EDİRNELİYİM DEMEK YETERLİ DEĞİL
Kentimizdeki bazı vatandaşlarımız sadece Edirneliyim diyerek övünmeyi caka satmayı marifet sayıyor.
Kuşkusuz bu kentte doğup büyümek bura yaşamak övünülecek bir durum.
Fakat bunun kente hiç yararı olmadan sözde kalması yeterli değildir.
Ben ilçelerden yıllar önce bu kente geldim .
Beni dahi bu kentli saymayan anlayışa karşıyım.
Bu muhteremlere sormak gerekir.
Sizler uzun yıllardır bu kentte ikamet ediyorsunuz.
Peki bu kent için ne yaptınız?
Hangi hizmeti verdiniz.?
Kentin gelişmesine ne gibi katkınız old?.
Bunlar arasında ekonomik durumu çok uygun olanlar da var. Bu beyler Edirne’ye yatırım yapma yerine sermayelerini bankaya yatırıp geçimini sağlamayı uygun görüyor . Sonra da Edirneli olmakla övünüyor.
Bu kente hiç yararı olmayanların Edirneliyim diye övünmelileri ne kadar Gerçekçidir.
Bu tarihi çağdaş kentli olmak sadece burada doğup büyümekle sınırlı olamaz.
Ben öyle insanlar biliyorum ki, memleketini terk edip Edirne’yi mesken tutmuş. Çalışmış çabalamış halkla bütünleşip iş güç sahibi olup sermayesini bankada tutma yerine işyeri açarak istihdam sağlamış.
Benim için sakız gibi Edirnelilik sözünü çiğneyip bu kente hiçbir yararı olmayan, hatta kendi ilini kötülemekten geri durmayan kişilerden çok daha değerlidir.
” Lafla peynir gemisi yürümüyor” Edirneliler laf üretmeyi bir yana bırakıp bu kentin gelişmesi için el ele vermeli. Sormak gerekir kentimizde istihdam sağlayan kaç Edirne kökenli var?
AİLE ŞİRKETLERİMİZ YOK
Sormak gerek, bugün gerek meslek kuruluşlarımız gerek odalarımız Edirne’nin ticaret ve turizmde gelişmesi konusunda gerekli gayret içinde oluyorlar mı?
Komşu illerimizdeki işyerlerine baktığımızda o ilin aile şirketleri bizden kat kat yüksek.
Örneğin Keşan ilçemizin ekonomik olarak gelişmesinde en büyük etken aile şirketleri olmuştur.
Bizim ilimizde kardeş kardeşe iş gören kaç işletme görürsünüz.?
Sadece İLİMİZE hizmet gelmiyor diye yakınmakla da bir yere varılmaz .
Önemli olan kararlılıkla top yekun hizmet istemesini bilmek bu konuda el birliği yapmak.
Birinin yaptığını diğeri bozuyorsa oraya hizmet gelmez.
Nitekim Edirne yatırımlar ve hizmet konusunda yerinde sayıyor. Bu konuda mahalli yönetimlerden çok meslek kuruluşlarımızın gayret içinde olmaları gerekir.
Şöyle bir araştırın meslek kuruluşlarımız, odalarımız Edirne yararına kaç proje geliştirdiler.
Bu konudaki gayretlerinin komşu illerden çok geride kalmalarının sebebi nedir? İlimiz sınırları içinde bir organize sanayimiz bulunuyor.
Onun daha da gelişmesi konusunda ne gibi çaba içindeler. Burasının ana yollara bağlanması konusunda yeterli gayret gösteriliyor mu?
Onun için geciken hizmetlerde kabahati başka yerde arama yerine kendimizde aramalıyız.
TOPRAKLARIMIZ SULANSA İKİ ÜRÜN ALINACAK
Başka bölgelerde topraklara sulama imkanının sağlanmasıyla tarlalardan yılda iki ürün alınabiliyor. İlimiz toprakları çok verimli .
.İşlenebilen toprak oranı diğer illere oranla kat kat fazla.
Buna karşın çiftçilerimiz ancak tarlalarından ürün alabiliyor . Doğa şartlar uygun olmadığı zaman onu da alamayarak yoksulluk çekiyor.
Bazıları tarlasını satarak başka illere göç ediyor.
Edirne gibi verimli toprakların bulunduğu bir ilde göç oranının yüksek olması utanılacak bir durum.
Yeri geldiğinde tarıma destek konusunda attığı zaman mangalda kül bırakmayanlar Edirne’nin özellikle orta ve kuzey bölgelerindeki tarlaların sulanması konusunda gerekli çabayı harcıyorlar mı?
Yapılan vaatler sözde kalıyor. Bir de bu yıl yatırımları ertelenmesiyle bölgeye yapılacak sulama imkanları daha da gecikecek gibi görülüyor..
Bugün Edirne’ye hızlı tren gelmesiyle övünenler alkış tutanlar var .
Ondan çok daha önemlisi bölgemiz tarımına yapılması gereken yatırımdır.
Bölgemizin en önemli gelir kaynağını oluşturan tarımın desteklenmesi ve sulu tarım yapılması için baraj ve göletlerin yapılmasıdır.
“ Su akar Türk Bakan “ sözü adeta Edirne için söylenmiştir. Kentin topraklarından üç nehir geçip Saroz körfezine akıyor.
Ne acıdır ki , bu nehirlerden yararlanamıyoruz. Nehir suları akıp denize ulaşıyor. Kentin kuzey bölümünde baraj ve gölet yapılacak çok uygun yerler var.
Bunun sağlanmasıyla suyun akışına göre yüz binlerce dekar verimli topraklar sulanabilecek.
Üreticilerimiz iki ürün alıp yüzü gülecek .
Bu bölgedeki köylerin başka illere göçü de önlenmiş olacak.
Yöneticilerim havanda su dövme yerine, böyle bölge insanımızın yüzünü güldürecek projelerin yapılması için gayret göstersinler.
Ne yazık ki bölge insanımızda kurum ve kuruluşlarımız temsilcilerinde böyle bir gayret yok. badece yakınmakla yetiniyoruz. Çok yazık.
FIKRA
ONLAR GUŞ DEĞİL KUŞ
Büyük kente gelen bir Kayserili çevreyi seyrederken havada uçun bir kuş sürüsü görmüş şöyle mırıldanmış:
“Vay be guşlara guşlara bah ne güsel de uçuyorlar”
O anda yanından geçen bir bayan Kayseriliye seslenmiş;
“ Havada uçanlar guş değil Kuş.”
Kayserili şaşkınlıkla mırıldanmış
“ Allah , Allah halbuki amma da guşa benziyorlar”
HEPSİ BU KADAR MI?
Küçük Aygün’e teyzesi 5 lira para verdi
Küçük, teyzesine bir şey demeden parayı cebine attı.
Bunun üzerine annesi söze karıştı
“ Aygün parayı aldın teyzene ne demen lazım?”
Aylin cevap vermedi.
Annesi bunun üzerine kızına yardım etmek istedi.
“ baban bana para verdiği zaman ben ne diyorum?”
Bu söz üzerine gözleri parlayan Aylin:
“ Hepsi bu kadar mı” diyorsun.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
ÖZLÜ SÖZ
Uzun süre devam eden bir anlaşmazlık, her iki tarafın da haksız olduğunu gösterir
Voltaire
---------------------------------------------------------------