Belediye meclisinin olağanüstü toplantısında bir soru üzerine gündeme gelen Edirne6nin su sorunu Belediye Başkanı Recep Gürkan’ın da itiraf ettiği gibi suyun halka ulaşmasında sorunla yaşanıyor.
Özellikle Kayalıköy Barajında Edirne’ye gelecek su sisteminde sabotaj demeye dilim varmıyor . şamandıranın aşağı indirilmesi ve bunun sonunda Edirne’ye kirli suyun pompalanması nasıl izah edilir?
Başkan Kuyulardan gelecek suyun maliyetinin yüksek olduğunu, buradan şehre su almayı düşünmediklerini ,ima etti. Diğer taraftan Süloğlu Barajından gelen suyun sistemi de barajın alt tabakasına bağlı olduğunu göre tek güvenli yol Kayalıköy barajı oluyor. Tekrar aynı kazaya uğramamak için buradaki su nakleden sistem sık sık denetlenmeli. Gelen kirli suyun arıtma tesislerinde de renginin değişmemesi ister istemez halkta endişe yaratabilir.
Konuşmasında belediye Başkanı Gürkan “ Musluktan bazen su içtiğinde “ ifadesini kullandı. Edirne gibi su kaynağı çok olan yanından üç nehrin geçtiği bir ilde halkımız , musluklarından bazen değil her zaman güvenle su içmek ister.
Hem yüksek miktarda su parası ödeyeceksin , hem de bu sudan içme suyu olarak yararlanamayacaksın. İşte bu olmadı.
İnsanlarımızın hazır suya ödedikleri ücret de az değil.
Arıtma sistemi yapsan o da maliyet istiyor ne kadar güvenli.
Edirne’nin modern bir arıtma tesisi var. Buna sağlıklı su kaynakları da sağladığımızda sanırım musluktan su içecek duruma gelebiliriz.
Edirne’nin su meselesindeki açmazı bugünkü belediye yönetimine bağlamak doğru değil. Bu uzun yılların imhalı.
Kim ne derse desin içtiğimiz veya kullandığımız suların güvenli olduğu tartışılır.
Onun için belediyemizin sus sistemini en önemli sorun haline ve acil çözümlenme kapsamına alınması gerekiyor. Bunun bir de altyapıdan kaynaklanan sorunları var .Su şebekesinin eski olduğu acil olarak değiştirilmesi gerektiği biliniyor.
Bunları üs üste koyduğumuzda kentimizin çözümlenmesi gereken en acil sorununu su olduğu ortaya çıkıyor. Halkımız musluklarından akan suyun içecek konumda olmasını bekliyor.
---------------------------------
İYİ PARTİ NE YAPMAK İSTİYOR.?
Bir süredir İYİ Parti ile CHP arasında sorunların olduğu kulislerde dillendiriliyordu.
Cuma günü yapılan Edirne Belediye meclisinin olağanüstü toplantısında bu iyice su yüzüne çıktı. İlk olarak belediye seçimlerinde başkanvekilliği beklentisinde olan İYİ Parti meclis üyesi Necamettin Attay gündeme geçmeden önce bir soru önergesi sundu.
Burada partisinin tavrını ortaya koymuş oldu.
Toplantıda gündeme gelen SGK borçlarının yapılandırılması konusu meclis üyelerinin onayına sunuldu. Her zaman CHP ile birlikte oy veren İYİ Parti üyelerinden üçü oylamada AK Partililerle birlikte hayır oyu kullanması dikkati çekti. İYİ Parti meclis üyesi Duygu Şener’in evet oyu ile bir fark çoğunluğun oyu ile oylama kabul edildi.
Bu arada İYİ Parti Meclis üyeleri ile AK Parti yöneticileri arasında dirsek teması olduğu yolunda söylemler var. İster istemez İYİ Parti’nin bu tavır değişikliğinin altında yatan ne? Bir tarafta İktidar partisi içinde sorunlar yaşarken, yeni parti gündemde olduğu bir dönemde.İYİ Parti iktidarın yeni destekçisi olmaya mı hazırlanıyor sorusu gündeme geliyor.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in bir toplantıda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile samimi tavırları ister istemez bu soruyu gündeme getiriyor.
