Sanatkâr olmak ayrıcalıklı bir şanstır.
En büyük sanatkâr hiç tartışmasız yüce Allah'ın kendisidir.
Yüce Allah kendi uhdesinde olan sanat zenginliğini biraz da torpilli olarak yarattığı seçkin kullarına dağıtmıştır.
Sanat, denince hiç şüphesiz sayabileceğimiz çok sanat kolu vardır. Ancak; bu sanatların en önde geleni Edebiyat, Resim ve Müziktir. Bu dallarda dünyaca tanınmış nice isimler vardır. Ülkemizde yetişen sanatkârları saymaya kalksak dahi sayfalar yetmez. Konuyu Edirne'ye indirgeyelim.
Edirne'de kendi dallarında isim yapmış ne yazık ki çok sanatkâr ismini sayamıyoruz. Bugün tanıdıklarımız arasında; Heykeltraş İlhan Koman, Şehit Ressam Hasan Rıza ve devamında Allah ömürler versin Ressam Tayyip Yılmaz, Merhum Şair Uluğ Turanlıoğlu ile müzik dalında Klarnet üstadı Deli Selim ile Macır İbrahim'i sayabiliyoruz.
Beste alanında ise ne yazık ki Edirne kökenli çok ismi sayamıyoruz. Birkaç isim olsa da bunlar, Edirne'de çok az yaşamışlardır. Mezarı Edirne'de olan bestekârımız ne yazıkki yoktur.
Beste dalında günümüz Edirne'sinde ismi en çok geçen sanatkâr Beyazıt Sansı'dır.
Şiirlerini de kendisinin yazdığı 100'e yakın eser bestelemiştir.
Bu eserlerin en önde geleni hiç tartışmasız Kırkpınar Marşı'dır.
Ancak ve ne yazık ki Beyazıt Sansı Hoca, yazıp bestelediği bu eser ve eserlerin karşılığında hak ettiği ilgi ve saygıyı yetkili makamlardan görmemiştir.
Özellikle Kültür Bakanlığı ödül yönetmeliğinin Beyazıt hocaya tanıdığı ödülü Ak Parti iktidarı, partizanca düşünceleri doğrultusunda vermemiştir.
Ve yine Kırkpınar Marşı'nın taş kitabesinin Sarayiçi'ne dikilmesinin sözünü veren Belediye Başkanımız Recep Gürkan, bu konuda verdiği sözü tutmamıştır.
Aynı şekilde Beyazıt Sansı hocanın yazıp bestelediği ve kendi dalında tek olan ''Muhammes-i Selimiye'' isimli eseri de şehrimizde kurulu SELİMİYE VAKFI ile MİMAR SİNAN VAKFI tarafından ilgi görmemiştir.
Sözü bağlıyorum: ilgili ve yetkili makamlar sanat ve sanatkara hak ettikleri ilgiyi göstermiyorlarsa o beldede sanatın yeşermesi ve sanatkarın yetişmesi zor olur. Hatta imkansız olur.
Edirne'de böyle bir yerdeyiz.
