“Edirne’de Yaşayan Vizeliler Geleneksel Tanışma ve Dayanışma yemeği” Pankartta böyle bir ifade vardı ve müzik yayının yapıldığı yere asılmıştı.

Vize deyince insanın yüreği hopluyor. Çünkü ben de Vize’de doğdum. Gençliğim ve çocukluğum orada geçti. Böyle bir çaba ilgimi çekince o rüzgar bizi de Sivrikaya tesislerine sürükledi. Günlerden 17 kasımdı. İşte o gece Edirne’de yaşayan Vizeliler bir araya geldik.

Vizemiz göç veren bir ilçe . 50-60 yıl önce , yani biz ilkokuldayken. Nüfusu beş bin dolaylarındaydı. Bu günse 13 bin, dolaylarında.

Tanışma ve Dayanışma Yemeğine gelenler saymadım ama yüz kişi vardı sanki. Gelmeyenler, gelemeyenler de olabilirdi.

Müzikle açılış yapıldı. Anca daha önce organizasyonu düzenleyen dostlar, kısa ve etkili konuşmalarıyla gündeme geldi. Yakın ilgi ve içtenlikleriyle göz doldurmuştu.

Müzik başlar başlamaz, yemekler de yenmeye başlandı. Yeni dostluklar, , tanışmalar, söyleşiler gündemdeydi artık. O bitimsiz Vize poyrazı o gece de baş köşedeydi. Ama sert ve soğuk değil ılımanca bir esintiyle ilçemizi anımsatıyordu.

Sonra kısa ve öz olarak herkes tanıtıldı. Sıra bize Vize’nin doğal ve sosyal güzelliklerinden söz ettim. Vize Haber Gazetesinden ve biz ortaokuldayken Türkçe öğretmenimiz Uluğ TURANLIOĞLU nu tanıttım ve onun Vize şiirini okudum:

VİZE

Yalçın kayalar üzerinden ovaya doğru,

Sarkan bir billûr avizedir.

Ve yeşil yapraklar arasından,

Bir çift mavi göz misali

Kalbime damlayan yeşil Vize’dir

Yıkık surların altında anılar,

Benimle beraber nefes almaktadır.

Yorgun gözlerim bu diyarda,

Yıllar önce yaşanmış,

Rüyalara dalmaktadır.

Vize dedikleri bu şirin ilçenin,

Ovası dümdüz, sokakları yokuştur.

Rüzgarları hırçın, güzelleri candır.

Sarı açan, yeşil kokan ormanlarında,

Bahar mavi, ümit yeşil bir kuştur.

Denizler ötesinde de güzel, güzelmiş vatan.

Size Vize’yi nasıl, nasıl anlatsam.

Çanakkale yosun, Edirne gül kokar

Vize’de deste deste karanfildir akşamlar

Bu yemyeşil diyarı bilmem nasıl anlatsam.

Yüksek yamaçlardan Ergene’ye doğru

Renkler dökülmüş, yeşiller açmış zaman.

İşte çadırlar önünde sohbette Traklar.

Sanki yakında bir zafer muştusu var.

Denizler ötesinde de güzel, güzelmiş vatan.

Uluğ Turanlıoğlu

 (Bir Edirne Armağanı) kitabından

Edirne’de Ayhan Tunca dostumuz Çıkardığı YÖRE Dergisi’nin 80. Sayısını Vizeye ayırmıştı Bilmem Vizelilerin haberi olmuş muydu? Derginin kapağında. Vize’yi özetleyen deyişler var. Şöyle:KALEKENT, BAŞKENT,MÜZEKENT, VİZE

Şimdi bir de Uluslar arası alanda “Sakin Kent” ünvanını kazanmış durumda.

Ayrıca Anfi Tiyatrosu, Dupnisa Mağarası. Küçük Ayasofyası, kaleleri,tarihi ve Coğrafyası ve 30 dolaylarında köyü ile turistik bir ilçe oldu. Ihlamurlarıyla, Istıranca ormanlarıyla serinliği arayanlar için bir dünya cenneti.

Deniz yok sanmayın. Kıyıköy, İğneada, Çamlıkoy..Karadeniz’in serpiştirdiği diğer koylarla görmek isteyenleri bekler.

Yani Vize artık turistik bir kent. “Ne size, ne bize” değil hepimize. İster dışında yaşayın, ister içinde… Ona hizmet kutsal bir görevdir, kanımca.

Böyle bir buluşmayı sağlayan emeği geçenlere , candan ve içten teşekkürler. Dernekleşme aşamasında başarılar diliyorum, bir Vizeli olarak.. Vizeyi sevenleri göreve davet ediyorum…

--------------------------------------------------------------------------------------------------------

Edirne Milletvekilimiz- ERDİN BİRCAN’nın vefatı nedeniyle başsağlığı dileklerimi iletiyor; Yakınları ve sevenlerine sabırlar diliyorum.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.