İzmir Büyükşehir Belediye başkanı Tunç Soyer, her doğan çocuk için bir fidan kampanyası başlatmış.
Ne kadar güzel, genç nesil ektiği o fidanlarla birlikte büyüyecek.
Onlarda yeni neslin fidanları olarak boy atacaklar.
Ekilen fidanlara doğan bebeklerin adı yazılacak.
Daha sonraki yıllarda bu fidanlıkları ziyaret ettikçe “ Bu benim fidanım benimle yaşıt” diye gurur duyacaklar..
İzmir Belediye Başkanı Soyer’i bu güzel girişimi için kutluyorum.
Edirne Belediye Başkanımız Recep Gürkan’da doğayı seven ve bugüne kadar yaptığı hizmetlerde bunu kanıtlayan bin belediye başkanı.
İzmir belediyesi örnek alınarak, Edirne’de de böyle bir uygulama yapılamaz mı?
Edirne’de buna uygun bir fidan dikilecek yer bulunup doğan bebekler için aileleri buralara birer fidan dikmesi, bunun bebek fidanlığı olarak gelişip yeni bir yeşil alan oluşması Edirne için ne kadar güzel olur.
Belediye Başkanımızın İzmir’in uyguladığı benim de bu satırlarımda gündeme getirdiğim öneriyi dikkate alacağını umuyorum.
------------------------------------------------------------------------------------------------
FİDAN YETİŞTİREN FİRMALAR DA BUNA DESTEK VERMELİ
Yeni doğan bebeler için oluşturulacak fidanlığa Edirne’deki fidan yetiştirici yapan firmaların da destek vermesi ile bu daha büyük anlam kazanır.
Diyelim ki, bir fidanın tarafından satış değeri şu kadar lira, bu fidan bebeklerin bahçesine dikildiğinde fidanlık firmaları satış fiyatlarında makul bir şekilde indirim yaparak bu kampanyaya destek vermeleri ile Edirne için yararlı bir hizmet yaparlar.
Edirne Belediye başkanımızın bu konuda önderlik yapması, diğer il ve ilçeler için de örnek oluşturur.
Kentin uygun bir yerinde kurulacak bebek fidanlığı Edirne’ye ayrı bir güzellik kazandıracaktır. Bu önerimi yetkililere duyurmak istedim.
--------------------
İLKOKUL ÖĞRENCİLERİNE SÜT VERİLMESİ GEREKMEZ Mİ?
Anaokulu ve İlkokul öğrencileri sabahın köründe uykulu gözlerle yatağından kalkıp okullarına gidiyor.
Her nedense bu saat ayarlama işine yetkililer bir düzen getiremediler.
Sabah uykusu çocuklar için çok önemlidir.
O saatlerde onların uykusunu bölmenin ne kadar zor olduğunu ancak yavrusunu erken saatte okula yetiştirmeye çalışan veliler bilir.
Bu saatte kalkan öğrencilerin çoğu kahvaltı yapmadan okullarına gidiyor. Onlar bizim geleceğimiz, ülkemizin geleceğini onlar oluşturacak.
Bu yavrularımıza sabahları sut verilmesi gerektiğinde yanında yiyecek bir şeyleri verilme imkanı olamaz mı?
Bu konuda girişimler ve söylemler olmasına karşın yavrularımıza bu imkan bir türlü sağlanamıyor.
Bu konuda mahalli yönetime oda ve demokratik kuruluşlarımızın bu arada devletimizin de katkısıyla çocukların en önemli gıdası olan, sağlıklı gelişmesine büyük katkı sağlayan süt verilme imkanı sağlanabilir.
Özellikle dar gelirli ailelerin çocukları beslenmede yeterli olmadığını okullara gittiğinizde görebiliyorsunuz.
Aç karınla okula giden çocuğun kantindeki yiyeceklerle karnının doyurması yeterli olur mu.?
Eğitim kurumlarımızın sorumluları bu konuya önem vermeli.
Eğitim için gündeme getirdikleri birçok projenin yanında öğrencilere süt verilmesi imkanlarını da gündeme taşımalı.
Aç karınla ve yeterli besin almadan okula giden çocuktan eğitimde nasıl verim beklenir.