Önümüzdeki günlerde İYİ Partideki bu dalgalanmanın nereye uzanacağını daha net olarak göreceğiz.
------------------------
FIKRA
Timur Nasrettin hocanın köyüne ziyarete gelir, köylü Timur’u en güzel şekilde ağırlar. Bunun karşılığında Timur o köye bir fil hediye eder.
Bir zaman sonra doymak bilmeyen fil köydeki bağ, bahçe her şeyi talan eder. Köylüler fili doyurmakta zorlanır. Bu durumda köylüler şaşkın sonunda Nasrettin Hocaya danışırlar.
-“ Hocam perişan olduk bu fil köyümüzde bağ bahçe bırakmadı kurtar bizi bu filden” diye yalvarırlar.
Hoca.
-“ Benimle birlikte gelin Timur’a durumunuzu anlatalım” der, ve köylülerle birlikte Timur’a gitmek için yola çıkarlar.
Hoca önde köylüler arkada Timur’un huzuruna çıkmaya hazırlanırlar.
Timur:
-“ Hayrola hoca ne geldin filimin durumu nedir?” der.
Hoca tam halini anlatacakken şöyle bir arkasına bakar ve kimsenin olmadığını görür.
Hoca:
“hakanım, bizim köylü fili çok sevdi ama hayvan yalnızlık çekiyor. Onun yanına bir fil daha istiyoruz” der.
-------------------------------------------------------------------------------------------
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
BOĞAZDA VAPUR KEYFİNİN 1837’DEN BERİ YAPIYORUZ.
Boğaziçi’nde vapurla yolcu taşımacılığını 1837 yılında biri İngiliz diğeri Rus olan iki vapurculuk kumpanyası başlatmıştı.
1843 yılında “ Tevehid-i Osmaniye” adındaki işletme Kadıköy ile adalara yolcu taşımaya başladı.bu 1870 yılına kadar sürdü.
1844 yılının ocak ayında tersane’ye ait Seyr-i Bahri ( deniz yolculuğu) adlı bir vapur İstanbul’dan Gemlik, İzmit, Bandırma, Teirdağ iskelelerine “ Eser-i Hayrat” adındaki vapur ise İstanbul’da Boğaziçi iskelelerine işlemeye başladı.
Boğaziçi’nden gelen vapur sabahleyin Sarıyer’den kalkar ve iskelelere Bahçekapı’ya (Eminönü) gelirdi. İş saatleri içende vapur işlemezdi.
Bu amaçla ülkemizin ilk anonim şirketi olan “ Şirket-i Hayriye” adında vapur işletmesi kurulmuştu.
----------------------------------
HEPSİ BU KADAR MI?
Küçük Aygün’e teyzesi 5 lira para verdi
Küçük, teyzesine bir şey demeden parayı cebine attı.
Bunun üzerine annesi söze karıştı
“ Aygün, parayı aldın teyzene ne demen lâzım?”
Aylin cevap vermedi.
Annesi bunun üzerine kızına yardım etmek istedi.
“ Baban bana para verdiği zaman ben ne diyorum?”
Bu söz üzerine gözleri parlayan Aylin:
“ Hepsi bu kadar mı?”
------------------------
FIKRA
Temel bir gün ormanda gezerken bir hazine bulur, hazineyi gömer ve üzerine bir tabela koyar tabelanın üzerine :
“ Burada hazine yoktur” diye yazar.
Ormana giden arkadaşı Dursun burada hazine olduğunu anlar, hazineyi alır.
Tabelayı çıkarıp üzerine şöyle yazar:
“ Bu hazineyi Dursun almadı”
--------------------------------------------------------------------------------------------
ÖZLÜ SÖZ
Geçmiş bir dert için yakınmak, yeni dertler edinmektir.
SHAKESPEARE