrahına başvurulmalıdır. Meme şikayetleri ile gelen bir kadın meme cerrahı tarafından öncellikle şikayetlerinin hikayesi, hastanın özgeçmişi, ailesindeki hastalıklar, kullandığı ilaçlar gibi bilgileri aldıktan sonra muayene kısmına geçer. Meme ve bölgesel lenf bezelerinin muayenesi sonrasında kadının yaşına göre radyolojik görüntüleme yöntemleri ile memenin filmleri çekilir. Ultrasonografi, mamografi, manyetik rezonans mamografi gibi yöntemlerle meme kanseri bulgularından şüphelenilen kadında doku örneklemesi yapılır. Doku örneklemesi bir başka değişle biyopsi yönteminde en tercih edilen yöntem radyoloji eşliğinde kalın iğne biyopsisi ile şüpheli dokudan  örnek alınmasıdır. Alınan doku meme patologları tarafından özel işlemlerden geçirilerek tanı konur.” ifadelerini kullandı.  

“TEDAVİ KONUSUNDA BİRÇOK GELİŞME OLMAKTADIR”

Meme kanserinin tedavisi hakkında da açıklamalar yapan Prof. Dr. Sezer, “Meme kanseri tanısı almış bir kadın hastalığın evresi ve tümörün biyolojik davranışlarına göre tedavisi planlanır. Üçlü negatif diye adlandırılan veya lokal ileri evre meme kanseri kadınlar cerrahi öncesi kemoterapiye yönlendirilirken erken evre meme kanseri kadınlarda cerrahi önceliklidir. Gerek cerrahi gerekse meme onkolojik tedavisinde son yıllarda birçok gelişme olmaktadır. Meme kanser hücrelerine etkin ve sağlam dokulara daha az zarar veren hedefe yönelik ilaçlar veya immunoterapiler ile meme kanserine karşı savaşta son yıllarda yeni cepheler kazanılmaktadır. Günümüzde meme cerrahisinde önemli amaçlardan bir tanesi kadının meme kanserinden kurtarılması iken diğer taraftan kadının vücut bütünlüğü ve meme estetiğinin korunmasıdır. Meme kanseri nedeni ile tüm memenin alınması gerektiği durumlarda dahi artık gerek kadının kendi dokularından gerekse implant (silikon) ile yeni meme yapılabilmektedir. Memesini kaybetmeyen kadın kanser tedavisi esnasında daha moralli ve hayata bağlı kalması sadece estetik bir beklentinin ötesinde artık meme cerrahları tarafından tıbbı bir zorunluluk olarak görülmektedir.” şeklinde konuştu.  


“SPOR YAPAN KADINLARDA RİSK YÜZDE 25 AZALIYOR”

Prof. Dr. Sezer, günde 20 dakika spor yapan kadınlarda meme kanserine yakalnma riskinin yüzde 25 azaldığını belirterek, “Kadınlarda günümüzün vebası olan meme kanserine yakalanma riski bir takım hayat tarzı değişiklikleri ile  azaltılabilir. Günde bir ünite alkol alan kadınlarda yüzde 10, vücut kitle indeksinde 5 kg/m2 artış yüzde 12 oranında meme kanseri yakalanma riski artarken; günde 20 dakika spor yapan kadınlarda yüzde 25 risk azalmaktadır. Kilo verilmesi, bitkisel kaynaklı yağlarla ve Akdeniz usulü beslenme, alkol alımının kısıtlanması, spor yapılması meme kanseri gelişme riskini yüzde 30-40’lara varan oranda azaltabilmektedir. Her ay kendi kendine meme muayenesi, 40 yaş sonrası yıllık mamografi ve meme cerrahının muayenesi ile meme kanseri erken tanı konabilir. Erken tanının hayat kurtardığını unutmalıyız. Meme sağlığı kendi elimizde iken farkında olmak sağlıklı olmamızı sağlayacaktır.” dedi.

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.