----------------------
ATMA BAŞKAN DİN KARDEŞİYİZ
Bu sözcüklerden oluşan bir özdeyişimiz vardır. Desteksiz atanlar yapamayacağı işlerin vaadinde bulunanlar için böyle söylenir.
Her nedense bugüne kadar siyasilerimizden çokça işittiğimiz bu gerçeklenmez vaatlere şimdi de sendika yöneticilerimiz katıldı.
Türk İş Genel Başkanı Ergün Atalay,asgari ücret için kendince bir sınır belirledi. Eğer bu ücret verilmediği takdirde masaya oturmayacağı vaadine bulundu.
Bu gerçekten önemli bir iddia.
Dilerim, başkan bir önceki yılda olduğu gibi açık mikrofon azizliğine uğramaz .
Verdiği sözün arkasında durur.
Türk İş Başkanı Atalay iddiasını o kadarla bırakmadı.
Eğer ücret konusunda istedikleri yerine gelmezse bir milyon üç yüz bin emekçiyi meydana çıkaracağını söyledi.
Bu istisnasız tüm sendika üyelerini hak araması için meydana çıkarmak anlamına geliyor.
Bu iddiası günümüz şartları dikkate alındığında ilk talebinden daha önemli .
Başkanının bu iki talebinin de yerine getirilmeyeceği konusunda genel kanı var.
İşçilerin bu ücret talebi karşısında ekonomik durum ülke şartları gibi gerekçeler devlet yetkileri tarafından öne sürülüyor.
Bu ekonomik şartlarda Türk İş Genel Başkanının bu iddialı sözleri havada kalabilir.
Temennim o ki, Başkan sözünün arkasında durur sonuna kadar savunucusu olur taviz vermez , verilenle yetinmez.
Gerçekleştirme sözü verdiği rakamın oluşmasına katkı sağlar.
Türk İş Genel başkanının talebi olan ücret de aslında yoksulluk sınırında bir ücret.
Dilerim işçilerimizden, asgari ücretin çıkmasını bekleyenlerden bu ücret esirgenmez.
Başkanın bu çıkışının yaklaşan genel kurul beklentisinden de kaynaklandığı , yeniden koltuğunda kalmak için bu vaatlerde bulunduğu yolunda iddialar da var.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------
FIKRA
Akıl sağlığı pek yerinde olmayan adam, gişeden bir bilet alıp içeri girdi. On dakika sonra dönüp bir bilet daha aldı.tekrar biletçinin yanına geldi.
Bir on dakika sonra yine bilet aldı.
Gişe görevlisi kendisine , "Artık bilet istemeyin. Daha fazla veremem. Karaborsanın cezasını biliyorsunuz sanırım” dedi
Adam:
“ Ne karaborsası?”
“ Durmadan bilet alıp , biletleri içerde yüksek fiyatla satıyorsunuz belli ki”
Adam biletçiye:
“ Delirdin mi sen?” dedi
“ Tabii bilet alacağım çünkü biletimi alıp tam içeri giriyorum, delinin biri biletimi alıyor ortasından yırtıyor. Haydi. Ben de geri dönüp yenisini alıyorum”
---------------------
KISSADAN HİSSE.
PAŞA OLAMAZSIN DEMEDİM, ADAM OLAMAZSIN DEDİM
Bu deyim okumanın rütbe ve makamın ya da paranın insanı olgun medeni insan yapmayacağını belirtmek için” Ben sana paşa olamazsın demedim, adam olamazsın dedim” ibaresi kullanılır.
Bu sözlerin hikayesi şöyle:
Bir baba oğlunun sorumsuz ve gamsız haline bakarak,oğluna “ Sen adam olamazsın” diyormuş.
Çocuk azmetmiş, okumuş sonunda paşa olmuş.
Uşaklarını gönderip, babasını makamına çağırmış.-“ baba sen bana adam olamazsın diyordun. Bak ben paşa oldum” demiş.
Babası oğlunu baştan aşağı süzdükten sonra:
-“ Oğlum ben sana adam olamazsın dedim, ‘Paşa olamazsın’ demedim.ki..” demiş.
“Sen eğer adam olsaydın babanı ayağını getirmez, kalkıp babanı ayağına giderdin”