“Edirne’nin ardı da bağlar…” diyorduk türkü türkü söyleniyorduk. Şimdilerde ne demeli diye düşünüp durdum. Sonra şu yakıştırmada karar kıldım; uysa da uymasa da…

Edirne’nin ardı bağlardı,

O yükselenler artık apartman

Ne bağ kaldı, ne bağban

Aliş’imin kuşları bile

Göç etti oralardan…

Bu yakıştırmaya katılanlar olur mu, olmaz mı,bilemiyorum. Ancak “Görünen köy kılavuz istemez” demek de olası.

Yeni yerleşim birimleri doğuya ve kuzeye doğru uzarken; tarım alanlarının apartlanması bence yadırganması gereken türden.

Neyse “olan olmuş, torba dolmuş” diyerek avunmaktan başka çözüm ufukta yok gibi.

Bu yayılmadan sonra yeni mahalleler de oluştu doğal olarak.

Bunlardan birisi de 1. Murat Mahallesi. Bu mahalle oluşmadan önce bir fabrika vardı: “Trakya Kiremit Fabrikası” yazısı hala durmakta. Ama o bölge mezbeleliğe dönmüş şimdilerde. Çalışmıyor da. Tam bir ören.

Tam bir görüntü kirliliği oluşmuş, pis kokular da cabası. Ne olacağı ya da olmayacağı belli değil sanki.

Bu mahallenin kurulması otuz yılı geçti. O mezbelelik hep oradan sırıtmakta. Yarını nasıl olur ben bilmiyorum. Ancak ne olursa olsun temiz ve düzeli olmalı, kanısındayım.Bir kente yakışan budur.

--------------------------

İlk seçimden sonra vermeye başladığımız şehitlerimiz her gün ama her gün sürmekte. Acı üstüne acı çekmek kolay mı? Ne yazık ki çatışmalar da sürmekte, sürdürülmekte. Acı üstüne bu acılara can dayanır mı?

O bölge ise delik deşik; yıkıntı döküntü. Bilmem kaç şiddetin deprem olsa bölge o denli harap olmazdı.

Yazık değil mi giden gencecik canlara, yazık değil mi analara, geride kalanlara, çocuklara eşlere…

Bu bir “Adı konmamış savaş” diyenler de var.

Göçler, geri dönme çabaları da acıların bir başka boyutu. Mülteciler de ayrı bir sorun.

Bu aralar terör ve teröristler teslim oluyormuş. Ve pişmanmışlar. Yaklaşımı da gündemde.

Peki daha önce ne işleri vardı ellerinde silahla, dağlarda? Mehmetçiklerimizi şehit edenler onlar değil mi. Sıkışınca mı akılları başlarına geliyor? Onlar değil mi ülkeyi bölmeye çalışanlar. Onlar değil mi, canlı bombalarla saldıranlar, tuzak kuranlar…

Bu güzelim ülke onlar yüzünden kırk bin binden fazla şehit verdi, Unutuldu mu? Hala sürüyor, sürmekte..

Bu sapıklara nasıl inanılabilir? Olacak iş mi?

Söylediklerinin çoğu sahte, canını kurtarma amaçlı.

Bazıları diyor ki; onlar da can, onlarda ana kuzusu.

Öyle idiyseler ne işleri vardı terörün göbeğinde , eli silahlı örgütün içinde…

Arayan bulur,hele katilse; bulmalı… demek yeterli değil ama…

--------------------------------

Süre önce Almanya’nın sözde Ermeni soykırımını o günlerde nerden ve neden gündeme girmişti? Anlamak zor.

Almanya önce tarihteki kendi yerini bulsun. Hitler’den hesap sorsun, Yahudilere ve romanlara yaptıklarını anımsasın. Haçlı seferlerindeki konumuna baksın.

Birinci savaşta onların yüzünden başımıza gelenlere bir göz atsın. Sonra tarihçiler uzmanlar belgeleri açıp Ermeni olayına da bakarlar. Onlar yani Ermeniler fırsat bulsaydı, alasını yaparlardı, inancı ve kanısındayım..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.