20 Yılı aşkın bir süredir devam etmekte olan köşe yazarlığı uğraşımda bu başlık ile birçok köşe yazısı yazdığımı biliyorum.
Çünkü bu başlığın altını doldurmak öyle birkaç yazı yazmakla mümkün olmuyor maalesef.
Bazen kendiniz, bazen de okuduğunuz veya dinlediğiniz bazı kaynaklardan esinlenerek yazmanız gereken konular ile karşılaşabiliyorsunuz.
Tıpkı bu gün olduğu gibi hemen bilgisayarın başına oturup yazmaya başlıyorsunuz.
Edirne bana göre siyasette birçok ile göre çok iddialı, hırslı ve heyecanlı bir İl değildir.
Seçim dönemlerinde her yerde olduğu gibi burada da heyecan ve iddialı günler yaşanır tabiî ki ama bazı illerde olduğu gibi çeşitli olayların yaşandığı, kişilerin birbirini refüze ettiği hatta küçülttüğü boyutlara hiçbir zaman ulaşmaz.
Hele hele son yıllarda bu daha da olgunluk için de geçen yarışa dönüştü diyebiliriz.
Belki de tüm İllerin arzu ettiği bir durumu bir yıllardır yaşıyoruz demektir.
Ne mutlu bize.
Onun için Edirne de partili olmakta aday olmakta çekinilecek bir durum değildir.
Geçenlerde bazı dostlar ile çok uzun olmasa da sohbet etme şansı buldum.
Gazetecilik kimliğimiz nedeniyle hemen siyasete dönüşüverdi sohbetimiz.
Belediyelerin Parti teşkilatları üzerindeki etkileri dile geldi ve bir dost şunu söyledi; “Belediye Başkanları seçim kazanana kadar parti teşkilatlarının emrinde, kazandıktan sonra ise Teşkilatlar Belediye Başkanının himayesinde oluyor”
Hangi Partiden olursa olsun bu yaşanıyor diyerek bunun doğruluğunu ve yanlışlığını tartışmak istediğini söyledi.
Dilimizin döndüğünce bizde fikrimizi ve görüşlerimizi aktardık tabiî ki.
Bir başka kardeşimiz şu anda seçimlerde yaşanmakta olan İttifak durumunun hoş olmadığını, zaman zaman yaşanan olumsuz durumların söz konusu olduğunu ve bir anlamda seçim kazanan Partinin, gücü çok az olmasına karşın kazanmada etken olduğu için İttifak Partisine taviz vermek zorunda olduğunu dile getirerek sohbeti hareketlendirdi.
Bana göre en beğendiğim ve benimsediğim sorunu 3.kardeşimiz dile getirerek hiçbir teşkilatın partisini büyütmek gibi bir derdi olmadığını belirterek İl Genel ve Belediye Meclisi üye adaylarının tespitindeki yanlışlığı dile getirdi.
Şöyle diyor kardeşimiz; “Bir siyasi parti ne kadar üye ve sempatizan sayısını arttırırsa o kadar büyür ve seçim başarısı kazanır. Bu sayıyı arttırmak için Partide görev vermek ve onu siyasetin aktif uygulayıcısı haline getirmek en akılcı işlerdendir. Ama buna hiçbir partide dikkat edilmiyor. Mesela; bir kişi bir dönem Belediye Meclisi Üyesi oluyor, ayni kişi bu kez İl Genel Meclisi Üyesi oluyor. Kardeşim bu insanlar bulunmadık Bursa kumaşı mıdır veya kakasında boncuk mu bulunmuştur. Böyle siyaset olmaz. Bunu yapan partilerde bu görevleri yapacak insan mı yokta ayni kişiler tercih ediliyor? “diye soruyor değerli kardeşim.
Katılıyorum kardeşime.
Bana göre de her Siyasi Partide bu işleri başarabilecek hatta daha iyisini yapacak kişiler mevcuttur ama siyasette her zaman var olan Ahbap çavuş ilişkileri durumu bu noktaya getiriyor.
Tabii ki bunu yaparken de birçok kişiyi kaybetmiş oluyorsunuz..
İnsanlara şans vermek gerekir.
Mesela bir örnek verecek olursam; 2004 seçimlerinde Ak Partiden Belediye Meclisi üyesi seçilen ve beş yıl görev yapan 12 üyenin 11 tanesini 2009 seçimlerinde ayni Başkan adayı listesine koymamıştı.
Yeni isimlerle yola çıktı ve değişik kişilere görev almasını sağladı. Birçok kişi buna kızdı ve küstü tabii ki ama Başkan adayı bir anlamda doğruyu yapmıştı.
Şimdi bazı okurlarım benimde buna tepki gösterdiğimi ve kızdığımı söyleyecektir ama benim tepkim buna değildi ve bunu defalarca yazmama rağmen bazılarına anlatamamıştım.
Benim yanlış bulduğum olay şuydu; Başkan adayı 11 kişiyi silip bir kişiyi listesine almakla 5 yıl sadece bir kişinin verimli çalışma sergilediğini, diğerlerinin buna layık olmadıklarını savunmuş oluyor.
Bu yanlıştı.
Sevabı ve günahı ile 12 Kişi ayni mücadeleyi vermişti.
Başarılıysa hepsi başarılı başarısızsa da hepsi başarısızdı.
Birde bu 11 kişiyi toplayıp bir teşekkür etmesi gerekirken Başkan adayı bunu yapmamıştı ve benim tepkilerim bunlaraydı.
Neyse bu konuyu bir kez daha anlatma fırsatı bulmuş olduğum için mutluyum.
